26.Bölüm

12K 780 223
                                    




Merhaba ballarımmm🤍

Bu tatlı, minnoş ve eminim ki çok sevdiğiniz yazarınız djslfkdşgmdşg sınav dönemine girdiği için bugün itibariyle çalışmalara başlıyor.

Bu sebeple üzülerek söylüyorum ki finale adım adım ilerliyoruz.

Endişe etmeyin. Her şeyi kararınca ve
yeterli bir şekilde yazacağımı düşünüyorum. Hele ki seviştirmeden şuradan şuraya bile gitmem hahahskfksşg

Açıklamayı yaptığıma göre yeni bölümümüze geçebiliriz

Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım

Hatalarım varsa lütfen kusuruma bakmayın

Keyifli okumalar🥰

🌼


"Ne dediğinin farkında mısın sen?" Dedi babam.

Kapının eşiğinde dikilmeye devam ederken söylediğini duymamazlıktan gelmeye çalıştım. Belki de üstelemezdi.

"Leyla!" Daha önce hiç şahit olmadığım bir hiddet ve sert ses tonuyla durduğum yerde korkuyla irkildim.
Annem de babamın sinirini fark etmiş olacak ki sesini çıkaramıyordu.

"Efendim canım babam?"
Benim bile zor duyacağım şekilde konuştum. Korku yüzünden güzelim sesim bir yerlerime kaçmıştı.

Başıyla yanındaki boş koltuğu gösterdi.
"Geç, otur şöyle."

"Tabii babacığım"
Yürümeye çalıştığım an bacaklarımdaki titremeyi hissettim. Düşmemeye gayret ederek yavaş adımlarla gösterdiği yere oturdum.

Yanına yaklaşınca beni boydan boya süzdü ve gözü hiç olmaması gereken bir yerde durdu.
Parmağımda...Evlilik teklifi esnasında taktığım, yüzüğümün bulunduğu parmağımda.

Kaşlarını ne kadar çatabilecekse çattı. Daha fazlası mümkün olamazdı diye düşünüyorum.
İki elini de dizlerine indirip ağır ağır ovaladı.
Bu hareketini derin bir düşünce içerisindeyken ya da stresli olduğunda yapardı.

"Kim?" Sert sesi tekrardan kulaklarımı doldurdu.

"Kim kim babacığım?" Daha özgüvenli bir ses tonuyla konuşmaya çalışmış olsam da işe yaramamıştı.

Gözleriyle parmağımdaki yüzüğü işaret edip konuştu.
"Uzatma Leyla! Parmağına bu yüzüğü takan dümbük kim onu söyle?"

"Dümbük falan ayıp oluyor babacığım?"

"Hasbünallah...Allah'ım sen bana sabır ver"
Babam ellerini havaya kaldırıp haykırışını yaptı.

"Kızım. Sinirlendirme babanı. Olanı biteni anlat düzgünce. Zamanı geldi artık." Diyen annem sakin sesiyle ortamı yumuşatabileceğini düşünmüştü belki de. Ama babamın aniden ona taraf dönmesi, düşüncesinin gerçekleşemediğini kanıtladı.

"Senin haberin vardı öyle mi? Ne zamandır ayakta uyutuluyorum ben?"

Annem, babamın yanına yaklaştı ve babamın kolunu kendi beline sararak koynuna ilişti. Bu tip zor durumlarda yaptığı gibi babamın hassas noktasını kullanmaya çalıştı.

"Hayatım, canım, ömürlük aşkım. Çatma şu güzel kaşlarını. Kızımız, benim seni sevdiğim gibi sevmiş bir adamı. Tanımadan etmeden, ön yargılı bir şekilde davranıp biricik kızımızı üzmek istemezsin değil mi?"

Babam, bir süre annemin söylediklerini zihninde ölçtü biçti. Sonra aniden kendisini annemden uzaklaştırmaya çalıştı.

"Meryem, azıcık uzak dur. Leyla'nın yanında ayıp oluyor. Ahlakı bozulacak kızın."

SERT BAKIŞLI PAPATYAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin