Karan'dan
Aptal kız benden kaçağını sanıyordu kameralardan izlediğim kayıtlar onun araba garajıma girdiğini gördüm kapıdaki adamları arayıp onu odama getirmelerini söyledim ona iyi bir ders vermenin zamanı geldi de geçiyordu bile kapı tıklandı "Gel" dedim sert bir tonda adamlarım Avre'nin koluna girmişti odanın ortasına getirip durdular kafamla çıkın işareti verdim benden hariç her yere bakıyordu "ne yaptığını sanıyorsun" dedim soğuk bir ses ile hala bana bakmıyordu "demek konuşmayacaksın. Peki sen bilirsin " dedim oturduğum yerden kalkıp yanına doğru yürüdüm hala yere bakıyordu saçından tutup kulağını yaklastirdim "canımı acitiyorsun" "eğer böyle davranmaya devam edersen bu yapacaklarımın yanında hiç bir şey " dedim "anladın mı beni" "evet. Allah kahretsin bırak anladım " kapıya doğru ittirerek çık" dedim kapıyı açtı adamlara "hücreye götürün " diye emir verdim aklımda ne yapsam diye düşünürken içeri Bartın girdi "Ne düşünüyorsun dostum" diye sordu "bir kadını ne mutsuz eder" diye soru yönelttim "demek bir gönül meselesi" dedi sırıtarak söylediği ile kahkaha attım duygudan yoksun bir şekilde gözlerini devrip "bende kime ne diyorsam " dedi ona sorarcasına baktım "ne bilim oğlum sevdiklerini üzgün görmek onları kaybetmek zarar görmeleri falan " demek sevdiklerine bir şey olması onu üzecek aklıma gelen fikir ile oturduğum yerden hızla kalkıp odamdan çıktım arkamada şaşkın bir Bartın'ı bıraktığımı biliyordum koridorda Sadığı gördüm "bir adam ayarlayın Avre'nin arkadaşlarından birini yaralayacak kavga süsü verilsin kayıt alın " dedim ve spor odasına geçtim içimde adını koyamadığım hisler vardı ama asla merhamet yoktu ki adını koyamadığım o hisler yanında iliklerime kadar hissettiğim tek şey ise öfkeydi...Elime sardığım sargı kanlar içindeydi ama torbaya vurmaya devam ediyordum her darbede daha da sert ve hızlıydım gözümün önüne gelen suret beni daha da öfkelendiriyordu kum torbası patlamış her yer kum olmuştu kendimi yere bırakıp cama yaslandım gözlerimi kapattım kendimi rahatlamış ve sakin hissediyordum ozmuzumda hissettiğim öpücük ile gözlerimi araladım Selin 'merhaba canım' dedi 'sana kaç kere dicem bana canım deme diye ' dedim ve onu ittirip t-şörtümü almaya gittim arkandan gelip belime sarıldı ve sırtımdan öptü bu sefer 'sevgiliymişiz gibi davranmayı kes artık' 'Seni seviyorum KARAN görmüyor musun beni itip kaksan da istemeden de senden vazgeçmiyorum ' 'ben mi dedim kızım beni sev diye' 'acı çektiğimi görmüyor musun? Kalbimi paramparça ettiğin halde senden vaz geçmiyorum. Ölüyorum. Seni severken ölüyorum'
....
' Naptınız tamam mı iş'
'evet patron, dediğiniz gibi kaza süsü verdik'
'kayıt?' 'o da tamam burda' dedi ve masanın üstüne bıraktı flaş belleği 'tamam siz çıkın'
'evet Avre bakalım bunu görünce ne yapacaksın' elime flaşı alıp bodruma indim kapının kilidini açıp mahsene doğru yürüdüm duvara yaslanmış kollarını dizine dolamış kafası dizindeydi
Masama geçip oturdum ve beni fark etmesini bekledim yaklaşık 1 aydır buradaydı ve çok zayıflamıştı buradaki ilk zamanları sabaha kadar bağırıyor ağlıyordu oysa şimdi nefes almaya bile takati kalmamıştı bundan mutlu muyum bilmiyorum ama onun acı çekiyor olduğunu bilmek içimi rahatlatıyor çektiğim acı hafifliyordu bu kadar beklediğim yeter masada bulunan bardaktaki suyu elime alıp ona yaklaştım ve suyu üzerine fırlattım 'Ahh. Kahretsin bu da neyin nesi oluyor' dedi kafasını kaldırıp bana baktı 'Şeytanın Efendisi! Tabii kii'
demek 'Şeytanın Efendisi' haaa kulağa hoş geliyor . Alay edercesine güldüm'sende Acıların Çocuğu olmalısın'dedim. Gözlerini devirip 'ne istiyorsun' dedi
' hala anlamadın mı' 'ACI ÇEKMENİ İSTİYORUM' dedim.
Arkamı dönüp flaşı bilgisayara taktım ve projeksiyonu başlattım 'canın sıkılmıştır diye düşündüm ve senin için vizyona dahi girmemiş bir film fragmanı buldum' 'Ne saçmalıyorsun sen' dedi ekranda yolda yürüyen arkadaşını görünce 'Mert' diye fısıldadı kadraja giren araba hızla ilerliyordu 'Hayır, hayır,hayır,HAYIRRRR!..' ve araba Mert' e çarptı ekran karardı 'Allah senin belanı versin 'KARAN' Allah belanı versin'
Mahsenin kilidini açıp içeri girdim 'ne dedin sen' diye sinirle bağırdım üzerine yürümeye başladım korkuyla duvara yaslanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN
ChickLit'o kızı bana verin ' köyün meydanında durmuş köylülere sesleniyordum 'O kızı burda ve onu bana teslim etmezseniz bu köyü başınıza yıkarım. Avre yapacaklarımı en iyi sen biliyorsun eninde sonunda seni bulacağım kendi ayağınla gel ki insanlara yazık o...