11. BÖLÜM

104K 3.3K 583
                                    

Hayatımın en güzel günlerini geçirdim Alaz'la. Ege turumuz muhteşem geçmişti. Şirince Beldesi, Bodrum'un bembeyaz evleri , Fethiye'nin muhteşem koyları...

Bu yerlerin hepsini gezmiştik. Alaz'ın bu kadar ilgili olacağını tahmin etmemiştim. Her ne istediysem aldı. Değişmeyen tek şey geceleri sarılıp uyuması olmuştu.

################################

Kolumun dürtül mesiyle uyandım. Nerde olduğumu anlamaya çalışırken Alaz'ın şevkatli sesini duydum:

"Mardine geldik Hadi çıkalım uçaktan."

Kafamla onu onaylayıp ayağa kalktım. Yalpalayarak giderken Alaz kolumdan tutup destek oldu. Tebessüm edip yürümeye devam ettim. Buraya gelirken en büyük korkum Alaz'ın değişmesi olmuştu.

Havaalanından çıkınca Alaz'ın arabasına doğru yürümeye başladık. Uçağa binmeden önce Alaz konaktaki yardımcılardan arabayı havaalanına getirmelerini istemişti.

Sessizce konağa giderken Alaz sessizliği bozdu.

"Eğlendin mi?"

"Evet çok eğlendim. Teşekkür ederim."

"Bir daha bana teşekkür etme. Sen benim karımsın. Seni mutlu etmek benim ilk görevim."

Gülümsemek ile yetinip camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ne zaman karım dese karnımda kelebekler uçuyodu. Biliyorum ben Alaz'a karşı boş değildim. Belki daha önce Hiçbir erkeğin benimle ilgilenmediği için Alaz'ın bana olan ilgisinden dolayı basit bir Hoşlantı belki de aşık olmuştum bilmiyorum. Tek bildiğim ona karşı boş olmadığımdı.

Konağa geldiğimizde dikkatimi çeken Fatma Hanımın yanındaki kadın oldu. Merakla ona bakarken o bana böcekmişim gibi bakıp Alaz'a doğru yürümeye başladı. Alaz'ın önünde durunca bağırmaya başladı.

"Bu Kız için mi benim kızımı aşağılayıp evden kovdun? Bu mu emeklerimin karşılığı?"

"Yeter teyze ben kızına bu zamana kadar sabrettim, iyi davranmaya çalıştım. Ama o her zaman iyi niyetimi suistimal etti. "

"Evleneli bir ay oldu. Ama hala çocuğunuz olmadı. Size son bir ay daha eğer bu bir ayda da çocuğunuz olmazsa Sanemle evleneceksin."

Duyduklarımın Gerçek olup olmadığını sorgulayamadan kendimi yerde buldum. Gözlerim kapanırken Alaz'ın belli belirsiz seslerini duyuyordum.

************************************

Başımdaki keskin ağrı ile gözlerimi açmaya çalıştım. Birkaç denemeden sonra gözlerimi açtığımda karanlık olduğunu fark ettim. Kafamı çevirdiğimde Alaz'ı gördüm. Yatağın yanına sandalye çekmiş ve uyuya kalkmıştı.

Yavaşça yataktan kalkıp yanına gittim. Yavaşça koluna dokunduğum yerinde sıçramıştı. Uyku sersemi etrafa bakınırken bir anda kafasını bana çevirdi. Yerinden kalkarken sordu:

"İyimisin?"

"Evet ". İşte o an olanlar kafama dank etti. Alaz'a baktığımda onunda aynı şeyleri düşündüğümüzü anladım. Ben sormadan konuşmaya başladı:

"Yarın İstanbul'a gidiyoruz."

Ben şaşkınlıkla ona bakarken o konuşmaya devam etti

"Şimdi soru sorma sabah anlatırım. Hadi uyuyalım."

Onaylayıp yatağa girdim çok geçmeden Alaz'da Yanıma yatıp beni kendine çekti. Bu sefer ben Alaz'dan önce davranıp ona sarıldım. Ne olursa olsun Alaz'a güvenim sonsuzdu.

Sabah erkenden kalktım. Zaten doğru dürüst uyuyamadım. Aklımdaki tek şey İstanbul meselesiydi. Alaz'a baktığımda uyanmıştı ve beni izliyordu. Ben sormadan o sordu:

"Sabaha kadar uyumadın değil mi? Pekala anlatmaya başlıyorum. Dün sen bayılınca babamın yanına gittim. O da annemler ile aynı fikirdeydi. Bende İstanbuldaki abimi aradım. O da bizi yanına çağırdı. En azından çocuğumuz olana kadar orada kalacağız."

"Abin mi var? Neden düğüne gelmedi?"

"Abimle babam kavgalılar. O yüzden gelmedi. "

"Tamam ne zaman gideceğiz?"

"Hemen Dün sen uyurken eşyalarımızı topladılar. Üzerimizi giyip yola çıkalım hemen."

Kafamla onaylayıp hazırlanmak için banyoya girdim. Çıktığımda Alaz'da hazırdı. Beraber aşağı indiğimizde Sanem dahil herkes masadaydı. Alaz yardımcılara seslendi:

"Bizim valizleri arabaya koyun."

Onlar valizleri arabaya koyarken Kenan Baba sordu:

"Bir yere mi gidiyorsunuz?"

"Evet İstanbul'a abimin yanına gidiyoruz."

"Hayır gitmeyeceksiniz."

"Gideceğiz baba. Siz ne zaman kuma olayından vaz geçersiniz Bende sizin sözünüzü dinlerim."

Onların konuşmasına fırsat vermeden evden çıktı. Arabaya bindiğimizde uzun yolculuk başlamıştı. Kaç saattir yoldaydık bilmiyorum. Tek bildiğim ayaklarımın uyuştuğu ve akşam olduğuydu . Alaz'a baktığımda onunda gözlerinin kızardığını fark ettim.

"Şey bir yerlerde dinlensekte sabah devam etsek Olur mu?"

Sessizce onaylayıp Biraz ilerideki küçük otelin önünde arabayı durdurdu. Resepsiyondan odanın anahtarını alıp odaya çıktık. Odaya çıktığımızda bir şeyi fark ettim. Yanıma pijamalarımızı almamıştık.

Alaz'a dönüp konuştum:

"Pijama almadık."

Bana bakıp sırıttı. Ve:

"Benim için sorun değil deyip üstünü çıkardı ve yatağa yattı. Ben hala etrafa bakarken Alaz'ın t-shirtinu fark ettim. Madem o beni takmıyor. o zaman yarın kırışık bir t-shirt ile gezecek. hızlıca üzerime giyip yatağa yattım. yatmam ile kendimi Alazın kollarında bulmam bir oldu. Biliyorum bizi zor günler beklıyor. ama ne olursa olsun Alaz yanımdaysa her şeye katlanırım.

-------------------------------------------------------------------------------------

Sabah Ayazın gürlemesiyle uyandım.

''Elif ben şimdi ne giyeceğim. yatarken benım t-şhit mü giymek nerden geldi aklına?''

'' Sende beni dinleseydin. o kadar söyledim sana ama sen yattın.bende giydim.'' Acaba çok mu ileri gitmiştim. Alaz'ın süsüne bu kadar önem verdiğini bilmiyordum. Kafamı eğip kirpiklerimin içinden ona baktım.

''off bakma bana öyle neyse deri montumu giyerim . hadi üstünü değiştirde kahvaltımızı yapıp yola çıkalım.''

Onu onaylayıp banyoya gittim. Üzerimi değiştirıp banyodan çıktığımda Alaz'ı odada bulamadım. resepsiyona indiğimde Alaz'ın beni beklediğini gördüm. Beraber kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk. Uzun bir yolculuktan sonra İstanbul'a varmıştık. Arabadan indiğimde aklımdakı tek şey yeni hayatımdı...

---------------------------------------------------------------------------------------

EVET ARKADAŞLAR. YARIN İKİ TANE SINAVIM VAR AMA SİZİN İÇİN BİR BÖLÜM YAZDIM. EMEĞİM İÇİN VOTE VERİRSENİZ ÇÇOKK MUTLU OLURUM. İTHAF İSTEYENLER BANA MESAJ ATABİLİR. SEVILİYORSUNUZ

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin