Keyifli okumalar arkadaşlar :)
Karan'dan;
Yanımda uyuyan Erva'ya baktım uykusunda bile tedirgin görünüyordu duran tekne ile onu kucağıma aldım. Bizi bekleyen arabaya doğru yürüdük "Ona bir şey olmayacak!" Dedi Frank "Evet!" Dedim emin bir şekilde arabaya bindik ve arkamızdan gelen 5 araba ile yola koyulduk. Frank Erva için adamlarını almıştı. Erva'yı tanıyalı 2 gün olmasına rağmen ona kanı ısındığını söylemişti ve dostum olduğu için yanımda olması gerektiğini. Diğerlerini de arayıp durumdan bahsettim onlar da hazırlıklıydılar. Duran araba ile Erva'yı uyandırdım ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bana baktı "Uçağa bineceğiz." Dedim arabada inip uçağa yaklaştık ve merdivenleri çıkıp yerimizi aldık. Birkaç dakika sonra havalandı. Onun telaşlı olduğunu görebiliyordum bu beni huzursuz ediyordu. "Sana hiçbir şey yapamayacaklar!" Dedim "Bu zevke tek başına nail olmak istiyorsun çünkü." Dedi dalga geçerek "Sana benden başka kimse zarar veremez! Benden başka kimse de koruyamaz!" Dedim "Çok rahatladım gerçekten." Dedi gülerek ama gözlerindeki korkuyu görebiliyordum.Birkaç saatin sonunda iniş yaptık pistin etrafında 10 dan fazla araba vardı ve herkes bizi bekliyordu. "Bunlar kim!" Diye telaşlanan Erva'ya baktım "Onlar bize yardım edecek!" Dedim kafasını salladı uçaktan inip yanlarına yürüdük "Haberi aldık! Adamaları toplayıp geldik!" Dedi Emre kafamı salladım ve omuzuna vurdum "Sağol." Dedim "Her zaman kardeşim!" Dedi "Gidelim artık!" Dedim "Herkes arabaya!" Diye bağırdı Umut bize gelen arabaya binip eve doğru yol aldık. Yarım saat sonra eve geldik kapının önünde duran dedem Araf ve Bartın bize yaklaştı. Arabadan indik "Karan ne oldu? Telefonda bir şey demedin. Bu kadar araba neden?" Diye sordu "İçeri geçelim anlatırım!" Dedim "Biz bekliyoruz!" Dedi Emre "Tamam." Dedim ve eve yürüdük içeri geçip oturduk "Eee ne oldu Karan?" Diye sordu Araf "Amerikan elçisinin ölüm haberini gördünüz mü?" Diye sordum "Evet ama neden?" Dedi dedem "Cinayeti Erva gördü ve kim olduğunu biliyorlar!" Dedim "Ne!" Dedi herkes şok olmuş bir şekilde. "Peki ne yapacağız!" Diye sordu dedem "Buraya geleceklerdir onlarla konuşacağım!" Dedim "Bu adamlar elçiyi öldürmüş oğlum! Hiç seni dinlerler mi!" Dedi dedem "Dinlemezlerse bende başka yoldan konuşurum!" Dedim "Kim olduklarını öğrenirsek işimiz daha kolay olur!" Dedi Frank ve ekledi "Ve Rusya'da eğer sağlam tanıdığınız varsa onu da yanımıza çekerek bu işten kimse zarar görmeden hallederiz!" Dedi "Biri beni mi çağırdı?" Diyen ses ile arkamıza döndük "Sen!" Dedim bu adını dahi bilemediğim ama her şeyimi paylaştığım o adamdı.
"Evet ben!" Dedi yaklaşıp arkasındaki adamlara eli ile durun işareti verdi. "Kim bu evlat?" Diye soran dedemi es geçtim "Sen kimsin?" Diye sordum gülüp yaklaştı "Ben Dara!" Dedi "Dara!" Dedi dedem "Halit!" Dedi ve birbirlerine yaklaşıp sarıldılar "Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli!" Dedi dedem ayrılıp. "Ne oluyor?" Diye sordum onlara bakıp "Ben Dara ..... Bankasının sahibi." Dedi "Aynı zamanda Rusya'da silah firmasının %51 lik hissesi ile ortağı." Dedi dedem "Neden bana bunu söylemediniz?" Dedim adama bakıp "Sana kim olduğumu söyleseydim benimle dostça konuşmazdın. Uzun zaman sonra böyle bir dostluğu yakalamışken bırakmaya niyetim yoktu. Gerçi sana yine kim olduğumu söylemezdim ama Rusya'dan hakkında haber aldım." Dedi "Senin yanında olduğumu söylemek için geldim!" Dedi ve ekledi "Şunu söylemeliyim ki işin içinde Rusya teşkilatı var işimiz zor! Ama görüyorum ki senin çevren de geniş bunu göz önünde bulunduracaklardır! Aksi takdirde hepimizin sonu olur." Dedi ve Erva'ya döndü "Demek bizimkinin bahsettiği şu kız sensin." Dedi Erva bana anlamazca baktı.
Erva'dan;
Saat 11 e gelirken herkes yavaş yavaş ayaklanmaya başladı. Odada yankılanan telefon sesi ile irkildim Dara telefonu açıp Rusça konuşmaya başladı bir süre sonra kapatıp bize döndü "Paul yarın buraya geliyor!" Dedi "Gelsin!" Dedi Karan elindeki içki bardağını kafasına dikleyip masaya sertçe bıraktı "Sakin ol evlat!" Dedi Dara bana bakıp "Şu deli oğlanı bir sen sakinleştirirsin!" Dedi "Ben mi?" Dedim Dara'ya bakıp "Evet sen! Nasıl olduğunu biliyorum!" Dedi anlamazca bakıp "Nasıl?" Dedim kulağıma eğilip "Onu kızdırıp dikkatini sana vermesini sağla sonra kendi kendine sana sarıyor zaten!" Dedi "Emin misiniz?" Diye sordum "Dene ve gör!" Dedi gülerek geri çekildi derin bir nefes alıp yanına gittim "İçme bu kadar!" Dedim önündeki bardağı alıp kaşlarını çatıp bana baktı "Sana ne!" Dedi ve elime uzandı kolumu geri çektim "Ver şunu!" Dedi "Hayrı vermiyorum!" Dedim geri adım atıp ayağa kalktı "Ver dedim sana!" Dedi üzerime yürüyüp "Yarın beni koruman için ayık olman gerekiyor!" Dedim "Seni korumuyorum kimse Karan'ın karısına hiçbir şey yapamaz! Kendi itibarım için her şey!" Dedi "Sende o zaman bu evliliğin gerçek olmadığım söyle!" Dedim bana bakıp durdu diyecek bir şey bulamayınca "Ver dedim sana!" Diye üzerime yürüdü "Erva şişeyi bana ver ben anlayacağımı anladım!" Dedi Dara gülerek "Neyi anladın?" Diye sordum "Onu sana Karan anlatır." Dedi gülerek şişeyi verip "Ben odama gidiyorum size iyi geceler." Dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN
ChickLit'o kızı bana verin ' köyün meydanında durmuş köylülere sesleniyordum 'O kızı burda ve onu bana teslim etmezseniz bu köyü başınıza yıkarım. Avre yapacaklarımı en iyi sen biliyorsun eninde sonunda seni bulacağım kendi ayağınla gel ki insanlara yazık o...