20. BÖLÜM

74.2K 2.5K 225
                                    

BEN GELDİM. YEPYENİ BİR BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM. BU BÖLÜM İÇİN REKOR BEĞENİ VE YORUM İSTİYORUM. İNŞALLAH REKORU KIRARIZ .(AMİNN). NEYSE BUGÜN ÇOK KONUŞMAYACAĞIM. LÜTFENN VOTELERİNİZİ VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN. İYİ OKUMALAR!!!!

***

ELİF'İN AĞZINDAN:

Alaz'ın peşinden giderken ona kendimi nasıl savunacağımı düşünüyorum. Abim ile Dicle'nin ilişkisinden her ne kadar haberim olmasa da beraber vakit geçirmelerini sağladım. Alaz odaya girdiğinde bende derin bir nefes alıp açık kapıdan içeri girdim. Yatağa oturmuş bana kötü bakışlar atan Alaz'a bakıp tekrar derin bir nefes aldım. Alaz'ın konuşması için birkaç dakika bekledim. En son konuşmayacağını anlayıp ben konuştum.

"Alaz ben bilmiyordum gerçekten. Ne abim söyledi aralarında birşeyler olduğunu nede Dicle. Hatta abim gelince üçümüz beraber oturduk yine de fark edemedim." Birkaç dakika yüzüme bakıp konuştu:

"Abin buraya geldiğinde Dicle de mi yanınızdaydı?" aptal kafam beraber oturduğumuzu neden söylediysem. Gerçi Alaz bir yerden öğrenirdi zaten.

"Evet."

Bundan sonra Abin buraya gelmeyecek. Dicle de cezalı bir süre odasından çıkmayacak."

Kafamı onaylar anlamda salladığımda yanındaki boş yere eliyle vurdu. Hızlı bir şekilde Alaz'ın gösterdiği yere oturdum. Kafasını dizlerine koyarken mırıldandı:

"Başım çok ağrıyor. Masaj yapar mısın?"

Birşey söylemeden elimi Alaz'ın alnına koyup hareket ettirmeye başladım. Yarım saat kadar masaj yaptıktan sonra Alaz'ın derin nefes alıp vermesinden uyuduğunu anladım. Yatağın üzerindeki yorganı alıp üzerini örttüm. Elimi hafif uzun saçlarına koyup oynamaya başladım.

Ne kadar saçları ile oynadım bilmiyorum ama artık bacaklarımı hissetmiyordum. Saate baktığımda akşam yemeğine az kalmıştı. Elimi yavaşça Alaz'ın yüzüne götürüp okşadım. Hem yanağını okşayıp hemde adını söylemeye başladım. Birkaç seslenmeden sonra Alaz sağa dönüp yüzünü karnıma gömdü. Bu sefer de saçlarıyla uğraşıp adını söylemeye başladım. Bir tepki vermediğinde dayanamayıp konuştum:

"Alaz kalkar mısın? Bacaklarımı hissetmiyorum artık."

Kafasını kaldırıp bir süre etrafına baktıktan sonra bana baktı ve oturur vaziyete geldi. "Keşke uyandırsaydın."

" Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Başın hala ağrıyor mu?'' Olumsuz anlamda kafasını sallayıp yatağa uzandı. Daha sonra beni kendine çekip göğsüne yatırdı. Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra konuştum:

"Yemeğe az kaldı inmeyecek misin?"

"İnmeyeceğim. İstersen sen in." Olumsuz anlamda kafamı salladım. Her ne kadar aç olsamda Alaz'ın morali kötüyken gidip yemek yiyemezdim. Kafamı Alaz'ın göğsünden kaldırıp yanına yattım. Bu sefer ben Alaz'a destek olmalıydım. Alazda ne yapacağımı anlamış olacak ki kafasını kaldırıp boynuma gömdü. Sessizce yatarken ben Alaz'ın saçlarıyla oynuyordum , Alaz ise elini karnıma koyup hareket ettiriyordu.

İşte o an hamile olmayı çok istedim. Annelik duygusunu hissetmeyi Alaz'a babalık duygusunu hissettirmeyi isterdim. Yerli yersiz aşer nelerin ile Alazı deli etmeyi kilo almayı bile isterdim. Çünkü ben kilo aldıkça bebeğim karnımda büyüyüp gelişecektir. Bu düşünceler ile uyuya kaldım.

Gece gözlerimi açtığımda canım tatlı istedi. Kesin regl zamanım yaklaştı. Çünkü bu zamanlarda canım hep tatlı birşeyler isterdi. Bazı zamanlar şeker yiyerek isteğimi giderirken bazen çikolata ve tatlı gibi şeyler yemeden rahat edemiyordum. Banyoya ilerlediğimde yanılmadığımı fark ettim. Keşke yanılsaydım. Miğde bulantim, başımın dönmesi ve tegl olmamam ile hamile olduğumu umut etmiştim ama tüm umutlarım uçup gitti. Aklıma tekrar tatlı geldiğinde aklımdaki düşünceleri def edip odaya girdim. Artık dayanamayacağımı anladığımda Alaz'ın yanına gidip söyledim.

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin