Güçten önce kontrol gelir. Ne kadar güçlü olursanız olun eğer kontrol etmeyi bilmezseniz sorunlarda her zaman beraberinde gelir. Benim sahip olduğum güç eşsizdi. Zihinlere girmek, kontrol etmek benim doğamda vardı. Fakat son olanlar beni derinden sarsmıştı.
Kitabın sayfalarında kalan bir anının içine girmiştim. Karanlık geçmişimle bağlantılı birinin daha olduğunu öğrenmiştim. Benim yaşadıklarımı yaşamış, benimle aynı acılara göğüs germek zorunda kalmış bir çocuk vardı. Yutkundum. Ömer ile birlikte Meriç'in kaldığı evin önüne vardığımızda Berk, Sidelya, Oğuz ve Hare'nin bizi beklediğini gördüm. Arda ortalıklarda yoktu. Muhtemelen diğer tarafın çocuklarını delirtmekle meşguldü.
"Kamer," dedi Sidelya. Bir adım öne çıkmış bana sıkıca sarılmıştı. Hare de bu sıcak kucaklaşmamıza dahil olunca kendimi daha iyi hissetmiştim.
"Sen iyi misin?" diye sordu Hare. Benden ayrılınca mavi gözleri endişeyle yüzümde gezinmişti. Sidelya da en az Hare kadar endişeli görünüyordu.
Kontrolümü kaybetmiş olmanın aslında bana neler yaşattığını onların yüzündeki ifadeden anlamıştım. Hafifçe başımı salladım. "İyiyim. Sadece kendimi biraz yorgun hissediyorum," diye mırıldandım.
Hare anlayışla başını salladı. Kızlar beni ortalarına almış içeriye doğru götürürken Ömer ise çocuklarla birlikte kapının önünde konuşmaya başlamıştı. "Meriç ile diğer koruyucular seni bekliyor," dedi Sidelya.
Onlarla beraber koridorda ilerlerken Meriç ile Pars'ın beni izlediğini fark ettim. Ulus, Ögeday ve Akın ise ortalarda yoktu. "Diğer koruyucular nerede?" diye sordum.
Meriç sıkıntılı bir nefes verip ensesini kaşıdı. Meriç, "Onlar çocukları toplayıp bölgelerine döndüler. Pars ile birlikte senin durumunu onlara izah ettik," diyerek konuya bir açıklama getirmişti.
"Peki ya Ögeday?"
Batı tarafının koruyucusunun bana olan güvensizliğinin farkındaydım. Pars güven vermek istercesine gülümsedi. "Merak etme. Kusursuz kızın gücünü görünce tek kelime dahi edemedi," diyerek göz kırptı Pars.
"Bölgenizdekilerle vedalaşıp evinize dönün. Bundan sonra eğitimlerin başlayacak Kamer."
Meriç'in sözüyle başımı hafifçe salladım. Kızlar ile birlikte kapının önünde bizi bekleyen çocukların yanına gittik. "Arda nerede?" dedi birden Berk.
Oğuz ise sanki uzun zamandır bu soruyu bekliyormuş gibi sinir bozukluğuyla gözlerini devirmiş Kuzeyli çocuklarla çılgınlık peşinde koşan Arda'yı işaret etmişti.
"Kuzeyliler ile ne zamandır konuşamamıştık. Yanlarına gidelim mi?" dedi Ömer. Bunu beni neşelendirmek için söylediğini hissetmiştim. Başımı salladım. Hep birlikte Kuzey tarafı çocuklarının yanına geçtik. Ortada Kuzeyliler ile koşturan Arda'yı izlerken bir anda omzum birine çarptı. Kafamı kaldırıp baktığımda gerdanında güneş sembolüyle gezen o kızı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Çocukları Serisi
FantasyPusulanın dört yönünün tam merkezinde onlar vardı. Geceleri sokaklarda gezinen kendileri gibileri bulup onlara güçlerini kullanmayı öğretmek üzere gruplarına götürenler onlardı. Kamer hayatının çıkmaza girdiğini bildiği bir anda kaderinin kollarında...