Kaza gününün üstünden dört gün geçmişti ve bu dört gün boyunca Yoongi ile okula gitmeyip, evde vakit geçirmiştik. Kısa bir süre olsa da, birbirimize dair birçok şeyi öğrenmek için yeterli bir süreydi.
"Hazırlandın mı Roseanne?"
"Evet, geliyorum şimdi." Bugün ise kısa tatilin ardından okula gideceğimiz gündü.
"O üstündeki benim kazağım mı sanki?"
"Evet. Bana daha çok yakışacağını düşündüm. Yakışmamış mı?"
"Hayır hayır yakışmış. Bakıyorum da, giysi dolabım ben bilmeden emrine amade olmuş."
"İki kere kazağını giydim diye demediğini bırakmadın. Sen de benim kazaklarımı giy ödeşelim."
"Roseanne senin kazaklarına benim kolum sığmaz." Gülerek evden çıkarak okula doğru yürümeye başladık.
Kış kendini iyice hissettiriyordu. Yağan karın altında Yoongi'yle yürümek güzeldi. Yolun kısa olmasından dolayı yürümeyi tercih ederek bir şekilde sohbet etmeye de fırsat oluşturuyorduk.
"Şimdi o Johnny denilen çocuk radar gibi seni bulur. Ya da Taehyung. Ya da... Başka biri. Seçenek bol."
"Abartma Yoongi. Taehyung'un amacını ben de bilmiyorum ama şu ana kadar bir kötülüğü olmadı. Ayrıca Johnny'i tanımıyorum bile."
"Tanıma da zaten?" Kampüsün içine girdikten kısa bir süre sonra Yeri koşarak gelip, Yoongi'ye sarıldı.
"Yoongi selam. Uzun zamandır yoktun, merak ettim. Sana da selam."
"Sizi yalnız bırakayım da, uzun zamanın acısını çıkarın. Derse geçiyorum." Sinirle yürümeye devam ettim. Beni eleştirmeden önce kendisine bakmalıydı. En azından bana sarılan birileri yoktu.
"Roseanne bekle. Neden böyle yapıyorsun? Onunla konuşmak istesem konuşurum zaten."
"Belki istiyorsundur da, benden çekiniyorsundur."
"Yani tüm mesele bu öyle mi? Başka bir sebepten değil de, senden çekindiğimi düşündüğün için mi sürekli böyle yapıyorsun?"
"Evet."
"Tamam öyleyse, istediğin gibi olsun." Ve arkasına dönüp Yeri'nin yanına gitti.
Sınıfa çıkıp, köşede kalan bir sıraya oturdum. Kaçırdığım konuları gözden geçirirken konsantremi toplamak oldukça zor geliyordu.
Bir süre sonra sınıfa Yeri ve Yoongi de geldi. Benim oturduğum sıranın çaprazına beraber oturdular. Kendimi oraya bakmamak için o kadar kasıyordum ki, bana selam veren kızı duymamıştım bile.
"Merhaba."
"Ah, merhaba. Özür dilerim kitaba dalmışım." Yalan. Sayfada ne yazdığını bile bilmiyordum.
"Önemli değil tabii ki. Ben Lisa."
"Roseanne, memnun oldum." Çok güzel bir kızdı. Onun da buralı olmadığı belliydi.
"Ben de memnun oldum. Yenisin sanırım?"
"Evet, öğrenci değişim programıyla Amerika'dan geldim."
"Oldukça radikal bir karar. Genelde bu kadar uzak ülkeler tercih edilmez. Ben de değişim programıyla geldim ama Tayland o kadar da uzak sayılmaz."
"Tayland mı? Daha önce hiç gitme fırsatım olmadı ama giden arkadaşlarım çok beğendiklerini söylemişlerdi." Tatlı birine benziyordu. Gerginliğim çoktan yok olmuştu bile.
"Belki bir gün sen de gidersin." Yanımıza Johnny'nin gelmesiyle sohbete o da dahil oldu.
"Selam okulun en güzel kızlarından ikisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me ⋆ yoonrosé
Fanfic"Sen varsan cennete ihtiyacım yok." Yüzümü avuçlarının arasına alarak konuşmaya devam etti. Ellerinin sıcaklığı yanaklarımdan tüm vücuduma yayılıyordu sanki. O kadar yakındık ki, seslerimiz ve nefeslerimiz birbirine kenetlenmişti. Tüm dünya karşımız...