Sabah üstümdeki ağırlıkla uyandım. Etrafıma baktığımda dün geceyi hatırladım. dün gece yattığım gibi uyanmıştım. Kendime hayret ettim. Normalde çok deli yatardım.
Alaz'a baktığımda uyuduğunu gördüm. Aslında hep uyumalıydı çünkü uyurken çok masum duruyor. Alaz'a bakmayı bırakıp yataktan kalkmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım.
Çünkü Alaz bey! her kalkmaya çalıştığımda daha sıkı sarılıyor.
"Alaz" dedim Ama cevap yok.
Tekrar "Alaz" dedim yine cevap yok.
En sonunda:
" Alaz yeter çek şu elini."
Sesim o kadar sert çıkmıştı ki boğazım acıdı.Elimi boğazıma götürecekken bir el benden önce davrandı.
Alaz sinirden kararmış gözleriyle bana bakarken ben de ona korkuyla bakıyordum. Boğazımı sıkan elinden kurtulmaya çalıştığımda daha da sıkıp tısladı.
"Bir daha bana sesini yükseltirsen seni öldürürüm."
Buz gibi söylediği cümlelerle ağlama başladım. Artık tamamen nefessiz kalacakken elini boğazımdan çekti. Ben hem ağlayıp hem de nefes almaya çalışırken Alaz Hiçbir şey olmamış gibi banyoya gitti.
Yaklaşık bur saattir hareketsiz yatıyordum. Odadaki ölüm sessizliğini saatin tik tak sesi ve Alaz'ın duş aldığını belli eden su sesi.
Aslında tüm hata bendeydi. Dün Alaz'ın o sözleeinden sonra bi umut vardı içimde herşeyin iyi olacağıyla ilgili Ama ben kendimi kandırmışım.
Yavaş adımlarla yataktan kalkıp dolabın önüne gittim. Sabah sabah Alaz moralimi yerle bir etti birde Kahvaltıya geç inipte Fatma Hanımın laf söylemesine zemin hazırlamayayım.
Üstümü değiştiğimde Alaz yeni Banyodan çıkıyordu. Ona bakmamaya özen göstererek yatağı topladım. İşimi bitirip odadan çıkarken Alaz'ın kolumu tutmasıyla olduğum yerde durdum.
Başım önde ne diyeceğini merakla beklerken Alaz elini boynuma götürdü. Korkuyla geri gitmeye çalışırken kolumdaki elini belime koyup beni kendine çekti. Korkuyla yüzüne bakarken o beni takmayarak başını boynuma gömüp öpmeye başladı. Ben şok olmuş şekilde ona bakarken o boynumda bıraktığı izin üstünü öpüyordu. Evet o kadar sıkmıştı ki boynumda 5 parmağının izi çıkmıştı. Boynumdaki işi bitince kafasını kaldırıp fısıldadı.
"Bir daha bana karşı gelme, dediğimi ikiletme üzülen taraf sen olursun. Tamam mı?"
Tama deyip aşağı inmeye başladık. Kahvaltıyı bahçede yapıyorlarmış. O önde ben arkada bahçeye çıktığımızda masada sadece Sanem vardı. Onu takmamaya çalışarak Alaz'ı takip ettim. Alaz oturunca ben de yanına oturmak için sandalyeyi çektiğimde bir el sandalyeyi elimden aldı.
Elin sahibine baktığımda Sanem olduğunu fark ettim. Ben ona bakarken o çektiğim sandalyeye oturup
"Burası benim yerim canım "dedi
Ben duyduklarımın doğruluğunu tartarken Alaz'a baktım. Alaz bir bana bakıp birde Sanem' baktı ve konuştu
"Elif sen başka yere otur. "
İşte o an evlendiğime lanet ettim. Gözyaşlarım gözlerime dolarken birde Sanem'in sırıtmasıyla daha da kötü oldum. Zar zor konuştum
"Ben yemeyeceğim size afiyet olsun "
Hızla merdivenleri çıkıp odaya girdim ve kendimi yatağa attım.
Hıçkırarak ağlarken kendimden nefret ettim. Peşimden geleceğini düşündüğüm için, en ufak birşeyde umutlandığım için...
Hıçkırarak ne kadar ağladım bilmiyorum Ama artık gözlerim kapanıyordu. Tam uykuya dalacağım sırada odanın kapısı gürültüyle açıldı.
Korkuyla gelene baktığımda soğuk sesini duydum
"BEN SANA SABAH NE DEDİM?".
-----------------------------------------
YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM LÜTFEN EMEĞE SAYGI GÖSTERİP VOTE VERİRSENİZ ÇOK MUYLU OLURUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
General FictionElif ve Alaz... Berdelle hayatları birleşen iki yürek... Elif Hayatının baharında olan 18 yaşında bir genç kız... Alaz hayatın büyük darbelerine karşı hala yıkılmamış bir delikanlı... Berdelden sonraki hayatları nasil olacak? Elif Alaz'ın annesine...