27.BÖLÜM

49 39 0
                                    

Her şey uyuyup uyandıktan sonra düzelebilir miydi, bütün yaşanılanlar hiç yaşanmamış gibi olabilir miydi?

     Hayatın bizim için yaptığı sürprizler ne çok acıydı. Yaşamak, mutlu mesut yaşamak için değilse neden insan yaşıyordu ki bunca zulmü? Çok gereksiz değil miydi her şey…
   
    Araba yolculuğumuzun sonlarına geldiğimizde sımsıkı kapattığım gözlerimi açtım. Belki uyuyabilirim diye karanlığa teslim ettiğim gözlerimi hiçbir şey değişmeden aydınlığa açtığımda bir hafta önce terk ettiğim şehrimdeydim. Ne de güzeldi burası acılar olmadan, ne de zordu yaşama tutunmak gözyaşları varken…

     Sessizlik içinde geldiğimiz yollar bitmiş, artık her şeyin başlangıcı olan bu diyara gelmiştik. Ne kadar zor olsa da bir yerden başlamalıydık artık. Seçimimiz kendi tercihimizdi, ya her şeyi geride bırakıp hayata kaldığımız yerden devam edecektik ya da hiçbir şeyi unutmayıp acılara katlanacaktık. Ağır bir yükün altındaydık şimdi, tercihlerimiz geleceğimizi etkileyecekti…

    Yol ayrımı sapağına geldiğimizde Tahir direksiyonu Işıl Abla’nın evine doğru kırdığında şaşkınlıkla kendi evimin yoluna bakakaldım. Neden şimdi oraya gidiyorduk ki?

“Yolu şaşırdın herhalde.” Saatler sonra ilk defa konuştuğumda sesim çatallı çıkmıştı. “Neden eve gitmiyoruz?”

    Sorduğum sorunun üstünden dakikalar geçmesine rağmen hala bir cevap vermemişti Tahir. Onunla konuşmaya çalışmıştım ama tepki bile vermemişti. Hırsla arkama yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdim, camın arkasından masmavi denize seyredurmuştum ki sesi yankılandı arabanın içinde.

“Evi sattım.”

    Söylediği sözler boğazımın düğüm olmasına sebep olmuştu, ne konuşabiliyordum ne de aldığım nefesi bırakabiliyordum. Aradan geçen birkaç dakikanın ardından gözlerimden akan ikişer damla ile gözlerimi aynadaki gözlerine çevirdim. Hüzünlüydü…

“Neden?”

“Harabeye dönmüştü çünkü.”

    Verdiği kısa yanıttan anladığım kadarıyla biz gittikten sonra her yeri kül etmişti. Ruhum bir kez daha darmaduman olduğunda gözlerimi kapattım sımsıkı.

“Görmek istiyorum.”

“Göremezsin!”

    Her isteğime verdiği net tavırlar sinirlerimi iyice bozmuştu. Derin bir nefes aldığımda yüzümdeki yaşları silip ona doğru döndüm. Beni durduramazdı.

“Göreceğim!”

“Göremezsin dedim!”

“Ben de sana görürüm dedim.”

    Aldığı derin nefesi ağır ağır bıraktığında direksiyonu kırıp evimizden tarafa çevirdi yönünü. İçimde oluşan huzursuzluk eve yaklaştıkça arttığında girişe geldiğimizde gözlerimi kapattım sımsıkı. Nasıl bir manzarayla karşılaşacağımı bilmiyordum, buna hazır mıydım onu bile bilmiyordum.

“Gözlerini açmadan bir şey göremezsin Nefes.”

    Arabanın saniyeler önce durduğunu bildiğime rağmen hala açmamıştım gözlerimi. Boğuk sesiyle ağır ağır açarken gözlerimi nefes almak her zamankinden çok zordu.

    Gözlerim gördüklerim karşısında şaşkınlığını korurken elim kapının kulpuna gidip yavaşça açtı kapıyı. Bacağımı dışarıya sarkıttığımda perişan olmuş bedenimi de dışarıya attım. Arabanın önüne kadar gelip durduğumda bedenim kaskatı olmuştu. Böyle bir manzara beklemiyordum, böyle harap olmuş ev bizim miydi yani?

Son SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin