25.Bölüm

14.3K 853 262
                                    

Merhaba canlarım🤍

Bildiğiniz üzere zor günler geçirdik.
Her dakika her saniye gelişmeleri takip etmeye çalıştım. Psikolojik olarak bu durumdan fazla etkilendiğimi itiraf etmem gerek.

Cennet vatanımın bir karış toprağı bile çok değerliyken, yangınlar yüzünden günlerce cayır cayır yanması benim de içimi yaktı.

Umarım yapanlar cezalandırılır. Umarım her şey düzelir ve güzel günleri hep birlikte yaşarız.

Gecikme için hepinizden çok özür diliyorum.

Umarım keyifle okursunuz. Hatalarım olmuşsa lütfen kusuruma bakmayın.🙏🏼

🌼
🌼
🌼

"Hadi Leyla, acele etmemiz lazım."

"Cihan, iki dakika dursana! Çekiştirip duruyorsun"

"Ama havanın kararmaması gerekiyor."

"Anlamadım ki nereye gideceğiz. Hem işim gücüm var benim. Sen nasıl polissin ya böyle. Sürekli tatil, sürekli izin."

Pastaneden dışarı çıkmam için bileğimi tutup çekiştiren Cihan, konuşmamı tamamladığım an ciddiyete büründü ve elini bileğimden çekti.

"Gece gündüz çalışıyorum Leyla. Dinlenmek benim de hakkım değil mi? Tamam istemiyorsan gelme. Zorlayamam seni."

Daha sonra, kollarını göğsünün üstünde birleştirdi ve küçük bir çocuk gibi bana yandan yandan bakışlar atmaya başladı.

İki parmağımın arasına burnunu sıkıştırdım ve sağa solla hafifçe salladım.
"Oyyy küştün mü çeeen? Kıyamam sana yiğidim."

Yaptığım hareket ile Cihan bir adım geri gitti ve etrafını kolaçan etti.

"Ne yapıyorsun kızım? Bir gören olacak şimdi."

Omuz silktim. "Ihh... Bir şey olmaz. Hem, bir yere gitmeyecek miydik? Hadi gidelim."

Az önce ciddileşmiş olan yüz hatları eski haline döndü ve anlayamadığım bir heyecanla bana baktı. "Geliyor musun yani?"

"Geliyorum tabii ki canım. Fakat, bana iki dakika müsaade eder misin? Aykut'a haber vermem lazım."

"Tabii tabii. Git haber ver. Ben arabaya geçiyorum. Hemen kapının önünde."

Arkasını döndü ve park halindeki siyah arabasını eliyle işaret etti. Gösterdiği yeri gördükten sonra başımla onay verdim.

"Tamam canım. Sen geç, ben geliyorum hemen."

Cihan, hızlı fakat sağlam adımlarla pastaneden ayrıldı. Arabaya geçiş yaptığını görünce hemen üstümdeki önlüğü çıkardım ve müşterilere servis yapan Aykut'a kaş göz işaretleri yapıp yanıma çağırdım. Mesajı alan Aykut, birkaç saniye sonra yanımda belirdi.

"Buyur abla"

"Benim çıkmam gerekiyor canım. İdare edebilir misin pastaneyi?"

"Tabii abla. Sorman bile hata. Siz keyfinize bakın enişte beyle." Son cümlesinin ardından imalı bir göz kırptı ve arsızca gülümsedi.

"Aykut!" Kısık tonda fakat etkisi büyük bir şekilde ismini telaffuz ettim.

İki elini de *teslim oluyorum* manasında havaya kaldırdı . "Tamam patron. Ben işimin başına geçiyorum." Dedi ve yanımdan ayrıldı.

SERT BAKIŞLI PAPATYAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin