[16]

11.3K 416 14
                                    


"Ne?" dedim doktora bakarak.
"Nasıl yani? Bu olamaz." diye devam ettiğimde ellerimle yüzümü kapattım.
"Kardeşim kanser olamaz." dediğimde istemsizce ağzımdan hıçkırık kaçtı. Gözyaşlarım yanaklarımdan boynuma doğru süzülürken annemin yüksek sesle ağladığını duyabiliyordum. Babamın da anneme güzel şeyler söylediğini ama sesinin titrediğini duyabiliyordum.
Benim kardeşim hasta olamazdı. O çok iyiydi ama. O çok enerjikti. Hasta gibi görünmüyordu hiç.
Ellerimi yüzümden çekmeden hemen yanımdaki banka oturdum.
Dirseklerimi dizlerime yasladığım da doktorun "Geçmiş olsun. Ayrıntıları diğer test sonuçları açıklandığında konuşuruz." dediğini ve ayak seslerinden uzaklaştığını anladım.

"Anne." dedim kısık sesle. Ellerimi yüzümden çektim, gözlerimi anneme çevirdim.
Kızarmış gözleri, ağlamaktan şişmiş suratı ile bana döndüğünde "Eylül'e bunu söyleyemeyiz." dedim ellerimle yanaklarımı silerken.
Oturduğum yerden kalkıp onlara doğru ilerlediğim de başımı babamın göğsüne koydum. "Baba bunu ona söylemeyelim. O çok üzülür." dedim, babam bana daha çok sarılırken annemin de bize sarıldı. Annem başımın üstüne küçük bir öpücük kondurduktan sonra "Söylemeyelim." diye fısıldadı.

Telefonumun çaldığını duyduğumda onlardan ayrılıp cebimden telefonumu çıkardım. Efe'nin aradığını gördüğüm de "Efe arıyor." dedim.
Babam, "Git biraz konuş kızım. Biraz kafan dağılır." dedi. Başımı sallayarak aramayı cevapladım ve hastanenin yatılı bölümdeki koridordan ilerlemeye başladım.

"Kanka nasılsın?" diyen Efe ile "Efe." dediğimde kendimi tutamayarak hıçkırdım. Gözyaşlarım hızlı bir şekilde akarken sağ taraftaki ışıkları kapalı olan koridora girdim. Adımlarımı yavaş yavaş atarken ağlıyordum.
"Ne oldu?" sesindeki endişe ile derin bir nefes aldım.
"Eylül kansermiş." dedim. Sesim çok kısık çıkmıştı.
"Ne? Nasıl?" dedi şaşkınca.
Başımı duvara yasladım ve gözlerimi kapattım.
"Bilmiyorum ben de. Kansermiş işte. Doktor ayrıntıları birkaç tane daha test yaptıktan sonra anlatacakmış. Ben de çok şaşırdım. Hiç hasta gibi durmuyordu. Yani hiç hasta olan bir çocuk da değildi." dediğimde gözlerimi açtım.

"Biliyorum Berfu biliyorum. Ama sen üzülme. Bu geçecek. Eylül iyileşecek." dedi umut verici bir sesle.
"İnşAllah... Efe ben kapatsam olur mu? Annemin yanına gideyim." dedim.
"Tamam ama bir şeye ihtiyacın olursa söyle." dediğinde hızlıca "Söylerim. Hadi görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.

Karanlık koridorun büyük penceresine ilerlediğimde pencereyi açtım ve dirseklerimi pencerenin kenarına yaslayıp çenemi elimi yasladım. Gece olduğu için hava biraz serindi, hafif rüzgar esiyordu.
Gözlerimi birkaç kez kapatıp açtığımda derin bir nefes aldım. Gözlerim buradan görünen manzaraya kaydığında bir süre yana ışıkları izledim.

"İyi misin?"

Duyduğum incecik bir erkek sesiyle gözlerimi ona çevirdim.
Benden 3-4 santim uzun, mavi gözleri, kolunda serum ve yanındaki serum askılığı ile küçük adımlarla bana doğru gelirken zoraki gülümseme ile ona baktım.
"İyi gibiyim..." dedim kısık sesle.
Yanıma geldiğinde dışarıdan gelen ışıklarla yüzünü daha iyi görebiliyordum. Kulaklarının altına kadar gelen saçları sapsarı idi.
Saçları çok güzeldi. Buradan bakıldığında yumuşacık görünüyordu.

Kendimi tutamayarak "Saçların çok güzel." dedim.

Yüzünde gülümse oluştuğunda buruk bir ifade ile gözlerime bakmaya başladı.
"Ben de saçlarımı çok seviyorum..." dediğinde gözlerinin sulandığını gördüm. Ben merakla ona bakarken gözlerini benden kaçırdı.
"Ama saçlarımı kesmek zorundayım." dedi kısık sesle.

Şaşkınlıkla gözlerim açılırken üzüldüğümü hissettim. Çok üzüldüm hatta.
Bir insanın sevdiği şeyler hayatından gitmesi...
Çok üzücüydü.

"Olsun..." dedim onu teselli edercesine. "Kökü sende değil mi sonuçta?" dedim biraz yüksek sesle. Gözleri bana dönerken "Kökü sende. Üzülme. Senin için böyle daha iyiyse böyle olsun..." dedim.

Gözleri gözlerime değdiğinde gülümseyerek "O da doğru." dedi.

Gözlerimi ondan çektiğim de "Sen niye ağlıyorsun bu arada?" dedi, sesindeki merakı anladığım da gözlerimi tekrar ona döndürdüm.
"Kardeşim kansermiş." dedim ve tekrar sulanan gözlerimle ona baktım.

Üzgünce dudaklarını büzdüğünde "Ben de öyleyim." dedi. Bana bir adım daha yaklaştığında "Ama üzülme. İnan ki o senin üzülmeni istemez..." dediğinde içimi rahatlatmak istercesine gülümsedi. "Kendimden biliyorum. Ailemin benim için bir damla gözyaşına dayanamıyorum. O senin mutluluğun ile mutlu olacaktır..." dediğinde hızlıca gözyaşlarımı sildim.

"Ağlamıyorum ki." dedim bir küçük çocuk edasıyla.

Gülüşünü duyduğumda ben de gülerek ona baktım.
"Ben gitsem iyi olur." dediğinde bir adım geri gitti.
"Bu arada adın ne?" dedi.

"Berfu.. Senin?" dediğimde "Deniz." dedi.

"Öyle mi?" dediğimde gözlerine bakıyordum. "Gözlerinde adın çok orantılı." dediğimde gülümsemesi büyürken "Ne yani gözlerimin güzel olduğunu mu söylüyorsun?" dedi sesindeki mutlulukla ve bir adım yaklaştı. "Denizler çok güzeldir. Ondan dedim." dediğimde hızlıca başını salladı.

"Evet, gözlerinin çok güzel olduğunu söylüyorum. Denizler gerçekten çok güzel..." Bir adım ona yaklaştım. "Gözlerin deniz mavisi ve harikalar."

Gülüşü büyürken bir insanı mutlu ettiğim için ben de genişçe gülümsedim.
Mutlu etmiştim ama doğruyu söylersek mutlu etmiştim.
Gözleri gerçekten de deniz mavisi idi ve çok güzeldi.

"Teşekkür ederim." dedi gözlerini gözlerimden çekerek. Utandığını anladım. 

"Şey... İyi akşamlar." dediğinde "İyi akşamlar." diye karşılık verdim ve son kez bana gülümseyip arkasına döndü. Bir adım attığında "Bu arkada Deniz!" diye seslendim. Bana doğru dönerken "Telefon numaran falan var mı? Ben büyük ihtimalle buraya gelmeye devam edeceğim. Hem bir arkadaş edinmiş olurum hem de yalnız kalmamış oluruz." dedim.

"Evet ya çok iyi düşündü. Cana yakın gibisin." bana yaklaştı ve telefonunu bana uzattı. "Numaranı yazabilirsin."

Elinden telefonunu aldım ve numaramı yazdım. Geri verirken "Beni ara seni kaydediyim seni." dedim.

Başını salladığında "Tamam. Görüşürüz." dedi.

"Görüşürüz." dediğimde arkasına döndü ve karanlık koridorun sağ tarafındaki odaya girdi.
Ben de gözlerimi pencereye çevirdim.

............
Azıcık hikayenin içine dram koyayım dedim lslsös


PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin