Yirmidokuz💫

14.3K 1K 167
                                    

06.04.2021

***

Yusuf sabah vücudunu saran kolların verdiği hisle uyandı. Gözlerini aralayıp bir süre etrafa baktı. Dün olanları hatırlayınca yüzünü sıcak kaplamıştı. Hafifçe arkasını dönmeye çalıştı ancak Atilla'nın homurtuları yüzünden yerine sindi. Nedense utanmıştı.

Kollarını çözmeye çalışırken omuzuna konan öpücükle hareketlerini durdurdu. Az sonra boynuna değen sıcak nefesle tüyleri dikelmişti.

''Hımm... Günaydın bebeğim. Bir yere mi gidiyorsun?'' Boynuna öpücük kondurmasıyla dudaklarını ısırdı. Kafasını çevirdiğinde, Atilla kollarını çekmişti. Bedeni serbest kalınca tam olarak yüzüne doğru dönmüştü. ''Günaydın.'' dedi kısık sesle.

''Hayırdır? Birini uyandırmamak için mi böyle kısık konuşuyorsun?'' diye yanıt verdi Atilla aynı tonda. Yusuf homurdanıp omuzuna hafif bir yumruk atarken Atilla koca bir kahkaha atıp sırt üstü uzandı. Kollarını iki yana açıp gerindi. 

''Kendimi çok iyi hissediyorum.'' dedi Yusuf'a bakıp göz kırparken. Yusuf utançla yüz üstü dönüp kafasını yastığa gömdü. Atilla tekrar beline sarılıp açıkta kalan çıplak sırtına öpücükler kondurdu. ''Utanma benden.'' Aşağıya doğru indiğinde Yusuf nefesini tutmuştu. Kalçasının hemen üstünü öpüp geri çekildi. ''Krem sürelim.''

''Gerek yok.'' deyip yatakta doğruldu Yusuf. Ancak anında keskin bir acı girmişti kalçasına. Atilla göz devirip yerdeki baksırını alıp giyindi. ''Küveti dolduracağım. Bir süre içerisinden bekle. Bedenin kendine gelir.'' dediğinde bakmadan kafasını salladı Yusuf.

Atilla hızla banyoyu hazırlayıp içeriye geçti. Aşağıya inip krem aldıktan sonra tekrar odaya çıktı. Yusuf çoktan banyoya girmişti. ''Kremi buraya bırakıyorum.''

''Tamam.'' yanıtını duyduğunda eşyalarını alıp misafir banyosuna ilerledi. Krem sürmeyi veya ona kendisi banyo yaptırmayı istiyordu ama utancından kabul etmeyeceğini biliyordu. Daha da utandırmamak için hızla kendi işlerini halletmeye gitti.

Yusuf suyun içine girip kafasını küvetin başlığına yasladı. Akşam olanlar aklına geldiğinde tekrar kızarmıştı ancak dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. Olanları hatırlamak bile alt tarafına kan pompalanmasına sebep olmamıştı. Bir postada buna utanıp sızlanarak şampuanı eline aldı.

Atilla mutfakta bir şeyler hazırladı. Ancak bunda çok iyi olduğu söylenemezdi. Omlet bile yapamamıştı. Sonunda çareyi yumurta kaynatmakta buldu. Onu becerebilirdi değil mi?

Bir süre mutfakta oyalanmıştı. Yusuf işini bitirip yanına geldiğinde en güzel gülümsemesini gönderdi. ''Hadi bir an önce otur sofraya.''

Yusuf sandalyeye kurulduğunda kalçasındaki acı ile yüzünü buruşturdu. Atilla bunu fark ettiğinde yanına gelip başının üstüne öpücük kondurdu. ''Özür dilerim. İlkindi ve ben biraz sert davrandım sanırım.'' Yusuf, bu kadar düşünceli olmasına göz devirip dudaklarını kıvırdı. ''Kendini suçlama. Hadi gel.'' dedi elini tutarak.

Atilla biraz olsun utangaçlığının geçmesine sevinip sandalyeye otururken, Yusuf sıcak sütün keyfini çıkardı. Sessiz geçen kahvaltının ardından, Yusuf koltuğa uzanıp üzerine ince bir örtü çekti. Atilla kahve yapıp salona geçerken, yorgun görünen sevgilisinin yanına ilerledi.

Yusuf anında doğrulurken, Atilla başının olduğu kısma oturup dizine yaslanmasını sağladı. Saçlarını okşarken, Yusuf mayışmaya başlamıştı.

''Ne zaman gelecekler?''

''Akşama doğru.'' Yusuf onaylayan mırıltılar çıkarıp gözlerini kapatırken, Atilla saçlarını okşamaya devam ediyordu.

**

''Ee nasıl geçti geceniz?'' dedi Caner ağzını yana büküp gözünü kırparken. Atilla göz devirip yüzüne yaklaşan kafanın alnından itip kenara geçti. O sırada merdivenlerden paytak paytak adımlarla inen Yusuf'u gördüğünde gözleri parlamıştı. Her hali kalbinin sıkışmasını neden oluyordu.

Yusuf anında yanına gelip beline sarılınca ilk anda afallamıştı. Gittikçe alışmasına, çekingenliğini atmasına seviniyordu. Sırtını okşayıp saçlarına öpücük kondurdu.

''Bizimkiler dışarıdan yemek getirmiş. Beraber yiyelim mi?'' diye sorduğunda Yusuf başını yasladığı göğüsten çekip gözlerine baktı. Gülümseyip kafa sallayınca, Atilla yaklaşıp dudağına öpücük kondurdu. ''Hadi güzelim.'' dedi mutfağa  ilerletirken. ''Bu salağın bir şey yapmayacağını, ve senin aç kalacağını bildiğimiz için yemek aldık Yusufcuk.'' dedi Caner kahkaha atarken. Diğerleri de kıkırdamıştı.

Yusuf ise mutfaktan girmeden önce arkasını dönmüş: ''Atilla sabaha güzel bir sofra hazırladı. Eminim akşam için de hazırlardı. Gerek yoktu aslında. Ama yine de teşekkürler.'' dediğinde diğerleri kahkaha atmış, Caner göz devirmişti. ''Aman kocana da laf ettirme.'' dedi dudak bükerken.

Yusuf gülerek sandalyeye oturduğunda Atilla yanına oturdu. ''Beni koruman hoşuma gitti.''

''Ben hep koruyorum seni. Sen görmüyorsan.'' dedi alayla. Ardında gülmüştü. Atilla kaşlarını kaldırıp: ''Bakseenn...'' demişti uzatarak.

Hızlıca yenen yemek sonrası oturma odasına kurulmuşlardı. Sohbet koyu bir hal almışken içeriye Kamil girdi. ''Abi hayırdır ne bu surat?'' dedi Görkem, adamın üzgün suratını kastederek.

''Bize iş veren adam, yani Süleyman abi... Çok hasta. Oğlu aradı az önce. Ona üzüldüm.'' dedi bedenini koltuğa bırakırken.

''Abi bir şey olur mu ki?''

''Adam yaşlı Caner. Ölebilir demişler.''

''Peki biz işi nerden bulacağız?'' diye sordu bu sefer de Atilla. Kamil omuz silkti. ''Oğlu işin başına geçer diye tahmin ediyorum. Olmadı aç kalmayız ya. Buluruz bir şeyler.'' dediğinde herkes kafa sallamıştı. Kamil'in epeyce mal varlığı vardı. Üstelik diğerlerinin de olabildiğince ihtiyaçlarını karşılamış, kazandıkları paralarla ev-araba gibi şeyler almalarını sağlamıştı.

Yusuf endişeyle Atilla'ya döndüğünde, Atilla ne demek istediğini anlayıp Yusuf'u göğsüne çekti. Kulağının arkasına öpücük kondurup: ''Merak etme güzelim. Olmadı benim kendi evime geçeriz. Mesleğim de var sana bakar kocan.'' demişti sona doğru sırıtarak. Yusuf göz devirse de kıkırdamadan edemedi. 

Onun yanında her zaman güvende hissediyordu. Onu bırakmayacağını da biliyordu. Korktuğu şey bu aileden kopmaktı. Ki, kendinden önce onların aralarındaki bağı ve birbirlerinden ayrılırlarsa yaşayacakları üzüntüyü düşündü. 

Suspus olan ortamda göz gezdirdiğinde düşünceli yüzleri fark etmesi bu tezini doğrulamıştı.

''Tamam! Derbedere bağlamayın. Bize iş mi yok!''

''Var mı abi?'' dediğinde diğerleri gülmüştü. Kamil kafasını iki yana sallayıp ayağa kalktı. Salonu terk ederken Caner kafasına hafifçe vurdu. ''Var ulen!'' Diğerleri gülüp keyifleri yerine gelirken Kamil de gülmüştü. Ekibini çok seviyordu ve onları bırakmaya niyeti yoktu. Aileye katılan bu küçüğü bile...

İlerlemeden önce Yusuf'a yaklaşıp babacan bir tavırla saçlarını okşadı. ''Sende sıkma canını tamam mı? Olmadı hepsini dışarı atar sana yine bakarım.'' Atilla kaşlarını çatıp, Yusuf'u kendine çektiğinde Kamil göz devirip Atilla'nın da kafasına bir tane vurdu.

Atilla yüzünü buruşturup kafasını ovarken diğerleri tekrar güldü. Yusuf, sevgilisine üzgün bir suratla bakıp: ''Acıdı mı?'' diye sordu. Atilla dudaklarını büküp kafasını aşağı yukarı sallayınca Yusuf kafasının üstünü öptü. ''Acıdı. Buradan da öp.'' dedi Atilla dudağını işaret ederek. Yusuf oraya da hızlı bir öpücük kondurup arkasına yaslanırken, bu sefer Atilla onun göğsüne yaslanmıştı. Onlar ara ara birbirine öpücükler verirken diğerleri kendi halinde sohbete dalmıştı.

Kısa bir bölüm oldu ama bir sonraki bölüme daha uzun yazar telafi ederim. Hadi öptüm 😘

BİR İYİLİK YAP | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin