14 ✔️

25.4K 535 85
                                    

Yazar ağzından

Herkes korku içindeydi. Ya bir şey olursa komutanlarına? Düşünmek bile onları üzüyordu. Cenk, Buğra ve İsmet yeni gelmesine rağmen sevmişlerdi komutanlarını. En çok İsmet sevmişti.

İsmet hep bir ablası olsun isterdi. Aralarında 1 yaş olmasına rağmen İsmet komutanını ablası gibi görmüştü. Ona bir şey olursa çok üzülürdü. Şimdi bile yüzü, gözü kıpkırmızıydı ağlamaktan. Bora da çok üzülmüştü ancak bu kadar değildi.

Onur'un içi titriyordu Gece'yi böyle görünce. O gün çok üzmüştü Gece'yi aptal Gamze'ye inanarak. Gerçekten seviyor muydu Gece'yi, yoksa bir takıntı haline mi gelmişti onun için? Bilmiyordu o da. Tek bildiği Gece'ye bir şey olursa çok üzüleceğiydi.

Cenk kollarında Gece ile çıktı o lanet yerden. Hızla ambulansa bindirdi komutanını. Gece'ye nefes alabilmesi için oksijen maskesi taktılar. Tim kendi arabalarına giderken ambulans çoktan yola çıkmıştı hastaneye gitmek için.

Kara ablasını aramış ancak ulaşamamıştı. Niye açmıyordu ablası telefonunu? İçinde kötü bir his vardı.

"Bir şey mi oldu lan acaba?" diye söylendi kendi kendine. Ona bir şey olsaydı ne yapabilirdi ki. Tek o vardı Kara için. Ablası, ailesi, her şeyi oydu. Onu kaybederse Kara dayanamazdı.

Kara her şeyden habersizken ablası hastaneye kaldırılmış hatta ameliyata bile girmişti. O sırada Kara dayanamamış Bora'yı aramıştı. Bora'nın telefonu ise kapalıydı. Kara hızla dövmeciden çıkıp ablasının olduğu askeriyeye gitti.

Askeriye varır varmaz koşarak içeri girdi. Komutanın odasına hışımla girdiğinde Can komutanı telefonla biriyle konuşurken gördü. Kara mahcup bir şekilde başını eğdi.

"Duydun mu evlat?" diye konuşmaya başladı Can komutan. Kara şaşırdı. Neyi duyması gerekiyordu?

"Neyden bahsediyorsun Can baba? Ablam telefonuna bakmıyor. Bora'yı aradım o da bakmıyor. Ne oluyor?" diye korkuyla sordu Kara. Komutan ne diyeceğini bilemedi. Biraz bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Patlama olmuş, ablanların gittiğim görevde." Kara'nın içi titredi. Ona bir şey mi olmuştu? İlk aşkıydı ablası. Ona bir şey olmaması lazımdı. Kara'ya olsundu ama ablasına asla.

"Ablan bir çocuğu kurtarırken patlama gerçekleşmiş. Ablan yaralanmış. Hastaneye kaldırmışlar. İyi oldu geldiğin. İstersen beraber gidelim." Kara dondu. Gerçekten donduğunu hissetti. Ölür müydü ablası? Can komutanın dokunmasıyla kendine geldi. Kafasını sallayıp hızla arabasına yürüdü.

Hastaneye geldiklerinde danışmaya ablasını sordu. Danışmadaki kadın ablasının ameliyatta olduğunu söyledikten sonra Kara bir hışım ablasının olduğu kata koştu.

Ablası ameliyata gireli 1.30 saat olmuştu. Kapıda bekleyenlere baktı Kara. 3 tanesini tanımıyordu. Sanırım o ablasının timine yeni gelen askerlerdi. Söylemişti ablası geleceklerini.

İki saat bekleme sonucu doktor dışarıya çıktı.

"Hastanın ameliyatı zorlu geçti. Bomba etkisiyle kafasını ağır hasar görmüş. Hafıza kaybı yaşanabilir. Patlayan yerlerin parçaları saplanmış bazı yerlerine. Hafızası dışında durumu şimdilik iyi. Ancak yarına kadar yoğun bakımda tutmak istiyorum. Uyanınca hafızasının gidip gitmediğini anlamış olacağız. Geçmiş olsun." deyip doktor uzaklaşmıştı.

O sırada Kara'nın telefonu çaldı. Aden arıyordu. Telefonu açıp Aden'in o neşeli cıvıl cıvıl sesini duydu.

"Kara, ne haber ne yapıyorsun? Merak ettim seni"  Kara yüzündeki minik tebessümle cevapladı Aden'i.

YÜZBAŞI|18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin