Yeni bölüm ile herkese merhaba🙂Erva'dan
Açlıktan karnım grulduyordu kaç gündür sadece su içiyordum Karan'ın beni duyduğunu ümit ederek bağırdım "açlıktan ölüp kurtulmamı istemiyorsan bir şeyler getir de yiyeğim" diye bağırdım bir kaç dakika sonra içeri bir hizmetçi geldi elinde yemek tepsisi vardı "bunu Karan Bey gönderdi. Yiyecekmişsiniz" dedi ve önüme bırakıp gitti kaşığı elimden alıp bırakmam neredeyse 2 dk sürmüştü 2 dk bütün yemeği yemiştim kapı açılınca hizmetçi tepsiyi almaya geldi sandım ama içeri giren Karan'dı "zıkkımlandın mı" dedi tepsiye bakarak "zıkkımlandım merak etme" seslice güldü "sence senin yemek yiyip yemememen umrumda gibi mi duruyor? Merak ediyorsan değil!" Dedi bağırarak "biliyorum tabii kii senin gibi geri zekalımıyım!" Dedim.
Sertçe boynumu kavrayıp duvara bastırdı yerimde debelenmye başladım ellerimle onu ittirmeye çalıştım ama nafileydi nefes alamıyordum da "Bana. Bir. Daha. Hakaret. Edersen. Seni. Maf. Ederim" dedi üstüne bastırarak duvara sertçe ittirdi dizlerimin üstüne düşüp öksürmeye başladım hayvan herif beni öldürüyordu. "Şimdi senin için hazırladığım videoyu izle bakalım " dedi projeksiyinun kumandasına basıp çıktı bir depo gibi bir yerdi sandalyede biri vardı kafasında da bir çuval tahmin ettiğim şey olamazdı değil mi iki adam çuvalı çekip aldı yüzünden gördüğüm siület ile donup kaldım bu Burak'tı bir şeyler söylüyordu ama anlaşılmıyordu adamlar Burak'a vurmaya başlayınca bir çığlık koptu boğazımdan yüzüne karnına durmadan vuruyorlardı bir kaç dakika sonra durdular iplerini çözüp gittiler yüzü gözü kan içinde olan Burak ayağa kalktığı gibi yere düştü artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum "onlardan ne istiyorsun derdin benimle bana zarar ver onlara değil " diye bağırdım beni duyduğuna adım kadar emindim bir süre sonra iç çekişlerimin arasına uyuya kaldım.
Karan'dan;
Aklımdan gelen fikir ile bir kaç arkadaşı arayıp konuştum en son bizimkileri aradım "alo Araf" "efendim" "Bartın yanında mı " "burdayım" "tamam. Şimdi akşam dağ evine geliyorsunuz diğerleri de gelecek " "oraya gelmemiz yasak ya hani ben gelmiyorum " dedi Bartın kinayeli bir şekilde "sen bilirsin " dedim ben kimseye yalvarmam "ben onu da alıp gelirim. Akşam kaçta " "en geç 9 da burda olun" dedikten sonra telefonu kapattım odamdan çıkıp aşağı indim "kader" diye seslendim koşarak yanıma geldi "buryun efendim" "aşağı senin iş kıyafetlerini getir ve çık " " Peki efendim" dedi ve odasına girdi aşağı inip kapının şifresini girdim.
Ervaya doğru yürüdüm beni görünce kafasını başka tarafa çevirdi "bana bak" dedim daha da çevirdi "bana bak dedim " diye bağırdım elimi masaya vurdum irkilerek bana baktı "bu akşam özel davetlelerim ve sen onlara hizmet edeceksin " "aslaa" " edeceksin dedim" bağırarak "Eğer arkadaşlarına bir şey olsun istemiyorsan edeceksin " dedim içeri Kader girdi elindeki iş kıyafetlerini masaya bıraktı "ben emriniz üzere çıkıyorum Karan Bey " Dedi ve odayı terk etti Avreye döndüm "şimdi seni çözeceğim ve giyineceksin sakın yanlış bir şey yapma sonuçlarına katlanırsın. Anladın mı beni" dedim ciddi bir tonda cebimdeki anahtarı alıp ayağındaki kelepçeyi açtım odadan çıkıp kapıyı kitledim 10 dk sonra geldiğimde ayakta beni bekliyordu tekrar kelepçeyi ayağına geçirip kitledim ve hazırlanmaya gittim.
Erva'dan;
Bir hizmetçilik eksikti başımda ama bunu değerlendirebilirdim aklımda plan kurdum boş bulunduğu bir anda hızla kaçacaktim belki bu şehirden belki bu ülkeden bilemiyorum ama bu fırsatı değerlendirecektim üzerimi giydim kapıdan içeri girdi yanıma yaklaştı ayağımdaki kelepçeyi açtı"şimdi mutfağa gidip akşam için hazır olan listedeki ikramliklari yapacaksin" dedi cevap vermeden kapıya doğru yürüdüm arkamdan geldi "arkanı dön " dediğini yaptım bir kaç tuş sesinden sonra kapının açılma sesi geldi "yürü" dedi önden giderken gözlerimi devirdim ve peşinden gittim sanki yürü demese yürümeyecektim merdivenleri çıktık ve büyük bir salon girişine geldik evin üst katına doğru 2 büyük kanatlı merdiven vardı etrafı incelenirken bir yere çarptım"yolun ortasına bu duvarı kim koymuş" diye mızmızlanırken "önüne baksana" diye sert bir şekilde uyardı ahhh önümde duran o değil de duvar olsaydı üzerime yıkılmasını tercih ederdim. Mutfağa gidip tezgahın üzerindeki kağıdı alıp okudum kanepe incir tatlısı ve küçük toplar yazıyordu içecek olarak yapılacak ve alınacak olanlar vardı kola soğuk kahve alınacak olan listesinde portakal suyu ile elma suyu ise yapılacak kısımdaydı önce içecekleri hazırlayıp dolaba yerleştirdim allah'tan gerekli malzemelerin yeri not alınmıştı geriye kalan ikramları da yapıp servis tabanlarına yerleştirdim.
Bir kaç kişi gelip evin salonuna masa ve benim durmam için bar yerleştirdi her şeyi oraya taşıyıp beklemeye başladım gelen misafirleri kapıdaki adamlar karşılıyordu içerisi yavaş yavaş dolmaya başladı ikramları servis tepsisine yerleştirip masalara yöneldim kokteyl ve ikramları masalara bırakıp bara yöneldim Karan ve arkadaşları camın önündeki deri koltuk takımında oturuyordu yoğun müzik , uğultu ve kalabalık arasında gözlerini bana dikmişti rahatsızca yerimde kıpırdandım "kokteyl alabilir miyim " sesin geldiği yöne dönüşüm bar taburesine oturan adam gözleri ile beni süzdü "içkili mı olsun" diye soru yönelttim "tabi kii" dedi ve gülümsedi gamzeleri güzeldi bende aynı şekilde karşılık verdim bardağa doldurduğum kokteyli uzattım "Karan'ın bu kadar güzel bir çalışanı olduğunu bilmiyordum" dedi nazik bir şekilde burda böylesine nazik biri olması şaşırmıştı çünkü Karan'ın çevresinden bahsediyoruz kendisi ne ki çevresi ne olsun "çok naziksiniz" dedim tebessüm ederek
"Bana içki ver" sesin geldiği yöne hızla döndüm o buraya ne zaman gelmişti yüzü oldukça sertti arkamdan bardak alıp içki doldurdum arkamı döndüm ona bakmıyorum başım omuzlarindaydi bardağı uzattım elini uzattı bardağı eline bırakacakken elini çekmesi ile bardak tezgahta tuzla buz oldu "önüne baksana aptal!" Diye söylendi gözlerim dolmaya başlamıştı bile "temizle burayı hemen" dedi bez alıp dökülen içkiyi temizledim cam kırıklarını toplamaya başladım ki eline batan parça ile acı ile inledim "ahhh!" Masada oturan adam ile Karan bana döndü "eliniz lavaboya gidelim gelin " dedi adam, sinirli bir şekilde soluk verdi Karan kolumdan tutup "yürü" dedi.
Lavaboya yöneldik beni içeri atıp kapıyı kitledi "ne yaptığını sanıyorsun insanların dikkatini çekip onlara kendini acındırmak mı istiyorsun" şok olmuş bir şekilde ona baktım "benimle böyle konuşmazsin " beni duvra itip kolları ile kapan yaptı "sen kimsin. Haaa kimsin" bağırması ile yerimde sıçradım ona bakamıyorum gözlerim yerdeydi korkuyordum eli ile kafamı kaldırdı "Bana karşı nasıl davranman gerektiğini daha öğrenemedin mi" dedi sert bir şekilde "Öğretmemi ister misin" dedi elime cam batan kısmı sertçe tuttu ve sıktı "ahhh" diye bağırdım "bana nasıl konuşmam gerektiğini öğrenmişsindir. Öğrenmediysen de öğretecegim çok farklı yöntemler var" dedi.
Boynuma yaklaşarak ima ettiği iğrenç durum karşısında kasıldım elimi sertçe bırakıp çıktı gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı burdan bir şekilde gitmeliydim lavabodan çıkıp salona yöneldim barın arkasına geçip beklemeye başladım ilerleyen dakikalarda herkes bir şeylerle meşguldü toparlanan bir kaç kişi gördüm onların peşinden dışarı çıkabilirdim girse yöneldim port mantonun önüne geldim bir grup insan yaklaştı isimlerini söylediler bende üzerinde isimleri yazli olan etiketli eşyaların verdim hepsinin verdikten sonra kapıya yaklaşıp açtım ki adamlar kalkın önündeydi misafirler giderken arkalarından baktım aklıma gelen ani bir fikir ile pormantoya koşup bir eşya aldım ve kapıdan çıktım adamlara dönüp "az önce giden misafirlerden biri unutmuş gidip götüreyim " dedim adamlar birbirine baktı "biz götürürüz" dedi biri "siz kim olduğunu tanımasınız zaten burdan nereye kacabilirim" dedim onaylarcasına kafasını salladı garaja doğru yürüdüm.
Burası oto galeriyi andırıyordu içerde kişi başına düşen arabalardan daha fazla araba vardı bu da demek oluyor ki Karan denilen mafya bozuntusunun burda arabaları vardı dikkatlice baktım olabildiğince orta kısımlarındaki arabaları yokladım ki birinin bagajı açıldı hemen içine binip kapağını kapadım ahhh! Sanırım kurtuluyorum
......................................................................
Evet yeni bölüm geldi :) biraz kısa oldu ama umarım sizi hayal kırıklığına uğratmamışımdır 🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAN
ChickLit'o kızı bana verin ' köyün meydanında durmuş köylülere sesleniyordum 'O kızı burda ve onu bana teslim etmezseniz bu köyü başınıza yıkarım. Avre yapacaklarımı en iyi sen biliyorsun eninde sonunda seni bulacağım kendi ayağınla gel ki insanlara yazık o...