TÖRE

17. HAMİLE PART I

BEN GELDİM... ISTE YENİ BÖLÜM ILE KARSINIZDAYIM. BİRKAÇ KEZ YAZIP SILDIGIM BIR BÖLÜM OLDU. LÜTFEN GELECEK BÖLÜM ILE ILGILI DUSUNCELERINIZI BELIRTIN. ÇÜNKÜ ILHAM EKSIKLIGIM  VAR.

17 VE 18. BÖLÜMÜN KISA OLMASİ VE ELIFIN HAMILELIGINI ANLATMASI NEDENİYLE BU IKI BOLUMU PART SEKLINDE AYIRDIM.

17. VE 18. BÖLÜM IÇIN TOPLAM 100 VOTE ISTİYORUM. IKI BOLUMEDE 50 VOTE VERSENİZ SINIR GEÇER BENCE

OYUN VE AŞK IKI KISILIKTIR ADLI KITAPLARIMA BAKARSANIZ SEVINIRIM. IYI OKUMALAR!!!

♡♡♡♡♡♡♡♡♡

ALAZ'IN AĞZINDAN:

Bana şaşkınlıkla bakan Saneme bende şaşkınlıkla bakıyordum.  Kendime bile yeni itiraf etmişken bir başkasına söylemek tuhaf hissettirmişti. Evet Elifi seviyorum.  Sarı upuzun saçlarını, yeşile çalan ışıl ışıl mavi gozlerini,   gülümsediğinde oluşan gamzelerini, kafamı saçlarına gömdüğümde burnuma dolan bahar  kokusunu ve bana sarıldığında hıphızlı atan kalbini...

Aslında ben Elif'in kendini  seviyorum. Hala şaşkınca bana bakan Saneme dönüp konuştum:

''Sen benim kız kardeşim gibisin.  Dicle'den farkın yok gözümde.  Senin bana hissettigin duygu aşk değil.  Sadece hayranlık.  Baban abin senin için cabalamazken ben senin okuyup buralarda ser sefil olma diye çabaladım. Tüm bunları ben Dicleyede yaptım.  Sanem en kısa sürede toparlan. Seni severim kardesim gibi ama sınırı var. Eğer Elif'i üzecek en ufak bir hareketinde gözünün yaşına bakmam.''

Son sözlerimi söyledikten sonra odamıza doğru ilerlemeye başladım.  Her ne kadar Sanem ile konuşsamda aklımda Elifin o kırgın bakışı vardı.

Odaya girdiğimde Elif yatakta yatıyordu.  Biraz daha yaklaştığımda uyumadığını fark ettim.  Çünkü Elif  hep benim yattığım tarafa dönerek uyur. Elleri boynunun altında dizlerini kendine çekerek cenin pozisyonu alır.  Yorganı asla kafasına kadar çekemez çekse bile en fazla birkaç dakika öyle kalabilir çünkü boğulacağını sanır.

Yanına uzanıp yorganı kafasından çektim. Boynunun altından kolumu geçirirken kıskırdadığında bende güldüm. Boynundan huylandığını unutmuşum.  Boynundan geçirdiğim kolumla kafasını göğsüme yasladım ve burnunu saçlarına gömdüm.

Saçlarından yayılan bahar kokusunu içime çekerken konuştum:

''Bana kırıldığını biliyorum ama gitmem lazımdı.  Sanem benimle beraber büyüdü kardeşimden farkı yok. Onun için son kez uyarmam gerekiyordu.  Bilmiyorum işe yarayacak mı ama ben elimden geleni yaptım. ''

Kafasını kaldırıp birkaç dakika yüzüme baktıktan sonra konuştu:

''Dicle kim peki? ''

''Dicle benim kız kardeşim.  Ankarada üniversitede okuduğu için düğüne gelemedi.  Siz tanıştınız mı?''

''Hayır sadece evdeki kadınlar konuşurken duydum.''

"Tamam hadi uyuyalım yarın tanışırsınız."

ELİFİN AĞZINDAN:

Yaklaşık bir ay olmuştu buraya geleli. Bu bir ayda çok şey değişmışti. Mesela Poyraz abi ile Alaz sürekli çalışıyorlardı ve Alaz şirket işleri haricinde ağa olduğu için aşiret işleriyle de ilgileniyordu.

Selinin karnı hafif belli olmaya başlamıştı bile ve yerli yersiz aşermeleri ile Poyraz abinin canını okuyordu.

Alazın kardeşi Dicle ile tanışmıştım. Benden dört beş yaş büyüktü. Boya olduğu karamel rengi saçları ve koyu kahverengi gözleri ile gerçekten çok güzeldi.