11.Bölüm(geri dönüş)

5.8K 550 19
                                    

Kahveye yaklaşıp önünde durdum
'Karan'ına hoş geldin Avre' dedi. Ayağa kalkıp bana yaklaştı 'bu yaptığının bedelini ödeyeceksin, daha doğrusu ödeyecekler' 'onların hiç bir şeyden haberi yok' dedim 'onları kast ettiğimi de nerden çıkardın, ben sevgili arkadaşlarından bahsediyorum' dedi 'onların hiçbir suçu yok ne yapacaksan bana yap' 'sana yapacaklarıma hazır mısın ?'

Karan'dan;

'sana yapacaklarıma hazır mısın ?' gözlerime korku ile bakıyordu kolundan tutup arabama doğru sürüklemeye başladım şöfore kafamla in işareti verdim Avre'yi arka koltuğa attım 'efendim eve mi gidiyoruz' diyen Sadık'a 'siz gidiyorsunuz.' dedim ve hızla arabayı çalıştırdım. Biz Tekirdağ'a gidiyorduk ordaki işlerimi halletmem lazımdı burdaki yarım akıllı adamlara Avre'yi emanet etmek istemedim. İstanbul çıkışına doğru arabayı sürdüm bir kaç saat işinde Tekirdağ'da olurduk
'nereye gidiyoruz' diye soran Avre'ye dikiz aynasından baktım 'Cennemin dibine' dedim düz bir sesle 'senin olduğun her yer cehennemin dibi zaten ' dedi samimiyetsizce sırıtarak 'o cehennemin dibine arkadaşlarının da girmesini istemiyorsan sus' dedim ve yola döndüm ondan sonra tabi ki sesi çıkmadı.

Avre'den;
Bir süre sonra at çiftliğine geldik nereden mi biliyorum evin önü çitlerle kaplı atlar olmasından nerden baksanız 20 - 25 tane at vardı beyaz siyah gri kahve rengi harika görünüyorlardı. Bakmak için duraksamıştım ki 'yürüsene' diye konuşan mafya bozuntusunun beni çekiştirmesine kadar eve yaklaştığımızda bir amca ile teyze bize doğru yaklaşıyordu 'hoş geldiniz Karan Bey' dedi adam ve bana dönüp 'sizde hoş geldiniz ' dedi hoş buldum dercesine kafamı salladım 'hoş buldum Bahtiyar' o adam senden 20 büyüktür saygısız 'naptınız hazırladınız mı odayı' 'hazır Karan Bey' 'tamam ' dedi ve beni kolumdan çekiştirerek eve soktu sürükleyerek üst kata çıkardı bir odaya girdik Allah'ınızı severseniz bu adamın cam duvarlarla ne takıntısı var 'ben şimdi duşa giriyorum uslu bir şekilde beni bekle yoksa ne olacağını biliyorsun' dedi ve banyoya gitti bende odayı incelemeye karar verdim

 Bakmak için duraksamıştım ki 'yürüsene' diye konuşan mafya bozuntusunun beni çekiştirmesine kadar eve yaklaştığımızda bir amca ile teyze bize doğru yaklaşıyordu 'hoş geldiniz Karan Bey' dedi adam ve bana dönüp 'sizde hoş geldiniz ' dedi hoş buldu...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sade ve şıktı ama burda bir yatak vardı . Haah tâbi ben başka bir odada kalacağım yoksa burda benle o da kalmak istemez. Banyonun kapısı açıldı hızla arkamı döndüm 'ne sanıyorsun aptal bornozla senin gibi bir kızın karşısına mı çıkacağımı mı'
'ben nerde yatıcam' sen malsın der gibi yüzüme baktı ve 'burda tabi ki' dedi demek o başka bir odaya gidecekti 'iyi öyleyse ben yatıyorum' dedim ve yürümeye çalıştım çalıştım diyorum çünkü bay mafya t-shirtümden tutmuştu ne var dercesine ona baktım 'burda yatıyorsun dediğim sen yerde ben orda' dedi yatağı göstererek 'başka bir orda yokmu ben orda yatarım' 'şunları al ve yat' dedi 'Açım ben' sen beni yerde yatırırsan bende sana eziyet ederim 'Yani' dedi umursamazca 'Yanisi yemek yemem gerekiyor biz insanlar ölmemek için yeriz' 'bana uzaylı muamelesi yapma . Hem böyle konuşma cüreti de nerden buldun' dedi sinirli bir şekilde korkmadım değil hani sesizce yere yorganı serdim ve üzerime battaniyeyi aldım 'Bahtiyar odaya yemek getirin. ' dedi ve konuşma sesi kesildi bir kaç dakika sonra kapı çaldı 'Gir , öyle bırak , çıkabilirsin' 'Afiyet olsun Karan Bey' dedi ve çıktı 'git zıkkımlan' dedi ' yemicem tokum ' dedim yataktan kalktığı gibi benim de kolumdan tutup kaldırdı 'Canına mı susadın kızım. Oyun mu oynuyoruz . Benim canımı sıkma git zıkkımlan' dedi ve kolumdan yemeğe doğru ittirdi. Gerçekten bıktım...
Karan'dan ;
'Anne geldin mi' 'gitmeyeceksiniz dimi bir daha ' 'anne ben çok korkuyorum burası neresi' ' anne gitme. Anne!' ardından Avre'nin ağlama sesi geldi hıçkırıyor diğer yandan iç çekiyordu amacım da buydu zaten. 'Ağlamayı kes uykumu bölüyorsun' dedim bir süre sonra karanlıkta kalkıp banyoya girdi neyse ki sesi yoktu rahatça uyuyabilirdim. Aradan bir kaç dakika geçti ve banyodan çıktı ama yatmadı camın önüne geçip dışarıyı izlemeye başladı dolunayın ışığı direk yüzüne vuruyordu ve gözlerinin çevresi ağladığından dolayı sanırım kırmızıydı niye onu hep incelerken buluyorum kendimi bilmiyorum ama bunu fark edince ona olan nefretim daha da artıyordu. Bir süre öyle dişarıyı izledi ve yatağına girdi.
.....
'afiyet olsun Karan Bey' dedi Bahtiyar kafa sallayıp masadan kalktım 'çizmelerim hazır mı' 'evet . Erva hanım için de hazırladım' 'o binmeyecek ' dedim Avre'ye bakıp gözlerinde oluşan hüznü görebiliyordum kapıya doru yürümeye başladım 'benimle gelmiyorsun demedim ata binmiyorsun dedim' diyerek yürümeye başladım arkamdan puflayarak geliyordu evden çıkmıştık Bahtiyar bizden önce gidip çitin kapısını açtı içeri girdiğimizde Rüzgar koşarak geldi bu benim en sevdiğim atımdı ve çok hızlıydı ondan bu adı ona vermiştim.

Rüzgara binip sevmeye başladım bir kaç tur atmak için çitlerden çıktım ve ormana doğru gittim. Geri döndüğümde göletin orda Avre Alya ileydi

O ata binmek gerçekten cesaret isterdi ehlileştirmek zor olmuştu benim için Rüzgrla çite girdik üzerinden inip Avre'ye doğru yürüdüm 'Atıma binme cüretini nerden aldın ' 'şey sadece göle bakıp şaha kalkıyordu bende suyu istediğini anladım ve onu buraya getirdim' 'hayır salak o bu gölde tayı ölüğü için buraya onu bulma ümidi ile geliyor ' Avre attan inip Alyanın başına başını koydu ve yanağından okşadı geri çekildi Rüzgar çitlerden atlayıp Alyanın yanına geldi gölde ölen tay Alya ile Rüzgarın tayıydı gölde koşturup oynamaya başladılar 'Bahtiyar biz eve geçiyoruz sen kapatırsın yerine Rüzgar ile Alyayı ' dedim ve yürümeye başladım eve geçtiğimde çalışma odama girip işlerimi bitirmeye başladım.
.......

Erva'dan;
Duştan çıkıp üzerime kırmızı düşük kollu kazak ve siyah pantolon giydim sanırım bu odada daha önce ayarlanmıştı ayakkabı olarak da bot giydim

'aman tanrım Erva sen olmalısın' arkamdan gelen kız sesi ile o yöne döndüm tek kaşımı kaldırıp kadına baktım 'ahh kendimi tanıtayım 'Karanın' kuzeni Nil' dedi şaşırmış mıydım tabii ki gelip bana sarılınca daha da şaşırdım 'bundan abime bahsetme yo...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'aman tanrım Erva sen olmalısın' arkamdan gelen kız sesi ile o yöne döndüm tek kaşımı kaldırıp kadına baktım 'ahh kendimi tanıtayım 'Karanın' kuzeni Nil' dedi şaşırmış mıydım tabii ki gelip bana sarılınca daha da şaşırdım 'bundan abime bahsetme yoksa ikimizi de öldürür' kendi kuzenini öldürebilecek gaddarlıktaydı 'ben her şartta öleceğim zaten'
'doğru' gelen ses ile kapıya döndüm
.......
Karan'dan;
'ben her şartta öleceğim zaten' dedi Avre 'doğru' dedim kapıdan içeri girip 'Senin burda ne işin var Nil' 'İstanbul'a dönüyordum abi Araf abi ile konuştum senin burda olduğunu söyledi bende buraya geleyim dedim beraber döneriz ' dedi ikisine baktım Avre Nil'in kıyafetlerini giymiş kazağının kolları ile oynuyordu 'İyi gece 3 de yola çıkıyor olacağız ' dedim ve banyoya girdim .

........
Erva'dan;
'Ah demek tıp okuyorsun' dedi şaşırmış bir şekilde 'evet' dedim  'beni de bir gün ameliyat eder misin' dedi bu kız çatlak olmalı!
'Estetikçi mi sandın onu. Adam kesip biçiyorlar ' dedi Karan ilk defa benimle ilgili bir konuda konuştu Nil gözlerini devirip ayağa kalktı 'benimle aşağıda kahve içmek ister misin' dedi gözlerim Karan'a kaydı sert bir şekilde Nil'e bakıyordu 'Nil benimle gel' dedi kapının önünde durdular seslerini duyabiliyordum 'Senin amacın ney o benim düşmanım ve sen düşmanımla oturup kahve mi içeceksin'

'o sana bir şey yapmadı bunu aklına sok o da senin gibi suçsuz'

'onun babası yüzünden benim ailem yok oldu ben annemi ve babamı tanıyamadım yetimhanelere düştüm eğer dedemiz beni bulmasaydı belki çok daha farklı bir hayat sürüyor olurdum o yüzden biri bedel ödemeli o da ailemin katilinin kızı'

'Senin gözünü intikam bürümüş ne yapacaksın o kızı öldürecek misin' 'evet öldürücem!'

ÖLDÜRÜCEM! ÖLDÜRÜCEM!

Kafamın içinde yankılanan gerçek ile sarsıldım ve yatağa oturdum ne bekliyordum ki tabii ki beni öldürecekti göz yaşlarım sicim gibi akıyordu. Ölmek hepimizin gerçeğiydi ama buna bu kadar yakın olmak ve bunu biliyor olmak kanımın çekildiğini hissettirdi beni silahla mı öldürürdü acı çeker miydim . Ailem gibi olan arkadaşlarım benim öldürüldüğümü öğrendikleri zaman yıkılırlardı. İçeri Karan girdi boş bir şekilde yere bakıyordum 'Beni öldürdüğünüde arkadaşlarım bilmesin senden sadece bunu istiyorum . Hani ölmeden önce bir dileğin varmı diye sorarlar ya ' dedim 'o genelde beni öldürmeyin değil mi' dedi dalgaya alarak 'kurban olacak biri için bu kelime dalga geçmek gibi. Sen hiç idam sehpasına çıkan mahkumun ordan indiğini gördün mü. Hakim tokmağı masaya vurdu kararını verdi Erva ölecek'

.................
Yeni bölüm geldi :)
Beğenmeyi unutmayın

KARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin