YÜZBAŞI|18+

22 ✔️

Oy atmayı unutmayın. İyi
okumalar (:

——

"Efendim komutanım. Bir sorun mu var?"

"Evet kızım. Vatanınız için kaldığınız yer değişiyor. Yeni yeriniz Iğdır olacak ve oraya gider gitmez özel göreve çıkacaksınız. Timine haber ver. 1 saate kadar askeriyede olmanız gerekiyor."

Komutanın dediği şey şaşkınlığa uğramama sebep oldu. "Emredersiniz komutanım" dedim komutana. Telefon kapandığında hızla sinema salonuna ilerleyip içeri girdim. Bizimkilerin olduğu oturma alanına gidip konuşmaya başladım.

"Çabuk kalkın! Operasyon var!" dememle hepsi ayaklandı ve sinema salonundan çıktık. "Can komutan beni arada. Artık Iğdır'da olacağız. 1 saate kadar askeriyede olmamız lazım. Oraya gider gitmez gizli göreve çıkacakmışız" dediğimde hepsi şaşkındı. Bazıları ailelerini bırakacaktı ve onlar için zordu.

"Hooop" diye bağırıp onları kendilerine getirdim. Hepsi hızla arabalara bindiğinde yola koyulduk. Bu sefer daha yavaş kullanmıştım tırstıkları için. Askeriyeye geldiğimizde hızla inip tim koğuşa, ben odama ilerledim.

Bavulumu çıkarıp kıyafetlerimi, banyodaki eşyalarımı, aksesuar ve ayakkabılarımı yerleştirdim. Odada işime yarayacak bir şey kalmadığında bavulun kapağını kapatıp odanın bir köşesine koydum. Odamdan çıkıp koğuşa ilerledim. Koğuşun kapısını açtığımda karşımda sadece baksırı olan bir Onur beklemiyordum tabii.

"Siktir" dedim içimdeki titremeyle. Kol ve karın kasları, adonis kasları... Sikeyim. Altımda neden hareketlilik vardı amına koyayım. Onur ellerini aletinin üstünde kavuşturduğunda sırıttım. Görmüştüm bile.

"Gördüm bile Onur" dedim hala sırıtarak. Onur da ellerini çekip sırıtmaya başladığında "Hadi git üstüne bir şey giy. Ben dışardayım, söylersin bizimkilere." dedim kaslarına parmağımı bastırıp çekerken. Taş gibiydi kasları. Kendisi gibi. Kafasını salladığında oradan uzaklaşıp bahçeye çıktım.

Biraz beklemeden sonra bizimkiler de gelmişti. Can yarbayın demesiyle arabalara binmiş, havaalanına gitmiştik. Yarbay ve Bora biraz zor ayrılmıştı. Bora babasını çok severdi. Havaalanına geldiğimizde uçağımıza binip Iğdır'a yola çıkmıştık. Arabalarımız oraya gönderilecekti.

3 saat 40 dakika sonra

Uçaktan inip hızla içeri girdik. Bavulları alabileceğimiz dönen yere geldiğimizde bavulları alıp dışarı çıktık. Dönen şeyin adını bilmiyorum kusura bakmayın. Arabalar daha gelmediği için iki tane taksiye bölüşerek binip askeriyeye gittik.

Askeriyeye geldiğimizde taksilerden inip içeriye adımladık. Büyük ihtimalle geleceğimizi bildikleri için kimse bizi yadırgamıyordu. Ben hariç. İçeriden bir kadın gelip yanımızda durdu.

Bana bakarak, sıcak gülümsemesiyle "Hoş geldiniz yüzbaşım" dediğinde "Hoş bulduk, siz..?" demiştim ve cevap hemen gelmişti. "Sizin gibi yüzbaşıyım burada. İyi anlaşacağımızı umuyorum" deyip bakışlarını bizimkilerde gezdirdi. Tanıyordu demek ki beni.

"Hoş geldiniz beyler" dediğinde bizimkiler hazır ola geçip "Sağ ol" dediler. Aslanlarım benim be. "Adınız?" dediğimde "Işıl İnci 25. Siz?" demiş, ben ise "Gece KURT 24." demekle yetinmiştim. Gülümseyerek başını salladığında hep beraber içeri geçmiş ve Komutanın odasına ilerlemiştik.

Işıl kapıyı tıklatıp içeri girdiğimizde içeride benden birkaç yaş büyük bir adam, büyük ihtimalle üsteğmendi burada. Başta oturan 40'larının başında bir adam oturuyordu. Büyük ihtimalle bu da Yarbay olmalıydı. Tahmin ettiğim gibi olmuş, Yarbay "Hoş geldiniz gençler. Ben Akif Cengiz 42. Bu birliğin yarbayı benim." deyip yanındaki adama döndürdü bakışlarını. Adamın bakışları ise bendeydi. "Bende üsteğmen Mert Akay 29. Bu birlikte üsteğmenim. Beraber olacağız uzun süre." dediğinde Onur sessizce homurdanmıştı.