14

925 67 1
                                        

Nisan Çobanoğlu'ndan

"Nisan, rahatsız ediyorum ama acil bir mevzu var. Gelmen gerekiyor."

Ozan içeriye girdiğinde bunaldığı dersten çıkış zili çalan bir öğrenci edasıyla sevinsem de karşımdaki koltukta oturan kıza saygımdan belli etmedim.

"Aa, siz Ozan Karaköse'siniz."

Yok artık! Begüm Ozan'ı da lafa tutmayı düşünüyor olamazdı, değil mi?

"Sizin ününüzü bir sürü insandan dinledim, tıpkı Nisan gibi. İnsanlar ikinizin de çok iyi olduğunu söylüyor. Onların derdini alıyormuşsunuz resmen. Siz de oturmaz mısınız?"

Ozan sorarcasına bana baktı. "Hayır de." dercesine kaşlarımı kaldırdığımda boğazını temizledi. "Nisan'la gerçekten önemli bir konuyu halletmemiz gerekiyor. Önemli ve acil. Gece yarısına kadar başımızı kaşıyacak vaktimiz olmayacağını tahmin ediyorum, o da en iyi ihtimalle. Kusura bakmazsınız, değil mi?"

Ozan gerçekten o kadar kibar ve inandırıcı konuşmuştu ki ben bile inanacaktım.

"Beş dakikanız vardır eminim. Gelin, siz de oturun."

Ne? Şaka mıydı bu?

Ozan'la gözlerimiz kesişti. Bıkkın bir nefes aldıktan sonra Begüm'ün ona bakmadığı bir sırada "Elimden geleni yaptım." dedi ses çıkarmadan, sadece dudaklarını oynatarak. Ardından Begüm'ün karşısındaki koltuğa oturdu.

"Ozan Bey de oturduğuna göre... Nerede kalmıştık, Nisancığım?"

Klinik Köy | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin