[14]

11.8K 427 54
                                    


"Ya bir dur ya bir dur! Geliyorum!"
Kaç kere kapı çaldı bilmiyordum ama şu anda kapıyı açmak için koşarak daha doğrusu uçarak desek yeridir kapıya ilerliyordum. Aynı zamanda üstüme çeki düzen vermeye çalışıyordum. 

Kimseyi de beklemiyordum aslında. Kimdi ki bu?

"Kimsin?" dedim kapıdan bağırarak. Dağınık saçlarımı geriye doğru attım 

"Benim." duyduğum Karan hocanın sesi ile gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Ne işi vardı bunun?

"Evde yokuz!" deyip bir adım geri gittim.

"Berfu açar mısın kapıyı? Seni gerçekten merak ettim. Mesajlarıma da cevap vermiyorsun. Lütfen kapıyı aç. İyi olduğunu göreyim gideceğim gerçekten." sesindeki üzgünlük beni üzerken kapıyı yavaşça araladım. Ve kapının arasında onu görebileceğim şekilde başımı uzattım. 

Karan hoca ile göz göze geldiğimizde burukça gülümseyip yüzümün her tarafını iyice inceledi.
Gözleri alnım da takılı kaldığında sıkıntı ile ofladı.

" Çok şişmiş. " dedi kısık sesle ve üzgünlükle. "Acıyor mu?" dedi sesindeki yumuşak ama bir o kadar üzgün bir tonla. 
Böyle davranması beni heyecanlandırırken derin bir nefes aldım.
Üzgün suratına bakmak beni üzerken kapıyı daha çok açıp kenara kaydım.

"Gelin hocam." dediğimde yavaşça ayakkabısını çıkarıp eve girdi.
Kapıyı kapattığımda salona işaret ettim.
Neyse ki  geçenlerde misafir geleceği için ailecek evi temizlemiştik. Davetsiz misafirlere bu sefer rezil olmayacaktım neyse ki. Bir keresinde dantelli sütyenimi koltuğun üstüne fırlattığım için misafirin erkek çocuğundan bayağı dalgaya uğramıştım ama neyse ki çocuğu 'senin pipinin fotoğrafı ben de  var herkese bunu gösteririm.' diyerek tehdit etmiştim. 

Karan hoca koltuğa oturduğunda ben de çarprazında ki koltuğa oturdum.
Gözlerini direkt bana döndürdü.
"Gerçekten seni merak ettim. Aslında buraya gelip seni rahatsız etmeyecektim ama." dediğinde gözlerime baktı. "Merak ettim. Kapının önünde duran bendim ve yani alnının acıması benim suçumdu. İsteyerek yapmadığımı bil." dediğinde başımı salladım. Sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki hızlıca oturduğu yerden dikleşti. "Yani hocan olarak seni merak ettim. Başka bir şey değil yanlış anlama."

"Yoo yanlış anlamam hocam." dediğimde  "Bir şey içer misiniz? Kahve, çay. Kahve pek yapamıyorum biliyorsunuz ama öyle içmek isterseniz yaparım." dediğimde "Yok bir şey içmeyeceğim." dedi.

Bir süre sonra koltuktan kalktı.
"Ben artık gideyim." dediğinde "Aaa daha şimdi oturmuştunuz." dedim samimi bir tavırla.
"Olsun. Zaten okula uğramam lazım." dediğinde ''Biraz daha oturun.'' diye ısrar ettim ayıp olmasın diye. 

Gözleri gözlerime tuhaf bakmaya başladığında ''Ayıp olmasın diye dedim. Başka bir şey değil.'' değil dedim. 

Güdüğünde koltuğa geri oturdu. 

''Annem sabah trileçe yapmıştı.'' ayağa kalktım. ''Kaynananız seviyormuş.'' diyerek arkama döndüm. ''Bu böyle değil miydi ya?'' diyerek tekrar Karan hocaya döndüğümde dudaklarını birbirine bastırıp gülmemek için kendine tuttuğunu gördüm. ''Gülün hocam. Ben zaten size çoktan rezil oldum.'' 

''Bana rezil falan olmadın.'' dedi. Omuz silktim ve ''Hemen getiriyorum.'' diyerek mutfağa doğru adımladım. Dolaptan trileçeyi çıkardığımda aklıma en son salona annem çamaşır sepetti koyduğu aklıma geldi ve hızlıca trileçeyi tabaklara koyup salona ilerledim. 

Salona girdiğimde gözlerim çamaşır sepetine kaydı ve onun Karan hocanın hemen ayağının dibinde ve benim diğer çocuğa rezil olduğum kırmızı, üstümden katılaşarak anca çıkardığım dantalli sütyenimi gördüm. Karan hoca baktığım yere baktığında anında gözlerini başka tarafa çevirdi. 

PARDON?! ✅ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin