[2]

24.2K 690 141
                                    


Oy ve yorum yapmayı unutmayın canlarımmm


......................

''Efe hadi be oğlum. Sen yaparsın.''
Aklıma gelen kamu spotu reklamı ile kahkaha attığım da Efe'nin odasından bağırdığını duydum.

''LAN sabah sabah apartmanı uyandıracaksın!''

EVET sabah sabah Efe'yi evinden almaya gelmiştim. Daha doğrusu Efe evimin karşı dairesinde oturuyordu. 4 katlı bir evin en üst katında biz otuyorduk. Odamın terasından onun terasına geçebiliyordu. Bunu genelde geceleri Efe'yi korkutmak için yapardım. Affedersiniz ama altını sıçardı(!)
Dilek ise karşı apartmanda oturuyordu. Pencereden onun odasını görebiliyorduk ve pencereden pencereye sohbet etmek çok keyifli oluyordu. Biz Efe ile küçüklükten beri arkadaştık. İlkokulda ilk tanıdığım kişiydi ve biz ilkokuldan beri onunla hiç ayrılmamıştık. Her şeyi beraber yapardık ve kardeşim gibi olmuştuk. Oyun oynamayı çok severdik mesela. En favori oyunumuz saklambaçtı. Sonra da körebe geliyordu. 
Orta 2' de de Dilek ile tanışmış ikili grubumuzu 3'e çıkartmıştık. Şuan da üçümüz en yakın arkadaş, birer kardeştik. Yine her şeyi beraber yapıyorduk. Oyunları üçümüz oynuyorduk ve böyle daha eğlenceli oluyordu. 

''Geldim geldim.''

Efe'nin sesini duyduğumda daldığım yerden gözlerimi çekmem ile yine aynı yere koymam saniyeler içinde olmuştu.
''Salak mısın ya? İstersen baxerını yanımda giyeydin ya(!)'' sesimde ki alayla kahkaha attığında okul pantolonunu düğmesini kapattı.

Yüzünde eğlenir bir ifade vardı.
''Onun zamanı geçtiğini düşünüyorum.''

Kendimi tutamayarak ben de güldüğümde ''Doğru en son ikinci sınıfta yanımda soyunmuştun.'' dedim ve arkama dönüp merdivene doğru adımladım.

''Ya annem üstüm ıslandı diye herkessin içinde beni soymuştu.'' dediğinde kahkahamı engel  olamadım. Hızlıca koluma girdiğinde merdivenden inmeme ayak uydurdu.
''Gülme ya! Kaç yaşında çocuktum. Hem ben de senin bazı şeylerini görmüş olabilirim.''

Hızlı onu ittirdiğim de bana göz kırptı. Sırıtıyordu bir de. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakarken öfkeyle konuştum.
''Ya ben de çocuktum farkındaysan ve bikinimin düşeceğini nereden bilebilirdim.'' küçümseyici bakışlarımdan yollayıp koşarak merdivenden inmeye başladım.

''Ya bekle ya. Şaka yaptım!'' demesini umursamadan apartmandan çıktığımda Dilek'in kapıda beklediğini gördüm.

Beni gördüğünde derin nefes aldı.
''Sonunda ya.'' diyerek yanıma geldiğinde koluma girdi. Benim çatık kaşlarıma anlamsız bakışlar atarken ''Yine ne oldu?'' diye sordu. Ben bir şey diyemeden Efe cevap verdi.
''Ne olacak bikinisinin düştüğünü hatırlattım da sabah sabah bana öfkelendi.''

Dilek'in kahkahasını duyduğumda onu da  hızlıca kolundan ittirip önden önden yürümeye başladım.
''Canım affet ama o gün çok komikti ya.'' diyerek bu sefer Dilek kahkaha attığında kısa bir an için arkama dönüp bana gülerek bakan ikisine de baktım.
''Dilek' ciğim ben de hatırlatırım ki senin herkesin içinde donun düşmüştü.'' Dilek ciddileşirken gülme sırası ben de idi.

''Tamam tamam hepimiz de bir yerlerimizi gördük.'' dedi Efe ve gözlerini Dilek'e çevirdi. ''Dilek ben senin o pembe fosforlu külotunu unuttum bile.'' diyen Efe ile büyük bir kahkaha attım. ''Berfu senin de memelerini unuttum merak etme.''

Kahkahalarımım arasında ona bakarak yüksek sesle konuştum.
''LAN benim memem yoktu o zaman. Neyini hatırlıyorsun zaten!''

Benim konuşmamı es geçip memenin açılma şeyini konuşmaya başladıklarında göz devirip önden önden yürümemi devam ettim. Ama Efe'nin sesini duyabiliyorum.

''KANKA ama bir de  'Bak şimdi çok güzel çıkacağım.' deyip havuza daldı. Böyle havalı havalı bir... Bana nasıl hava atıyor salak. Havuzdan hızlıca çıktığında saçlarının bir savurması var... Sanırsın Kleopatra. Bikinisinin düştüğünün haberi bile  yok. Bikinisinin düştüğünü anladığında suya bir girişi var... Vallah sen bana, ben sana bakmıştım.''

♣️


''Offff.'' diyerek sıraya sırtımı yasladığım da gözlerimi  yanıma oturan Efe'ye çevirdim. Başını sıraya yaslayıp uyukluyordu. 
''Kanka Allah rızası için bir sırtımı ov.'' sesimin en acındırır bir şekilde çıkarıp Efe'ye yalvaran gözlerle bakarken başını sallayıp beni belimden kendine doğru çekti.
Neyse ki sınıfta sadece biz vardık ta 'Sevgili' bakışlarını maruz kalmayacaktık.
Hayır yani Efe'yi kardeşim gibi gördüğümü ne kadar bilseler de salak salak düşünceler yaratıyorlardı kendi kendi kendilerine.
Pis ergenler.

''Evet evet birazcık kollarıma da.'' dediğimde bakışlarımı açılan kapıya çevirdim.

Tanıdık gelen sima ile tek kaşımı kaldırıp öylece kapıda bekleyen adama 'He ne var?' dercesine bakıyordum.
İlk bana bakıp, sonrada Efe'ye baktığında aklına bir şey gelmiş gibi tekrar bana döndü.
Yüzünde sinsi bir ifade vardı. Bakışları beni katletmek ister gibiydi. Gözlerimi şaşkın bir ifade ile üzerinde gezdirdim. Gri takım elbise giymişti. Sıradan duruyordu. 

''Pardon da?'' dedim sıram da düzgün otururken. ''Kapıda dikileceğine buyur.'' dedim sınıfa göstererek.

Başını salladığında bir adım sınıfa doğru attı ve öğretmenler masasına giderken ''Bundan sonra sen değil ben seni buyur edeceğim.'' dedi gülerken ve  hemen sonra elindeki daha yeni gördüğüm çantasını masanın üstüne koydu, sandalye oturdu.

''PARDON da anlamadım.''  dediğimde  o kişiye tek kaşımı kaldırıp bakıyordum. Daha sonra Efe'nin sesini duydum. 
''Sanırım bu fizikçi.''

Gözlerim açılırken öğretmen masasında oturan adam dirseklerini  masanın üstüne koyup başını ellerinin arasına aldı ve bana gülümseyerek bakmaya başladı.
''Seni daha akıllı sanırdım. Sonuçta dün...'' deyip sustuğun da gözlerim daha da açıldı.

Beynimi düne götürdüğüm de kapüşonlu adam...
Yok artık.
Neeeee?
Bu ne biçim tesadüf?
Wattpad kızısın sen kendine gel.

Şaşkın ifademi bir anda değiştirmiş yapmacık bir şekilde gülerken bana daha çok gülmüştü.
''Aaaa.'' dedim yapmacıkça ve bir anda ciddeleştim. ''Çüş!'' dedim yüksek sesle ve refleksle oturduğum yerden kalktım. 
''Bu ne tesadüf be!'' dediğimde kalktığım sandalye geri oturdum. Efe'nin ne oluyor bakışlarını umursamadan öğretmen masasında bana gülen adama bakıyordum. Daha doğrusu gülmüyor, bu halim çok hoşuna gitmiş gibi anırıyordu(!)

Yerinden kalkıp bana doğru yürümeye başladı. ''Tanışalım.'' deyip elini bana uzattı. Gözlerim bana uzatan eline kayıp tekrar gözlerine çıkardığım da elini tutmamaya kararlı idim. Emin bir şekilde gözlerine bakarken sanki bana meydan okurcasına bir ifade vardı. Ya da hakkımda hain planlar yapan bir ifade vardı(!)
''Ben yeni fizik hocan Karan.''


PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin