Kırkiki💫

10.8K 925 195
                                    

04.08.2021

***

Önceki bölümleri atlamayın. Dün ve ondan önceki gün bölüm atmıştım☝🏻

"Günaydın."

"Günaydın bebeğim." Atilla mutfağa girdiğinde hazırlanmış olan kahvaltı sofrasına baktı. Yusuf'un ensesine bir öpücük kondurup masaya geçti.

Atilla defalarca, hazırlamamasını söylediği halde bunu yapmasına kızmıştı. Ama sabahın erken saatlerinde kalkan Yusuf, acıkan bebeğini doyurmak zorundaydı.

Bu konuda kendini suçlu hissediyordu ancak geceleri uyuyamadığı için, sabahın erken saatlerinde uykuya dalan Atilla, ne kadar zorlasa da erken kalkamıyordu. Bu durum yaklaşık bir haftadır böyleydi.

Evet, bu eve geleli bir hafta olmuştu. Hâlâ, Kamil'in konuşma çabalarını reddetiyordu.

Evdekiler ikisini de çok özlemişti. Atilla kimseyle konuşmak istemiyordu. Üstelik diğerlerinin Kamil'i dinlemesi için diretmelerinden sıkılmıştı. Onun yanında olmadıklarını hissediyordu. Nasıl inanmışlardı ona? Hâlâ aynı sevgiyi beslemeleri, bir şeyleri sorgulamamalarına sinir olmuştu. Sonrasında en büyük yalanın kendisine söylendiğini hatırladı.

"Yesene." Düşünceler içerisinde boğuşurken, Yusuf'un sesiyle irkildi. Bu duruma gittikçe endişelenen Yusuf'un suratı asılmıştı.

Atilla bu surat ifadesini gördükten sonra onu daha da üzmemek için hızlı hızlı tüketmeye başladı kahvaltılıkları.

Kahvaltı sonrası Yusuf'u içeriye gönderip, mutfağı topladı.

Az sonra, elinde koca bir bardak sütle içeriye girip, sevgilisinin yanına oturdu. Yusuf anında göğsüne uzanmıştı.

"Bir haftadır herhangi bir şey söylemedim, konuyu açmadım ama artık konuşma vaktin geldi Atilla." Atilla'nın anında gerilmişti bedeni. Bu konuşmanın geleceğinin farkındaydı.

"Yusuf-" Yusuf uzandığı yerden doğrulup, bakışlarını sevgilisine çevirdi. İtiraz istemeyen bir ifade vardı yüzünde.

Atilla bıkkın bir nefes verip kafasını salladı. Yusuf anında telefonu alıp, Atilla'ya uzattı.

Bir süre telefonla bakıştı. Yusuf bu durumdan bıktığı için kolunu kabaca dürttü. "Hadi!" Diye huysuzlanmasına göz devirdi genç adam. Az sonra numarayı bulup arama tuşuna bastı.

Anında açılmıştı telefon.

"Alo! Atilla, oğlum..." Atilla'nın anında gözleri dolmuştu. Burnunu çekerken, Yusuf'un da gözleri dolmaya başlamıştı bile.

"Konuşalım."

"Tamam nasıl yapalım? Nereye geleyim." Normalde başka bir yerde buluşmak daha mantıklı olabilirdi ancak Yusuf'u bu durumda yalnız bırakmak istemiyordu. Zaten gizli bir şey değildi, evin adresini biliyorlardı.

"Buraya gel. 1 saat sonra."

"Tamam." Kabul eder etmez suratına kapatmıştı.

Kamil oturduğu sandalyeden hızla ayaklanıp, evin içine girdi. Ekip, günler sonra heyecanlı ve bir parça mutlu yüz ifadesiyle şaşırmışlardı. "Konuşmayı kabul etti." Dedi bir çocuk gibi sevinerek.

Ekip günler sonra rahat bir nefes almıştı. Atilla'nın eve dönmesini istiyorlardı evet, ama Yusuf için çok daha fazla endişe duyuyorlardı. Ecem bile, her gün Yusuf'la konuşan Defne'ye durumunu soruyordu.

BİR İYİLİK YAP | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin