2. Bölüm: Ruhumu İyileştir

24 6 0
                                    

(Ömer'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ömer'den...)

Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bildiğimiz ama başımıza neler gelebileceğini kestiremediğimiz bir anın ortasındaydık. Her birimiz kollarımda acılar içinde kıvranan kızın neler yaşamış olabileceğini düşünüyorduk. Onu bu hale neyin veya kimin getirdiğini düşünüyorduk. Endişeleniyorduk. Üzülüyorduk ve ona yardım etmek istiyorduk. Ama nasıl? Onu neyden koruyacağımızı bile bilmeden bunu nasıl yapacaktık?

"O bu hale nasıl geldi?" diye sordu Hare. Sesi her bir sözcükle titrerken gözleri adeta büyülenmiş gibi kucağımdaki kızın üzerinde gezindi. Ondaki bu dehşet dolu ifadeden zihnine hücum eden acı dolu anıların varlığını anlamam uzun sürmedi. Zihnini kemiren düşüncelerden uzaklaşmasını sağlamak için dudaklarımı araladım.

"Hare iyi misin?" diyerek endişeli bakışlarımı ona yönelttim. Sesim onu gerçek dünyaya geri getirmiş olacak ki irkildi. Tam o sırada Oğuz yanına gelip eliyle Hare'nin başını omuzuna yaslamasını sağladı. Hare derin nefesler alarak kendine gelmeye çalışırken gözlerimi kollarımda acıyla inleyen kıza çevirdim. Kamer'e...

Dudakları titriyor gözlerini açmak istemediğini belli edercesine de göz kapaklarını sıkıca yummuştu. Sanki uyanmaktan korkuyor gibiydi. Peki ama neden? Onu bu derece korkutan şey neydi? Yaşadıkları mı? Yoksa ona bunu yaşatan mı? Hangisi? Gözlerini açmaya bile korkmasının nedeni neydi? Bunu bilmek istiyordum. Üstelik kafamın içinde gezinen ihtimaller silsilesi beni delirtmeye yetmişti.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Oğuz. Sorduğu soru ile birlikte dağılan dikkatimi toplayıp bakışlarımı ona yönelttim. Ona cevap vermek isterdim ama bu sorunun cevabı bende de yoktu. Tam o sırada "Meriç ile konuşup ondan yardım isteyebiliriz," diye bir öneride bulundu Berk ama bu öneri ihtimal dahilinde bile olamazdı.

Bu yüzden onun bu teklifini başımı olumsuz anlamda sallayarak reddettim. Bu işte ondan yardım isteyemezdim. Çünkü hepimizin de bildiği üzere güçlerimiz gizli kalmalıydı. Koruyucuların bu konuda son derece katı kuralları vardı. Meriç de onlardan biri olduğundan ondan yardım istememiz mümkün değildi. Bu işi kendimiz halletmek zorundaydık. Tıpkı bunca zaman her şeyi kendi başımıza hallettiğimiz gibi...

Bizler küçük yaşta kimsesiz kalmış hayatın en sert tokadını daha küçük birer çocukken yemiştik. Kaybedecek hiçbir şeyimizin kalmadığı o zamanlarda bir başımıza karanlık ve dar sokaklarda yürürken onlar bulmuştu bizi. Ay'ın koruyucuları...

Daha el kadar küçük bir çocukken minik bedenim yorulana kadar sokaklarda koştuğumu hatırlıyorum. Sokak lambalarının altında ilerlerken gidecek bir yerim yoktu. Cebimde şıngırdayan bir anahtarla şehrin sokaklarında nereye gittiğimi bile bilmeden ilerliyordum. Ta ki sığınağım olan köprü altını görene dek...

"Köprü altı," diye mırıldandım. Herkesin gözleri bir anda beni bulurken Arda olayı anlamış olacak ki duruma bir açıklık getirmeye karar verdi.

Ay'ın Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin