12. Bölüm: Ceza

15 2 11
                                    

"Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Daha bir saat evvel sizi uyarmama rağmen hem de!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Daha bir saat evvel sizi uyarmama rağmen hem de!"

Meriç hepimizi sıraya dizmiş azar çekmeye başlamıştı. Onu suçlayamazdım. Aynı günde daha ceza almamızın üzerinden bir saat bile geçmeden aynı kuralı yeniden çiğnemiş olmamız onu sinirlendirmişti. Haklıydı. Sonuçta insanlar üzerinde güç kullanmamız belli bir çerçeveye kadar izinliydi ve biz haddimizi fazlasıyla aşmıştık.

"Ben masumum!"

Arda yine ve yine kendini belli etmişti ki Meriç'in onu bulan delici bakışlarının sonucunda sesini kesmek durumunda kaldı. Birinin Arda'yı susturabilecek gücü olabileceğini hiç düşünmezdim. Anlaşılan bu güç Meriç de fazlasıyla mevcuttu.

"Hepiniz cezalısınız! Yarın işe gitmek de bu gece uyumak da yok size!"

Meriç'in sözü bir emirdir. Karşı gelinemez veya sorgulanamazdı. Koruyucumuza boyun eğmek durumundaydık. Hepimiz suçumuzu kabullenip başımızı eğmiştik ki, "Bu yeni üyenin adı ne?" diye sordu Meriç. İtiraf etmek gerekirse Güneş'in varlığının Meriç'i yumuşatabileceğini hiç düşünmemiştim.

"Güneş," dedim bir cesaretle. Meriç eğilip Güneş'in başını okşadı. Fakat Güneş bile bizi ceza almaktan kurtaramadı.

"Güneş'i iyileştirmiş olmanız çok güzel. Fakat ona çarpan sürücüyü emniyete teslim etmek yerine güçlerinizi kullanmanız çok yanlış. Bizler her önümüze gelene bir ders vermeye kalkamayız. En azından bunu güçlerimiz aracılığıyla yapamayız çocuklar. Şimdi hepiniz benimle geliyorsunuz."

Meriç'in sözlerinin üzerine hepimiz onun peşine takıldık. Başa gelen çekilirmiş. Ömer'in bakışlarını üzerimde hissettiğimden başımı kaldırıp ona baktım. Koyu hareleri yeşillerimde gezinirken dudaklarında aldığımız cezaya rağmen tatlı bir gülümseme belirmişti. Yanıma gelip elimi tuttu. Onun elini tutarken kendimi güçlü hissediyordum. Ne cezalandırılmamız umurumdaydı ne de başka bir şey.

Güneş'e çarpan adama yaptığım şeyden dolayı zerre pişmanlık duymuyordum. Yine olsa yine aynı şeyi yapardım. O adam bunu fazlasıyla hak etmişti ve eğer bu şekilde ders çıkaracaksa ben yine ve yine cezalandırılmaya razıydım. Meriç, "Bu seferki cezanız daha beter olacak çocuklar," dedi birden.

Bizi ne tür bir cezanın beklediğini bilmiyordum. Ama içimden bir ses Meriç'in bize bu sefer acımayacağını söylüyordu. Aslında böyle düşünmemi sağlayan bir diğer faktör Meriç'in Pars ile konuşmasıydı. Anlaşılan bu gece Meriç bizim pestilimizi çıkarmak suretiyle bize iyi bir ders verecekti.

Göz ucuyla Ömer'e baktım. Beni rahatlatmak için elimi yavaşça sıktı ve, "O kadar da kötü olamaz," diye fısıldadı. Haklı olabilir miydi? Tabii ki de hayır! Bunu anladığımda iş işten çoktan geçmişti. Meriç hepimizin canını çıkarmak için and içmişti anlaşılan!

"Buralar sizde," dedi Meriç net bir ses tonuyla. Pars ile birlikte bizi güçlerimizi kullandığımıza pişman etmek için elinden geleni ardına koymayacağını bu sözüyle anlamış oldum.

Ay'ın Çocukları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin