[7]

14.9K 465 39
                                    

"Sende kendini görseydin ne kadar komik ve tatlı olduğunu görürdün."

Şaşkınlıkla Karan hocaya bakarken belli belirsiz başımı salladım. Gözlerimin tam içine bakarken aramızdaki sessizliğin gerilimi ile gözlerimi kaydıraklara doğru koşan kardeşime çevirdim. Aramızdaki bu gereksiz çeklimi yok etmek istercesine oflayarak "Hadi artık eve gidelim Eylül." diye bağırdım ama o beni takmayarak kaydırağa doğru koşmaya devam etti.

Ben oturmak için banka adımladığım da Eylül'ün çığlığı ile hızlıca ona doğru döndüm. Kaydırağının merdivenine oturmuş ayak bileğini tutuyordu. Ona doğru koştuğum da Karan hocanın da benimle beraber koştuğunu gördüm.

Hızlıca Eylül'ün yanına eğildim. 
"Ne oldu?" dedim endişe ile. 

"A-ayağımı burktum." dedi ağlamaktan konuşmadığı bir sesle. O kadar çok ağlıyordu ki resmen çığlık atıyordu. 
Ne yapacağımı bilmeyerek ona baktığımda Karan hocanın sesini duydum.
"Hastaneye mi görürsek?"

"Yok yok." dedim ve Eylül'e daha çok yaklaştım.
"Küçücük bir burkmadır o." dedim ve hemen sonra Eylül'ü kucağıma almak için eğildim.
"Ya kırırdı ise." diyen Karan hocaya baktım.
"Kırırsa yerinde duramaz."

Eylül'ü yavaşça kucağıma doğru çektiğimde Karan hoca "Dur ben yardım edeyim." dediğini duydum ve Eylül'ü kucağımdan almaya çalıştı.
"Yardıma gerek yok, teşekkürler." diyerek Eylül'ü kendime doğru çektim.
Eylül ile beraber bir adım attığım da Karan hoca hızlıca Eylül'ü benden aldı ve yürümeye başladı.
"Hocam!" diyerek arasından bağırıp koştuğumda başını bana çevirdi. 
"Efendim evladım." dedi şakacı bir sesle ve tekrar önüne döndü.

"Ben alırım kardeşimi!" diyerek hızlıca yanına gidip Eylül'ü alacaktım ki yana döndü.
Sinirle derin bir nefes aldı ve gözlerini devirdi. 
"Tamam." dedim sakin kalmaya çalışarak. "Evimin nerede olduğunu bilmiyorsunuz sonuçta." diyerek hemen sağımda ki banka oturup (çok havalı sandığım bir biçimde)bacağımı diğer bacağımın üstüne attım. "Götürün kardeşimi."

Bana bakıp güldükten sonra Eylül'e döndü. "Eviniz nerede Eylül?"

Gözlerimi büyüterek Karan hocaya baktığımda Eylül hemen parkın karşısındaki evimizi işaret parmağı ile gösterdi.
"Orada."
Bunu birden düşünmemiştim. Salaksın!

Karan hoca bana bakıp ima ile - daha doğrusu aptal olduğumu ima etmek istercesine(!)- güldükten sonra adımlarını eve doğru atmaya başladı. Sinirle oturduğum yerde kalktığımda Karan hocanın peşinden gittim.
"En fazla 50 kilo. Sanki taşıyamayacağım. Hep siz taşır, hep siz güçlüsünüz zaten(!) Geri zekalı." kendimi tutamayarak öfke ile mırınlandığım da Karan hoca olduğu yerde durup arkasına döndü.

Tek kaşını kaldırmış soru sorar bir ifade ile bana bakıyordu. Omuz silkip yanından  geçerek eve doğru yürümeye başladım.
" Çok istediniz madem." dedim ve ona baktım.
"Evimiz en üstte." diyerek arkamda kalan evimizi gösterdim ve zevk alırcasına gülerek konuştum.  "7'inci kat. Asansör yok."

                                   ♣️

"Geldik mi?"
Karan hoca yorgunluktan bayılacak haldeyken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Acayip komik görünüyordu. Yüzünden akan terler boğazından, gömleğine doğru akıyordu. 
"Geldik geldik." diyerek cebimdeki anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım.
Ayakkabılarımı çıkararak eve girdiğimde o da hemen girdi.

Kapıyı kapatacaktım  ki karşı dairenin, yani Efe'nin kapısını açtığını gördüm. Hızlıca kapıyı kapattığım da derin bir nefes aldım. Şimdi ona bu durumu açıklamam lazımdı. Üstelik onun yorumunu dinlemeden beni bırakmazdı. Akşam çağırır anlatır ya da yarın okulda anlatırdım.
Ya da anlamazdım. Keyfim bilirdi vallah billah. 

PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin