25

755 58 1
                                        

Ozan Karaköse'den

Gözüme vuran güneş ışığını yan dönerek, aynı zamanda da yastığı başımın üzerine alarak engellemeye çalışırken telefonumun çalmasıyla uykumdan tamamen sıyrıldım. Söylene söylene komodine uzanıp kimin aradığına bakmadan, daha doğrusu gözlerimi doğru dürüst açamadığım için bakamadım telefonu açtım.

"Efendim?"

"Oğlum?"

"Anne?"

Doğrulmaya çalıştım, gözlerimi ovuşturdum. Dünkü düğünün ve o kadar yolu gidip gelmenin yorgunluğu hala daha üzerimdeydi. Gelir ve üzerimi değiştirir değiştirmez kendimi yatağa atmıştım.

"Ne yapıyorsun?"

"Uyuyordum." diye homurdandım. Annem saatin erken olduğunun farkına varmış olmamalıydı veya fark etmiş ama bunu umursamamış olmalıydı ki annemin ne kadar dikkatli biri olduğunu göz önüne alırsam ikinci seçenek çok daha mantıklı geliyordu.

"Aaa, saat yedi oldu! Hala uyuyor muydun, kime çektin sen?"

"Bilmem, sana çekmediğim kesin."

"Evet, hiç bana benzememişsin. Neyse, oğlum, ben sana şey diyecektim..."

"Hım?"

"Dün sen düğüne kimle geldin?"

Uykum bir anda dağıldı. Gözlerim açıldı, iyice doğruldum. Annem neden birdenbire bunu soruyordu? Akrabalarla filan mı gitmem gerekiyordu acaba? Ama öyle bir konunun bahsi geçtiğini hatırlamıyordum.

"Patronum Nisan'la geldim, neden soruyorsun?"

"Sadece patronun mu?"

İyi ki su filan içmiyordum çünkü bu sorunun üzerine kesinlikle boğulurdum.

"Ne demek istiyorsun, anne?"

"Hiç. Sadece sordum. Birkaç kişi sizi görmüş de dans ederken bana sordular. Ben de 'Öyle bir şey olsaydı bana söylerdi.' dedim. Sonuçta benim oğlum benden bir şey saklamaz, değil mi? Ben ona güveniyorum."

Annem gerçekten ama gerçekten psikolojik baskı yapmayı herkesten çok beceriyordu.

Sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Sabırla, hiçbir şey demeden beni bekliyordu annem. Zaten dağınık olan saçlarımı iyice karıştırdım.

"Hayır, bir şey yok aramızda. Sadece... Neyse, boşver. Bir şey yok aramızda, sadece arkadaşız. Liseden tanıştığımızı söylemiştim sana."

Annemin söylediklerime inanmadığına emindim ama daha fazla üstelemedi, başka bir konuya geçti. Rahatlayıp arkama yaslandım tekrardan.

Sadece birkaç dakika içinde resmen soğuk terler dökmüştüm. Hem Allah aşkına, kim bizi görüp hemen anneme yetiştirmişti?

Neyse, şu an umursayacak kadar ayık olmayan halime geri dönmüştüm.




Klinik Köy | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin