[35]

8K 256 46
                                    

Yorum ve oylamayı unutmayın

....

"Yaaa." dedim geldiğimiz yerde gözlerimi gezdirken.
"Burası çok güzel Karan." sesim büyülenmiş gibi çıkıyordu.
Çünkü gerçekten de büyülenmiştim.

Kapadokya'ya gelmiştik sabah.  Güneş batmak üzereydi ve çok güzel bir restorana gelmiştik.
Havada bir sürü balonlar vardı. Çok yakınımızdaydı ve binen insanları birazcık daha olsa görebiliyordum. Yerde minderler ve üzerinde rengarenk yastıkları vardı. Tam güneş batıyordu ve manzara çok güzeldi.

"İlk... " dedi Karan az ileride olan ve üstünde yemekler olan masayı göstererek. "Yemek yiyelim. Sonra buraya otururuz."

"Olur. Çok açım." diyerek hızlıca sandalyeye oturdum. O da karşıma oturduğunda tabağımda ki etten bir ısırık aldım.

"Ne yalan söyleyeyim." dedim eti işaret ederek. "Sen yapınca daha güzel oluyor."

Yüzünde gülümseme çıkarken "Tabii ki ben yapınca güzel olacak... Hadi bir beğenme. " dedi şakacı bir tavırla.

Gülümseyerek yemeği yemeye devam ederken aklıma gelenle gözlerimi Karan'a döndürdüm.

"Bebeğim." dedim bana dönmesi için.
"Neden bugün, normalden daha güzel giyindik?"

Gözlerimi birkaç saniye baktı.
"Hmm." dedi. "Çünkü." dediğinde telefonun bildirim sesi geldi.
"Aaa telefonum!" dedi abartılı bir sesle.

Telefonundan bir şeyler yazarken ben merakla ona bakıyordum.

Sonra boş verip yemeğime döndüm.

🐩

"Yemekler çok güzel olmuş. Teşekkürler." dedim tabakları almak için gelen garsona.

"Afiyet olsun." dedi son tabağa alarak garson.

Karan ile sadece gülümseyerek karşılık verdik.

"Yaa Karan." dedim sandalyeden geriye doğru yaslanıp.

"Efendim sevgilim." dediğinden yüzüme gülümseyerek bakıyordu.

"Hiç Karan diyesim geldi." dedim ve genişçe gülümsedim.

Gülümseyerek başını salladı ve telefonuna göz attı.

"Karan." dedim tekrar.

"Efendim sevgilim." dedi gözleri hala telefondayken.

"Bir şey mi oldu? Hep telefona bakıp duruyorsun." dedim ve masadaki suya uzandım.

"Yok hayır. Bir şey olmadı." dedi hızlıca ve sandalyeden kalktı.

Suyu büyük yudumlarla içtiğim de Karan'ın bana elini uzattığını gördüm.
Elimi avuç içine koyduğum da beni sandalyeden kaldırdı.

Az önce çok beğendiğim yere doğru beni çekerken elimi parmaklarının arasından geçirdim.
Minderlerin arasına geçtiğimiz de beni kendine çevirdi ve diğer elimi de avuçunun içine aldı.
Yüzüme gülümseyerek bakarken heyecanlı olduğunu anladım.

"Heyecanlı mısın?" dedim neden heyecanlı olduğunu anlamaya çalışarak.

Başını belli belirsiz salladı.
"Berfu." dedi ve bana bir adım yaklaştı. "Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapacağım ve aşırı heyecanlıyım..." dedi. Derin bir nefes aldı. Gözlerimi bakarak devam etti. "Ben seni gördüğüm zamanda hiç buralara kadar geleceğimizi düşünmemiştim... Seninle sevgili olup, tatile gitmek... Gerçekten akla gelemeyecek kadar güzel. Seninle olmak, senin beni sevmen o kadar güzel ki..." tekrar derin bir nefes aldı. Acayip heyecanlı olduğunu anlayabiliyordum. Ve sanki derin nefeslerle sakinleşmeye çalışıyordu. "Senin beni sevdiğini söylediğin gün hayatım da yaşadığım en güzel gündü... Ve hayatım ondan sonra daha da güzelleşti..." bana doğru bir adım attı.

Ben ise ona şaşkınlıkla bakıyordum. Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyordum, tahmin edebiliyorum. Umarım tahmin ettiğim olurdu.

"Seni her gördüğümde bunu aklımdan geçiriyorum. Güzel yüzünü gördüğümde aklımdan bu geçiyor ama bir şekilde söylemeye dilim varmıyor. Çünkü senin daha 18 yaşında olduğunu biliyorum ve daha çok küçük olduğunu da biliyorum ama sen ne zaman istersen o zaman olur... Senin istediğin zaman, istediğin saatte, istediği yerde olur... Ben sadece seninle gerçekten ciddi düşündüğümü gör istiyorum." sağ elini elimde çekti ve cebine soktu.
"Hep senin güzel gözlerinle uyanmak istiyorum ben." cebinden yüzük kutusunu çıkardı.
Kalbim deli gibi atıyordu. Heyecandan ellerim ayaklarım titrediğini hissettim.
Gözlerim sulanırken yüzük kutusunu açtı ve içindeki yüzüğe bir göz atıp gözlerime döndü.
"Kalbimin, aklımın ve yuvamızın bir tanesi olur musun?"

Gözlerim daha fazla sulanırken hızlıca başımı salladım.
Stresli, heyecanlı yüzü gitti, geriye sevinçli bir yüz ifadesi bırakırken yüzüğü parmağıma geçirdi.

Hızlı bir şekilde kollarımı boynuna doladım ve sıkıca sarıldım.
Kollarını belime doladı.
Alkış sesleri duyabiliyordum ama onları hiç takmayarak Karan'a sarılmaya devam ettim.

Başımı alnına koydum.
İnsanları umursamadan dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Daha büyük bir alkış koparken ellerini çıplak belimde hissettim.
Dudaklarını öperken hissettiğim tek şey mutluluktu....

(Temsili)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili)

...........

Yaa her seferinde evlenme teklifini yazarken utanıyorum tuhaf bir şekilde ldjdndmössndndöçd

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Finalle az kaldı ama final de ne  olacağını bilmiyorum ldmdndösösöm

Ben ne biçim kitap yazıyorum ya dndndnsösöç

PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin