33 ✔️

8.3K 242 14
                                    

Oy atmayı unutmayın. İyi okumalar (:

——

Polisler içeri girdiğinde "Onur Yılmaz?" diye sordular. "Benim?" diyen Onur'la, polisler "İfade almak için gelmiştik. Şu an daha iyiyseniz ifade verebilir misini?"

Ulan biz bunu unutmuştuk!

——

"Rahat mısın böyle?" diyerek yastığı biraz daha dikleştirdim. Onur sesli bir şekilde nefesini verdi. "Kaç defa soracaksın bu soruyu yavrum?" dedi bıkkınlıkla. "Sus be çocuk" deyip ayaklandım. Mutfağa geçip yemeklere baktım. Bugün Onur polislere ifade verdikten sonra hastaneden çıkmış, eve gelmiştik. Onur'un Iğdır'a geldiğimiz zaman aldığı, ancak kimseye bahsetmediği eve. Burayı öylesine tuttuğunu söylemişti. Yarbaydan izin aldığım için de bir sorun olmamıştı.

Çorbayı kaseye koyduktan sonra tepsiye yerleştirdim. Yanına kaşığı da koyduktan sonra Onur'a götürdüm. "Al bakalım. Bitir hepsini."

"Bitirmeme gibi bir lüksüm yok zaten Gece" dedi alıngan sesiyle.

Hafif sırıtarak "Gece kurban olsun sana. Biliyorsun iyiliğin için hepsi." dediğimde kafasını sallayıp çorbasını içmeye başladı. Çorbayı bitirene kadar başında bekleyip bitirdiğinde ise sehpaya koyarak yanına oturdum.

"Anlat bakalım dün ne anlattın polislere, ne oldu o gün gittiğinde." 

6 ay önce Onur'dan

Gece için arabada olan pikeyi almaya giderken karşıma çıkan adamların kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Karşımda piç bir sırıtışla duran ancak öfkesi yüzünden belli olan adam dik dik baktım.

"Hayırdır agam? Ne dikildin karşıma?"

Küçük bir gülme edasıyla çıkardığı 'tıh' sesinden sonra bana yaklaşmaya başladı. "Agam?" dedi sorar gibi. Kafa salladığımda kafamdaki sızıyı hissettim. Kafamı arkaya çevirmek üzereyken bir anda giren ağrı, gözlerimin bulanıklaşmasına sebep oluyor, kulağıma gelen sesler yavaş yavaş silinirken tek duyduğum ses, umursamazca söylenen "Sen benim ağabeyimi öldürürken o da böyle bir acı mı yaşamıştır sence üsteğmen?" cümlesiydi.

----

Yüzüme dökülen suyla hızla olduğum yerde dikleştim. Kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştığım esnada başımın ağrısıyla inledim. Karşımdan gelen iğrenç kahkahayla nerede, nasıl ve ne halde olduğumu anlamaya çalışarak gözlerimi aralamaya çalıştım. En sonunda açılmayı başaran gözlerimin odağına giren karşımdaki sandalyede oturmuş, bana gevşek bir sırıtmayla bakan adamdı.

"Ne oluyor lan?" diyerek bağırmaya çalıştım ancak sesimin olduğundan daha kısık çıkması kaşlarımı çatmama sebep oldu. Karşı taraftan tekrar bir kıkırtı sesi duyuldu ve konuşmak aklına gelmiş gibi ağzını açarak "Ne haber üsteğmen? Rahat ettin mi yolda? gerçi pek kendinde değil gibiydin ama." dedi.

Olaylar yavaş yavaş zihnime dolmaya başlarken karşımdaki herif hızla araya girerek "Düşünmek için çok zamanın olacak üsteğmen. Bu hakkını şimdiden kullanma bence." diye dalgaya vurdu.

----

6 aydır buradaydım. Yemeklerin artıklarını köpeğe atar gibi önüme atıyorlar, her gün bambaşka işkenceler yapıyorlardı. Askerlik için çektiğimiz eğitimlerden bile daha can acıtan şeyler oluyordu. Sesim artık çok daha kısık çıkıyordu. 6 aydır aynı sandalyede oturduğum için de götüm de bir nevi düzleşmişti. Su bile yok denecek kadar az vermişlerdi şu zamana kadar. İşin aslı anasını siktiğimin çocukları canımı yakmak için kırk takla atıyorlardı.

Bu 6 ay boyunca bir sürü ev değiştirmiştik. Ancak genelde bayıltıyorlardı ve ben nereye gittiğimizi bile göremiyordum. Gece'yi deli gibi özlemiştim ancak kameram sadece onu hayatımın belirli bir süresinde çekmişti. Zihnimdeki hayalleri ise her gün daha daha zengin içeriklere sahip oluyordu.

(Anlamayanlar için kamera diye bahsettiğim gözleri. Daha zengin içerik ise fazlalaşma anlamında.)

Sadece Gece'yi değil ailemi, kardeşimi ve silah arkadaşlarımı da fazlasıyla özlemiştim. Orospu çocukları onlar gibi bir orospu çocuğunu öldürdüğüm için beni süründürüyordu. Ne kadar canım yansa da sikimde olmaması dışında sıkıntı yoktu.

Olduğum odanın içine bir anda girilmesiyle kafam yavaşça kapı tarafına döndü. Hızlı döndürsem ebemin amını görürdüm çünkü acıdan. "Paşam keyfin yerinde mi?" dedi gevşekçe beni buraya getiren ancak adını hala öğrenemediğim adam. "Ananın amı yerindeyse benim keyfim de gayet yerindedir paşam" dedim paşam kelimesinin üstüne basarak.

Çenesini sıkarken "Kes sesini" diye tısladı. Kafamı yavaşça sallarken puşt karşımdaki koltuğa oturup yine olduğu gibi elini pantolonunun kemerine atıp açtı. Kafamı bu görüntüyü görmemek için başka tarafa çevirdim. Pis adam bundan zevk alıyordu. Her gün koltuğun karşısına geçerek 31 çekiyor, bunu da bana gösteriyordu. O pis ağzına ise Gece'yi aldığında onu parçalamak istiyordum ancak elimden bir şey gelmiyordu.

"Seni arıyorlardır şimdi enayi gibi. Manitan buraya geldiğinde domaltıp becereceğim. Gözlerinin önünde inleyecek. Benim için inleyecek. Aletimi görüyor musun? Sevgilin bu alet için inleyecek Onur. Benim altımda, senin gözlerinin önünde inleyecek. Kendi isteğiyle inleyecek. Senin canını yaktığım gibi onun da canını yakacağım. Orada olan herkesin canını yakacağım Onur. Aletim seninkinin içinde sıkışacak. Kavrayacak beni. Seninle nasıl inlediyse benimle de öyle inleyecek." deyip bir kahkaha attı.

Dışarıdan sesler gelirken karşımda oturan adamın kaşları çatıldı yavaşça. Kapıya gelen tekmeyle gözlerim oraya dönerken içeri Gece ve timin girmesiyle karnım karıncalanmaya başladı. Gece hep olduğu gibi çok güzel, özeldi.

"Şimdi siktim seni orospunun dölü" diye kükreyip hızla itin üstüne atlamasıyla bir kargaşa koptu.

----

Okuduğunuz için teşekkürler. Oy atmayı unutmayın!

Selam güzellerim!

Bölümler aşırı geç geliyor çünkü canım hiç yazmak istemiyor. Ve öğlenci olduğum için de geç çıkıyorum. Eve ölü gibi geliyorum, bölüm yazmak aklıma bile gelmiyor. Normalde 2-3 gün içinde bölüm atıyordum ancak şimdi haftada 1, o da yazarsam. Hazır bölümlerim bu bölümle iki taneydi. Hızlıca yazıp bitiricem.

Diğer kitabı yazmayı şu anlık düşünmüyorum. Dediğim gibi hiç yazasım gelmiyor. Kitap konusu aklımda, her şey tamam ama cidden yazasım gelmiyor ve bu yüzden hepsi sadece aklımda kalıyor.

Neyse, kendinize iyi bakın!

YÜZBAŞI|18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin