Kızıl / Texting

2.0

Yıldızı parlatmayı unutmayın.
***
Annemin beni zorla içeri çağırması sonucu mecbur kadınların içine girdim.
Yavaş yavaş herkes gelmişti zaten.
Sümeyye ve tuğra oturmuş kadınlarla goy goy çalıyorlardı.
Tuğra'yı görmek bile istemiyordum  şuan.
Annemin beni mutfağa iteklemesi ile mutfağa ilerledim.
"Tam bir saat oldu asel ne yapıyorsun odada 'asel' diye diye dilimde tüğ bitti. Geç sümeyye yi de yolluyorum tabakları hazırla" bir şey dememe izin vermeden mutfaktan çıktı.

Zaten Asel kimki hizmetçi parçası zaten. Sümsüm ve pis öküz tuğra art arda girdi. Anneee bu malı niye yolluyon yaa.
"Asel aşkım siz abimle tabakları halledin benim eve uğramam lazım anlarsın ya" Ne anlarım la ben. Sanki akıl okuyucuyum.
"hı git git."
Sümsüm mutfaktan çıktığında öküz ile baş başa kalmıştık.
Terleyen ellerimi elbisenin eteklerine sildim.

"başlayalım mı?"
"neye başlıcaz?" hasssss.
"tabakları doldurmaya". Tabi amk başka neye başlıcaz?!!!
"ben tabakları çıkartıyorum. Sen börek ve poğaça ları koy ben diğerlerini." kafa salladı.

Evet ne demiştim 'tabakaları çıkartıyım' hangi boyla çıkartacaksam.
Ayağımı kaldırıp uzanmaya çalıştım ama arkamdaki kol benden daha hızlı davranıp tabakları aldı. Yavaşça döndüğümde yine çok yakındık.
Kahretsin kalbimin bu kadar hızlı atması ne kadar normaldi?
Simsiyah gözleri gözlerime kilitlenmişti. Ne o çekiyordu ne de ben. Ama çekmemiz gerekiyordu.
İlk gözlerimi çeken ben oldum.
"şeyy doldurmamız gereken bir tabaklar var geçebilir miyim?"
Kafa sallayıp elindeki tabaklarla geri çekildi.

Hiç konuşmadan on beş tane tabağı doldurmuştuk. Arada öküz tuğra ağzına atıp tatlarına bakıyordu.
"bu ayçöreğini hülya teyze mi yaptı?" her annem yaptı. Tabikisi ben yaptım.

"O kruvasan, ve hayır ben yaptım." burnunu büzüp son parçayı da ağzına attı.
"belli hiç lezzeti yok."
Öküz.
"Yemeseydin canım ben mi dedim ye diye" omuz silkip sandalye'ye oturdu.

Gözlerine bakmamak için resmen mutfağın her yerine bakarak hatim etmiştim.
Annem mutfağa geldiğine derin bir oh çekip elime aldığım tabaklarla mutfaktan  çıktım.

Doluşmuş 40 yaş karıları. Sırayla tabakları dağıtıp boş kalan sandaye ye oturdum. Yanımda bir hareketlilik hissedince oraya döndüm.
Öküzden başkası değildi tabikide.
Pis pis sırıtıp önüne döndü. Mal herif.

"Hülya senin kızde pek büyümüş maşallah. Tuğra ile de pek yakışmışlar. Tüü tüü maşallah."
Göz devirdim adını bilmediğim kadına. Beni şu yanımdaki sırıtkanla yakıştırıyorlardı ya ne deyim yani.
Şişşş noluyor? İçimde tuhaf bir his var?

"Maşallah pek de güzel. Firuze aklın varsa kaçırma bu kızı. Hem tuğra oğşum ile de pek yakışıyorlar." firuze teyze ve annem gülüp geçmişlerdi.

"tatlı tuzlu fark etmez asel asla affetmez" löp diye  kurabiyeleri ağzıma tıktım. Nefes almadan zar zor çiğnerken tuğra öküzü çay uzattı. Şuan o çaya o kadar ihtiyacım var ama inat değilmi almıyacağım. Yarım saatte çiğneye çiğneye anca yutmuştum.

"Aslı var mı sevgilin. Yoksa benim oğlan var yapim mi aranızı?"
Aslı kim kız? Ay haslam benim adım aslı mı? Bana bakarak konuşan kadına baktım.
"Bana mı dediniz? Öyle ise benim adım Aslı değil, Asel Mina Duru" kadın dudak büzüp yanındaki karı ile laf konuşmaya başladı.

"T.C ni de verseydin. Nikah işlerine daha kolay başlarlardı." yanımdaki hödüğün karnına dirseğimi geçirdim. Mal mal konuşuyor ya.

"senin karıların arasında ne işin var. Defolup gitsene sen. Bak sümeyye bile yok sen hâlâ burda laf dinliyorsun ayıp ayıp." bana omuz silkip kulağıma doğru yaklaştı.

"İstersen seni kaçırayım burdan?" sıcak nefesi kulağımı huylandırırken kalbim pır pır ediyordu. Niye aşık mı olmuş acaba kalbim? Ayy ne aşkııı. Tövbee.

Kaçırayım mı dedi.

" olur ama nasıl? " pis pis sırıttı. Oha gamze.

"Sende ne meraklısın kızım bana kaçmaya" nEE pohlu pakize.

"Ne sana kaçacağım be zırto. Beni şu ortamdan çıkar diye şeys ettim ben. Hemen götün kalkmasın." yine sırıtıp elindeki yarım böreği ağzına attı.

"Ben çıkıyorum. 5 dakika sonra sende arkamdan çık." göz kırpıp annemin yanına gitti. Anneme bir şey söyleyip evden çıktı. Annesine neden konuşmamıştı acaba? Ortada bir şey vardı ama ne? İyi de annesi tartı bunla yollamış. O zaman aralarında bir şey yok. Sadece bizim gibi sıkı bir bağ yok aralarında.

5 dakika demişti. Ay zaman nasıl geçecek yaaa.
Resmen zaman yavaşlamıştı. Şaka gibi.

Kadınlar muhabbet etmeyi bırakıp anneme altınları verdiler. Oh oh maşallah. Zengin olduk ayolll.
Annem altınları gülümseyerek aldı. Ne de olsa zengin olmuştuk ayy. Bu dediklerimi babam duysa 'Annenin elindeki altınlar benim bir aylık kazancımın %10 bile değil' derdi. Haklı adam canım şimdi.
Ben fakirim babam zengin. Konu kapandı.

5 dakika bitmişti. Annemin benim evden çıkmama izin vermeyeceğini bildiğim için elimdeki tabak ile salondan çıktım.
Tabağı mutfağa koyup telefonumu ve üzerime biraz para alıp evden çıktım.

Apartmanın merdiveninde oturmuş siğara içen bir adet tuğra bulmam ile bende yanına oturdum.

"afiyet olsun" dedim alayla.
"gel beraber olsun diyeceğim ama içmiyorsundur umarım." he amk alkol de kullanıyorum.

"Yok kullanmıyorum. Sende kullanma bence." elindeki siğarasını yere atıp bana döndü.

"sen beni mi düşünüyorsun?"
İçip erkenden geberme diye diyorum.

"niye düşüneyim seni hırdavatçı. Siğara şirketleri zengin olup babamı geçmesin diye diyorum." yine pis pis sırıttı. Omuz silkip yanından kalktım. O da arkamdan kalkmıştı.

"Lunapark 'a gidelim mi?" lunapark mı bayılırımm.  Ama tabiki de gitmeyecektim.

"hayır hiç sevmem."

"itiraz etme hakkı vermiyorum"

Salak. Şimdi şu klasik yaz dizilerinden mi olucak?

Hayır ya.

***
Aşk güzeldir Asel. Ama gerçekten aşkık olana. Korkma bence.

Evett yepyeni bölüm ile sizlerleyim.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgililerime
-Merak.