[26]

9.9K 333 31
                                    

Yorum ve oylamayı unutmayınnn

.......

"Ne yani Dicle ile şimdi sevgili misiniz?" dedim şaşkınlıkla. Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Bu ne hız idi ya?

"Evet." dedi ve Efe sandalyeye daha çok yayıldı. Keyifli bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Sen kantin de bir çocukla konuşuyordun?" Dilek 'e sorar gibi bir bakış attığım da üzgünce dudaklarını büzdü.
"O evliliğe hazırlanıyormuş. Ben de neden sürekli çocuk evlilikle alakalı şeyler soruyor diyorum... Dünya' dan bir yakışıklı da gitti ha.." dedi ve üzgünce çenesini ellerine yasladı.

Kendimi tutamayarak güldüğümde Efe, "Ama yeni yakışıklılar çıkıyor ortaya." dedi. Dilek'i mutlu etme gibi bir çabası vardı. Ben ise nasıl söyleyeceğimi aklımdan geçirip duruyordum.

"Evet," dedim ikisinde bana dönmesi için. Bana döndüklerinde masumca gülümsedim. "Benimde bir sevgilim var." dedim bir çırpıda.
Bu şeyi söyleyip bitirmek istiyordum. Onlardan bir şeyler saklamak istemiyordum. En yakın arkadaşlarımdı ve vicdan azabı çekmek istemiyordum. Onlar bana her şeyini söylüyorlardı ve ben onlardan bir şey saklamak istemiyordum.
Dilek 'e aşık olduğumu söylemiştim sadece. Efe' nin vereceği tepkiden onun da vereceğinden korkmuştum. O yüzden ona söylemiştim.

"Kim? Hadi çabuk anlat?" diyen Dilek ile gözlerimi Efe'ye çevirdim.
Bana bakarak bir şeyler düşünüyor olmalıydı ki kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.

"Kiminle sevgili olduğumu söyleyeceğim ama hiçbir soru sormayacaksınız." dedim. Dilek hızlıca başını sallarken Efe daha çok kaşlarını çatmıştı.

"Karan hoca ile sevgilim." dedim ve hızlıca oturduğum yerden kalktım.

"Ne?" diyen Dilek'i dinlemeyerek arkama döndüm ve bir adım attım.
"Oha!" diyen Efe ile hızlıca okul binasına ilerledim.

Vallah onlara bir şey anlatmak istemiyordum. Her şeyin en ince ayrıntısına kadar anlatırmak isteyeceklerdi ama biz okuldaydık
Şuan ve ben konuşmak istemiyordum.
Daha sonra onlara en ince ayrıntısına kadar anlatırdım ama şuan ona hiç hazır değildim.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle cebimden çıkardım.

Neredesin?

Karan hoca...
Pardon?!
Karan'ın attığı mesaj ile gözlerimi devirdim.

Okuldayım. Sen?

Dün tuvalete gittikten sonra zil çalıncaya kadar çıkmamıştım.
Ve dün ona biraz kırılmıştım. Sevgilisiydim ben onun. Bana biraz kıyak geçebilirdi. En azından bana önce haber verebilirdi.(!)
Ya da ben bu sevgili olayını çok büyütüyordum.
Tekrar bildirim sesiyle başımı telefona çevirdim.

Sağ ol ya. Aydınlandım.

Öğretmenler odasına gelsene.

Aydınlattığıma sevindim.

Beni ayağına mı çağırıyorsun? Ben de 9/A sınıfının oradayım. Sen gel.

Berfu kamera var farkındaysan orada. Eğer 9/A sınıfı boşsa beni orada bekle o zaman.

Gözlerim sınıfa gittiğinde boş olmadığını gördüm. Oflayarak öğretmenler odasına ilerledim.

Öğretmenler odasının kapısını açıp içeriye girdiğimde pencerenin orada beni beklediğini gördüm.
Kapının sesi ile bana döndü ve gülümsedi.
Ben onun aksine somurtuyordum.
Kapıyı kapattığımda bana yaklaştı.

Kaşlarını çattı. "Üzgün müsün?" dedi.

Önümde durduğunda cevap vermeyerek omuz silktim.

Dudaklarına bir gülümseme çıkarken ellerini belime koyup beni kendine doğru çekti.
"Berfu." dedi gözlerime bakarak.

"Sınav kağıtlarını vermediğim için bana kızamazsın... Bu haksızlık olur." dedi.

Omuz silktim.

"Berfu." dedi ve başını başıma yaklaştırdı. "Ben herkese eşit davranan bir öğretmenim. Tamam benim sevgilimsin ama ben haksızlık yapmam."

"İyi." dedim yüz ifademi bozmadan.

Alnını alnıma yasladı.
"Eee?" dedi ve burnunu burnuma sürttü. "Gülmüyorsun?"

"Ben sana onun için bir şey demiyorum ki. Tuvalete gitmek istediğim de izin vermedin. Ben sana o yüzden sinirlendim. Belki acil bir durumum vardı. Nereden bilebilirdin ki? " dedim küçük kız edasıyla.

"Sen bana hocam dedin." dedi ve derin bir nefes aldı. "Bak yine sinirlendim." dediğinde bana gülümseyerek bakmaya başladı. "Neyse boş verelim bunları."

Beni kendine daha çok çektiğinde göğsüm göğsüne değdi. Kollarımı boynuna doladım.
"Ama hala gülmüyorsun." dedi ve dudağımın kenarına küçük bir öpücük kondurdu.

Dudaklarım kıvrıllırken ima ile yüzüme baktı. "Ney yani gülmen için öpmem mi gerekiyordu? Sorun değil." diyerek dudaklarını dudaklarıma yaklaştığında gülerek geri çekildim.

"Saçmalama okuldayız." dedim ve ellerimi boynundan çektim.

"Ama..." dediğinde "Ya birisi girerse?" dedim. Kapıya baktı ve sonra duvarda asılan saate baktı.
"10 dakika var... Girmez." dediğinde ısrarlı gözleriyle gülümsedim.
Çok güzel bakıyordu bana.
Küçük bir erkek çocuğunun istediği şeyi yapmamışsım gibi hissettim.

Kendimi tutumayarak güldüm. "Tamam hadi öp." dedim ve ellerimi yanaklarına koydum.

Alnını  ilk önce alnıma, sonra da  dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

.........

PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin