2.7

128 20 0
                                    

Oy atmayı lütfen unutmayın 🙏
Oy sınırı vardır. 10 oy olmadan yeni bölüm gelmeyecektir. Bilginize.
***
Valizimi son kez kontrol edip odadan çıktım. Annemle babam içerde oturmuş bir şey hakkında konuşuyorlardı.
"Heyooo allah muhabbetinizi artırsın."
İkisinin ortasına oturunca bakışları beni bulmuştu. "Hazırladın mı valizini?" babamın sorusu ile kafamı olumlu anlamda salladım.
"Hayır ben anlamıyorum ki, nerden çıktı bu hemen gitme işi. Asya ile beraber giderdiniz işte ne vardı?" ah be anne keşke bende anlasam.

"Anne kaç kere söyledim. Evi temizlemem lazım. Fakülte de bir kaç işim var zaten. Sonra daha poğça börek filan yapıp buzluğa atmam lazım. Çok iş var." Böyle iş bilmez üşengeç olduğumda bakmayın. Elim lezzetlidir. Vesselam.

"Görüyon mu bey, bizim kız büyümüşte kendine yemek yapıp, buzluğa atacakmış. Ah bak duygulandım." elini gözlerine götürüp, sahte göz yaşlarını silmişti. Of be anne tam bir Oscarlık performans sergiledin tebrikler.

"Sanki evlendim ha. Alt tarafı okumaya gideceğim. Biz Derin ailesiyiz. Bize ağlamak, üzülmek yakışmaz. Biz hep güler ve güldürürüz. Yaşasın Derin ailesi." sonlara doğru enerjik çıkan sesimle annem ve babamda neşelenip gülmüşlerdi.

Dün bizimkiler gittikten sonra ani bir karar vermiştim. Yani o kadarda kasmaya gerek yoktu ama benim için baya kasılması gereken bir karardı.

Ne kadar tuğra öküzünden nefret etsemde, ondan uzak dursamda hayat bizi hep karşılaştırıyordu. İçimde ona karşı değişik duygular vardı.
Aşık değildim çünkü öyle olsa hissederdim. Sanırım ama bakın sanırım tam değil, şöyle mini minnak hoşlanıyor olabilrim gamzeli aygırdan. Bakın ortalığı velveleye vermeyin. Kız susun aa alt tarafı kalbim onu görünce horon tepiyo.

Bir de gidin o hödüğün kalbine bakın.
İmam hatip lise sınıf listesi gibidir kalbi.
Bense aklına bile gelmeyecek, sıradan bir kızdım. Onun için ondan uzak durup onu siktir etmem lazımdı.

Zaten bir.haftadır depresyon mood'um onlineydi. Biraz daha katlanırsam ona iyice kapılır ve aklım burda kalırdı.
Ama asıl mesele evi temizlemek.
Annemin tabir ile 'evi bok götürüyor' dur kesin.

Bu sabah ani bir şekilde bilet almıştım. Uçak iki saat sonra, saat 03:15 de kalkacaktı. Gece almamın sebebi vedaları sevmezdim ve onu görürsem son kez, gidemezdim.

"Hadi hazırsan çıkalım. Bu arada bak emin misin arkadaşlarınla vedalaşmıyacak mısın?" babamın sorusu ile duraksadım. Seslice tukunup 'hayır' anlamında başımı sağ, sola salladım.

Son kez odama baktım. Özleyecektim.
Fazla duygusallaşmadan çeket niyetine giydiğim gömleği ve çantamı da alıp odamdan çıktım.

İstanbul'a gelirken tek valiz gelmiştim.
Şimdi giderken 5 valiz olmuştu.
Hülya sultan krallığını göstermişti gene.
Yaza kadar yerdik artık koyduklarını.

Tamamen hazır olunca asansör'e binip aşağı indik.
Apartmandan çıktığımda bile içimde oluşan bu duygu kimbilir havalimanıda nasıl olacaktı. Gözüm apatymanlarına ilişti. İlk kez merdivenlerinde karşılaşmıştık. Sonra tekrar onların evinde karşılaşmıştık.
Doğum günümde bana bir kağıt vermişti.
Tam anlamasam da muhakkak bir anlamı vardı. Vardı aslında 8. yaş günümdeki tarihti.

Gözlerimi apartmandan ayırıp arabaya doğru ilerledim. Tam o esnada telefonuma mesaj gelmişti.
Mesaj yine bilinmeyen kişidendi.
Fazla yazmıyordu ama arada sırada yazıyordu.

0545***: Bir veda bile etmeden gidiyor musun kızıl'ım?

0545***: Oysa ben sana daha doyamadan. Kokunu iyice içime çekemeden. O renk değiştiren gözlerinde kaybolamadan. Sessiz sessiz gidiyor musun?

Benim gittiğimi nerden biliyordu? Yada beni nasıl görüyordu? Kimdi bu sahi?

Siz: Bir yere gittiğim yok. Gecenin 1 i. Yatağımda yatıyorum. Ne alaka ne alaka?

Zaten birşeyi de dalgaya vurmasam öleceğim.

0545***: İyi öyle olsun. İyi yolculuklar.

0545***: Erzurum'a gidiyorsun ve uçak iki saat sonra kalkacak. Bir saat kırk beş dakika da yol sürecek. Mükemmel matematiğimle hesaplamalarıma göre beş gibi orda olursun. Yani hava aydınlanmış olur. Tamam.

Siz: tövbeler olsun. FBI ajanı mısın? MİT müsteşarı mısın?

0545***: Biletini ben kestim güzelim.

Siz : He tabi canım. Zaten bende üşenmeden havalimanına gidip,bileti almışımdır.

0545***: Konu dağıldı aq.

0545***: Bana veda etmeden neden gidiyorsun?

Siz : Seni tanımıyorum. Eğer bu kadar çok veda etmemi istiyorsan edeyim.

Siz: El veda Romeo. Bu son yazışım sana. Gözlerimi alıyorum, gözlerinden, koku'nu da götürüyorum yanımda.
Üzülme sevgili, ben çok mutlu olacağım.
Vedaları sevmem bilirsin ama el veda bilinmeyen.

0545***: oha sen bana sevgili mi dedin?

0545***: sen bana demek sevgili?

0545***: omg ya. Oğlum çpk iyi.

Siz : sakin ol. Mümin kardeşim. Sadece 'veda etmeden gidiyorsun' dedin. Bende nacizane bir şekilde veda ettim.

0545***: Duymayım bir daha kardeşim mardeşim. Küfür etsen bu kadar kalbim acımazdı.

Siz : Neyse veda ettiğime göre hadi selametle bro.

0545***: al gırdın gırdın.

Siz : bir şey olmaz.

0545***: :(

(görüldü)

Mesajlardan çıkıp telefonu kapattım.
Kimdi acaba bu? Nasıl biliyordu benim gittiğimi. Bilet saatime kadar biliyordu.
İnşallah organ mafyası değildir.
Gitmekten vazmı geçsem ki?

En iyisi bir tweet atayım eğer ölürsem, yada kaçırılırsam direkt beni aramaya koyulsunlar.

@derinkiz: Bir gün benden haber alamazsanız ya kaçırılmıştırım yada öldürülmüşümdür. Zira ben kaçmam ve intihar etmem. Organ mafyalarının eline düşersem bir böbreğim yok haberiniz olsun. İşinize yaramam. Hadi eyvallah.

Bir an tweeti silmek istesemde atmıştım artık. İnşallah boşa tweet atmamışımdır.
Kaçırsalar mı ki beni? Tövbe estağfurullah.

Müziklerime girip karışık çala bastım.
Kulaklığımı da takıp camdan dışarıyı seyretmeye başladım.

***
Biraz kısa bölüm oldu.
Ama yakında yeni bölüm atarım.
Bu arada sınır koymaya karar verdim.

10 oy olunca yeni bölüm atarım.

Sevgilerle
-Merak


Kızıl / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin