33

696 60 1
                                        

Nisan Çobanoğlu'ndan

"Ama ben dün akşam sordum ona, bir şey istemiyorum dedi."

Ferit'in söyledikleriyle kaşlarım çatılırken bir şey söylememe fırsat kalmadan asansörün kapısı açıldı ve Ozan gözüktü. İkimiz de ayağa kalkarken "Günaydın." dedi Ozan sahte bir neşeyle. Ardından yanımda durup Ferit orada yokmuşçasına tamamen bana çevirdi gözlerini.

"Gitmiyor muyuz?"

Kıskandığını anladığımı bilmesine rağmen böyle davranıyordu. "Ozan..." diye sitemle mırıldandığımda derin bir nefes aldı, dudaklarını ıslatıp Ferit'e döndü. "Ee, Ferit? Nasılsın?"

Beni kırmamasına gülümsedim. Yavaşça dışarı çıktık. Sabah soğuğu giydiklerimize rağmen içimize işlerken "Arabaya geçelim hemen." dedim, sesim kısık çıkmıştı çünkü soğuk insanın tüm enerjisini emiyordu.

"İnce giyinmedin, değil mi?" dedi Ozan. "Yok, yok." diye cevap verdikten sonra omzuna kaydı gözlerim. "Omzun nasıl oldu, ağrıyor mu?"

Gülümsedi. "Ağrımıyor, balım."

Ferit birkaç saniyeliğine bize baktıktan sonra ellerini montunun cebine sokup birkaç adım önümüze geçti. Ozan gözlerini kısıp memnuniyetsiz bir şekilde süzdü onu. Bu davranışı üzerine sağlam koluna hafifçe vurduğumda omuz silkti.

Klinik Köy | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin