Duyduklarıma inanamadığım anlardan biriydi.
Ateş, beni merak ettiğini söylüyordu. İnanması çok güç geliyordu. Ve kulaklarım gayet net duysa da anlamamakta ısrar ediyordu.
" Dalga mı geçiyorsun? " dedim ona doğru dönerek. " Seni bırakıp anayola çıkarken arkamdan bağırdıklarını unuttun mu? Şimdi neden böyle yalanlar söylüyorsun? " dedim öfkeyle.
Dudaklarını birbirine bastırdı. Bir şeyler söylemek istiyor, söyleyemiyordu.
" Cenk'i hatırlıyor musun? " dedi.
" Bunun konumuzla ne alakası var! "diye tısladım.
Direksiyonu kavrayan ellerini oynattı ve sabretmeye çalışırcasına gözlerini yavaşça kapatıp açtı.
" Onunla aramızda uzun bir süredir bir iddia vardı. Ve de diğer çocuklarla. " dedi ve bir süre sustu. Belki birkaç saniyeydi ama bana bir asır gibi gelmişti. " Beni az çok bilirsin. Kızlarla en fazla 2 gün takılırım. "
" Bilmem. " dedim onu uyuz etmek için. Yatağa attığı kızların sayısını da verecek miydi birazdan? Aptal. " Seni kızlarlayken görmüyorum pek. "
" O zaman artık biliyorsun. " dedi ve tekrar bir sessizlik girdi araya.
Neden bu kadar yavaş anlatıyordu ki?
Etrafa baktığımda bizim sokağa yaklaştığımızı anladım. Önümüzde ışıklar vardı. Tam biz geçecekken ışıklar yeşilden sarıya ve hemen sonra kırmızıya geçince ağzında bir küfür gevelediğini duydum. Sonra hiçbir şey olmamış gibi anlatmaya devam etti.
" Bir akşam yine hep beraber toplanmıştık sahilde. Bir yerlerden konu açıldı ve bana geldi. Kızlara olan düşkünlüğüme. " dedi. Artık daha hızlı anlatıyordu. Bir an önce söyleyeyim de bitsin durumlarında olduğunu ben bile anlayabiliyordum. " Bir gün bir kıza acayip bağlanacaksın dediler. Ben öyle bir şeyin asla olmayacağını söyledikçe onlar ısrar etti. İş iddiaya dönüştü. Eğer bir kıza bağlanırsam arabam elden gidecekti. " Bir süre yine sustu.
" Ve sen de bunu kabul mu ettin? " İnanamıyordum.
" Nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Ama gaza gelmiştim sanırım. "
" Ne zaman oldu bu olay? " dedim ciddi bir şekilde. Hala bizimle olan ilgisini çözemiyordum.
Direksiyonu sola kırdı ve artık bizim sokaktaydık. " Geçen yazım sonlarına doğru. " diye söyleyiverdi.
" Bunun bizimle alakasını anlatacağını düşünüyorum. " dedim. Biz kelimesini kullandığıma pişman olmuştum. O anlamda söylememiştim ama yine de garip gelmişti.
" İşte, Efe de onlara ikimizi yanlış anlayarak iki aydır beraber olduğumuzu söylemiş. "
Gözlerimi hafifçe büyütüp kafamda oluşmaya başlayan fikirlerle Ateş'e bir bakış attım. " O da mı bu işin içinde? "
Kafasını salladı. " Çocuklar ilk başta inanamamış zaten. Daha sonra sahile de seninle geleceğimi öğrendiklerinde aramızda bir şeyler olmadığını, senin sadece kölem olduğunu söylesem de artık çoktan kafalarına bir düşünce oturmuştu. Sana bağlandığım düşüncesi. " dedikten sonra gözlerime baktı. Sakin ve insanın içini eriten bir bakış. Ve devam etti. " Ve o gün orada sana dediği lakaplara karşı gelemedim. Arkandan durmanı söyleyemedim. İstesem seni oracıkta sırtıma atıp eve götüremez miydim sanıyorsun? " dedi.
Hayretle önüme bakarken gerçek olduklarını anlamakta zorluk çekiyordum.
" Ve onlara bana aşık olduğunu söyledim. Bana körü körüne bağlı olduğunu ve her yere peşimden kendin geldiğini. "
" Aptal! " diye bağırdım suratına. " Sen onlara benim sana aşık olduğum yalanını araban için söylemedin! İstesen şu altımızdaki arabadan onlarca alabilirsin zaten! Sen o yalanları kendin için söyledin. Son bulmaz egon ve aptal gururun için! Kendin için beni küçük düşürdün. " dedim hayal kırıklığına uğrayarak.
Araba ise çoktan evinin önüne varıp durmuştu.
" Aramızda öpüşmekten fazlası olmayan bir kız yüzünden, koca bir iddiayı kaybedemezdim. " dedi ve arabadan indi. Benim inemeyeceğimi tahmin ederek kapımı açtı ve beni evin önüne kadar sürükledi.
" İddianı kazanabildin mi bari? " dedim onunla dalga geçerek. " O kadar küçük düşmeme değdi ? "
" Efe'nin yanına gidip seni ondan aldığımda kaybettim. " dedi ve evin kapısını sonuna kadar açıp beni içeriye doğru hafifçe itti. " Bana ait olduğunu söylediğimde her şey bitti. Arabamı yarın sabah alıyorlar. " dedi.
Ben ise çoktan donup kalmıştım. Evin içi harabe gibiydi. Yerde kırılmış camlar attığım yavaş adımlarla ince ve sert sesler çıkartıyordu. Bütün salon dağılmıştı. Kanepeler ve masalar devrilmişti. Televizyonun ortasında koca bir çatlak vardı. Cam olan her şey yerlerde ve paramparçaydı. Bütün salon karmaşa içindeydi. Korkunç bir karmaşa. Burayı onun bu hale getirdiğini hayal ettikçe tüylerim diken diken oluyordu. Yerde kırılmış viski bardakları ve birkaç boş viski şişesi vardı.
Ürpermiştim. Ayaklarımın gücü kalmamıştı bir an. Arkamdan geldi ve ben öylece önümdeki yıkıntılara bakarken ellerini karnıma sararak arkamdan bana sarıldı ve çenesini boynuma koydu. Bütün bedenimi bir telaş kaplamıştı.
" Ve sen bunları sadece öpüştüğün bir kız için yaptın. " dedim ona gönderme yaparak.
Nefesi tenimi gıdıklıyordu. Ama ellerini çekerse de yere yığılacak gibi hissediyordum.
" Kapa çeneni. " dedi ve öylece durmaya devam etti.Yorum gelirse yeni bölüm daha çabuk gelir :)
![](https://img.wattpad.com/cover/19532617-288-k517578.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş
Teen FictionBir fermuarla hayatın ne kadar değişebilir? Hayal etme, çünkü cevabı zaten tam burada. Kapak tasarım: holanriss