ALAZ TÜRKMEN

258K 5.8K 2.7K
                                    

ARKADAŞLAR MAALESEF YANLIŞLIKLA İLK BÖLÜMÜ SİLDİM VE YENİDEN YAZMAK ZORUNDA KALDIM. OKUYUP VOTELEYEN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM.  İYİ OKUMALAR!!!

&DÜZENLENDI&

*******

Sararmış yaprakların ağaçtan ayrılmasını izliyordum dalgınca. Sonbahar geldi ve soğuklar yavaş yavaş hissettirmeye başlamıştı kendini. Hem sararmış yaprakları inceleyip hemde verdiğim kararın doğruluğunu düşünüyorum.

Abim kız kaçırdı.Diyarbakır'ın en zengin ağalarından birinin kızını. Ne benim ailem ne de kızın ailesi çocuklarının ölmesini istemedikleri için berdel olacaktı. Aslında içim rahattı.  Sonuçta benden büyük beş tane kuzenim var ve onlardan birini seçerlerdi. Sanki koskoca Alaz Ağaya on yedi yaşında kızı gelin olarak mı alacaklar.

Aslında ben hiç görmedim onu.  Sadece onu gören arkadaşlarımın sınıfta anlattıkları ve kuzenlerimin berdel kararından sonra heyecanla anlattıkları kadar biliyorum.

Cam kenarından çekilip çalışma masama oturarak test kitaplarında birini alıp çözmeye başladım.  Babam burdaki ağaların tersine okumama izin veriyor ve destekliyordu. Kendimi bildim bileli babam beni doktor kızım diye severdi ve bu beni çok mutlu ederdi.

Aslında Diyarbakır'daki en şanslı kız çocuklarından biriyim. Babam ve iki abim tarafından bolca sevgi görmüştüm. Aklıma Yekta abimin gelmesiyle gülümsedim. Üniversite okuduğu için burda değildi ve ben onu çok özlemiştim.

Duvara yapıştırdığım resimlere bakıp özlemimi azaltmaya çalıştım ama hiçbir işe yaramadı.  O anda kapı çaldı ve içeri annem girdi. Yavaşça yanıma gelip koltuklara oturdu ve konuşmaya başladı:

"Elifimm. Annem sen benim tek kızımsız en küçüklerisin, en nazlısısın. Ama birazdan gelecekler. Eğer seni seçerlerse nolur itiraz etme meleğim. Evlat acısına dayanamam. "

Hafif bir tebessüm edip annemin elini öptüm.  "Korkma annecim. Benden büyük o kadar kız varken neden beni seçsinler ki?" Söylediklerimle annem nefesini seslice verip başımın üstünden öptü.

Bu konuşmalarımızdan sonra annem odadan çıkarken bende test çözemeyeceğimi anlayıp yatağıma uzandım. Karşımdaki beyaz pürüzlü duvarı izlerken yavaş yavaş uykumun geldiğini hissettim.

Birinin kolumdan dürtmesi ile zorda olsa gözlerimi açtım.  Stresli olduğumda genelde uyurdum ve bugünde öyle olduğunu fark ettim. Beni kimin uyandırdığını anlamak bakışlarımı çevirdiğimde yardımcımız Hacer Abla olduğunu fark ettim. Hacer Abla benim ikinci annem gibiydi. Üzerimde çok emeği vardı ve benim için çok değerliydi.

"Hadi kalk bakalım uykucu. Birazdan gelirler."

Hacer Ablaya gülümseyip yataktan kalktım.  Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Odaya geri dönüp dolabın kapağını açacakken yatağın üzerindeki beyaz elbiseyi fark ettim.  Elime aldığımda Yekta abimin doğum günümde hediye olarak aldığı elbise olduğunu fark ettim.

Elbiseyi giyip saçlarıma birşey yapmadan odadan çıktım.  Üstümdeki elbise bile benim için fazlayken saçlarıma şekil verip makyaj yapamazdım.  Aşağı indiğimde  misafirlerin gelmiş olduğunu fark ettim.  Usulca yanlarına gittiğimde annem yüzündeki şefkatli gülümsemeyle beni misafirlere tanıttı.

Hepsine gülümsemeye çalışıp memnun oldum gibi bir şeyler zırvaladım. Daha sonra kuzenlerimin yanına oturup beklemeye başladım.  Artık canım sıkılmaya başladığında kapıda Hacer Abla belirdi. Anneme işaret verince annem beni ve kuzenlerimi alıp misafir odasına götürdü.

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin