Öncelikle merhabalar (: Sizleri çok beklettiğimin farkındayım. Malunumuz bilgisayarım servisteydi ve bu akşam alabildim. Alır almaz daha fazla bekletmemek adına kısa da olsa bölümü yazarak arayı kapatmak istedim. Fazla uzatmayıp, sizi Mavi ve Gurur'la başbaşa bırakacağım. Şimdiden okuyan, oylayan ve yorumlayan tüm okuyucularıma teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın. (:Gurur’a yakalanmak tüm planımı altüst etmekle kalmayıp, açığa çıkmama intikamımı almama mani olacaktı. Kendimi sakinleştirmeye çabalarken, Cem’in telaşlı sesi buna müsaade etmiyordu.
‘’Mavi hemen çıkmalıyız, Gurur gelmek üzere!’’ Acilen bir plan uygulamalı ve bu durumu lehime çevirmeliydim. Aksi takdirde burada bulunan herkes ölecek ve bunun tek sorumlusu ben olacaktım.
Belimden soğuk metali çıkarıp ucuna susturucusunu taktım, bizi dinleyen adam çok bile nefes almıştı. Tek el ateş ederek adamın beyninin dağılmasını izledim. Masadan beyaz gülü alıp adamın üzerine atarak Cem’e doğru yöneldim.
‘’Cem, vakit kaybetmemiz lazım. Siz arka kapıdan çıkacaksınız ben onları oyalayacağım!’’
‘’Mavi, saçmalama seni bırakıp hiçbir yere gitmiyoruz. Seni tehlikeye atamayız!’’ Masadan aldığım bıçağı, karnıma sapladığımda Cem’in gözleri büyümüş şaşkınlıkla kendime sapladığım bıçağı seyrediyordu.
‘’Ellerimi ve gözlerimi bağla hemen!’’ diye emrettikten sonra konuşmama devam ettim. ‘’Siz derhal buradan çıkacaksınız, çıktıktan sonra Gurur’u arayıp ona bir hediye bıraktığınızı söylemeni istiyorum! Beren’i de bilgilendir pot kırmasın, ayrıca şu belimde ki silahı da al hemen. ’’ Cem ellerimi ve gözlerimi bağlamayı bitirdiğinde ‘’Mavi, dikkat et lütfen!’’ diye mırıldanarak adamlarla birlikte hızlıca arka kapıdan çıkarak uzaklaştılar. Tahminen birkaç dakika sonra Gurur burada olacaktı, göz kararı adamın karşısında ki duvarın dibine çökerek elimi bıçağın altından sızan kana bastırdım. Karına alınan darbeler öldürücü olabiliyordu, ama ölmeyeceğimi biliyordum. Bıçağı tehlikesiz bir bölgeye saplamış olsam da, her seferinde Gurur’a zarar vereceğim derken kendime zarar vermek zorunda kalıyordum. Bu durum her ne kadar canımı sıkıyor olsa da, buna mecburdum. Karnımdan sızan kan yeri kırmızıya boyarken, dışarıdan birkaç arabanın hızlı bir şekilde fren sesi geldi.
Deponun kapısı hışımla açıldığında, içeri giren adamların ayak sesi depoda yankılanıyor temkinli bir şekilde silahlarının emniyetini açmalarının metal sesini dinliyordum. Oyun şimdi başlıyordu.
‘’Kim var orada’’ diye mırıldandım, sesimi olabildiğince güçsüz çaresiz bir tonda kullanmıştım.
‘’Mavi!’’ Gurur’un sesini duyduğumda bana hızlıca yaklaşan adım sesleri birkaç saniye de dibimde bitmiş, ellerini gözlerimi çevreleyen bağı çözmekle meşguldü. Gözlerimin bağı çözüldüğünde, korku dolu yeşil gözleri karşımda buldum.
Ellerimi çözerken ‘’Gurur’’ diye fısıldadım. Olabildiğince yavaş hareket ediyor, bıçağın oynamasına mani olmaya çalışıyordu. Bıçağı çıkarırsak dış kanamaya sebep olabilirken, oynattığında ise yanlış bir hareketle iç organlarıma zarar verebilir bu da iç kanama riskini ortaya çıkarabilirdi. Ölümle oyun oynadığınız zaman tüm bunları bilmeniz gerekiyordu. Ellerimi çözdükten sonra Gurur’un boynuna ellerime dolayarak sarıldım. Temkinli bir şekilde sarılışıma karşılık verdiğinde;
‘’Gurur, çok korktum!’’ diye mırıldandım. Gözlerimden akan birkaç damla sahte gözyaşı boynuna damlarken beni kendinden ayırıp, başparmağıyla gözyaşlarımı sildi.
Beni kucağına alarak depodan çıkacağı sırada, bir anda hışımla arkasını döndü. ‘’O adamları çabuk bulun!’’ diye bağırdığında sesi gök gürlemesini andırır bir şekilde sert ve öfke doluydu!
‘’Gittiler, yarım saat oluyor sanırım!’’ diyerek Gurur’un ilgisini adamlardan üzerime çektim. Kucağında benimle birlikte, hızlı bir şekilde arabasına ilerledi. Şoförü kapıyı açtığında Gurur benimle birlikte arka koltuğa kıvrıldı. Beyaz gömleği kanımın rengine bulanmış bir şekilde beni kucağına çekerek alnıma dudaklarını bastırdı. Arabaya binen adam ‘’Hastahaneye mi Gurur Bey!’’ diye sorduğunda, Gurur sert bir şekilde ‘’Hayır bizim eve gidiyoruz, Doktoru ara direk eve gelsin!’’ diyerek cevapladı.
Gözlerim yavaş yavaş kapanırken, bıçak ince bir sızı gibi canımı acıtıyordu. Daha kötü yaralarım, daha fazla kaybettiğim kan, çektiğim acı elbet olmuştu. Ama kimse Gurur gibi kokumu içine çekerek öpmemiş, benim için bu denli endişelenmemişti. Bu yaraların bu acıların tüm sebebi Gurur olsa da, yaralarımı saranın yine O olması canımı daha fazla yakıyordu.
Gözlerimi açtığımda, göz ucuyla etrafa göz gezdirdim. Gurur’ un odasında, onun yatağında yatıyordum. Başımı sağ tarafıma çevirdiğimde yatağın yanına çekilmiş tekli koltukta oturan Gurur’la göz göze geldim. Elimi tutan elini sıkarak ‘’Gurur’’ diye mırıldandım. Yerinden kalkarak yatağın yanında diz çökerek konuşmaya başladı.
‘’Çok şükür, uyandım sevgilim!’’
‘’Ne oldu, neden buradayım!’’ dedikten sonra yerimden kıpırdandım. Neden burada olduğumu elbet biliyordum ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. Karnıma saplanan sızıyla inlediğimde Gurur hemen yerinden kalkarak belimden tuttu ve doğrulmama yardım etti.
‘’Kıpırdama, senin dinlemen lazım! Dünden beri uyuyorsun, ani hareket etmemen gerekiyor!’’ dedikten sonra yatağa geçerek yanıma oturdu.
‘’Mavi senin orada ne işin vardı?’’ diyerek asıl soruyu sorduğunda bu soru için geç bile kalmıştı.
Tedirgin ve ürkmüş bir ses tonuyla konuşmaya başladım.‘’ Ben, seni kırdığımı düşünmüştüm. Beren’ le planımızı bir gün sonraya erteleyip, sana sürpriz yapmak için evden çıkmıştım. Biraz hava almak için, arabaya binmek yerine yürümeye başladım. Sonra siyah bir minibüs durdu yanımda ne olduğunu anlayamadım bir baktım o depo gibi yerdeyim ‘’ diye anlattığımda Gurur ellerini yumruk yapmış bir şekilde beni dinliyordu.
‘’O adamların hepsini öldüreceğim!’’ diye öfkeyle soluduğunda elini tutarak konuşmaya başladım.
‘’Sen katil değilsin Gurur! Onlar, çok kötü insanlar bana bir adamın ölümünü izlettiler!’’ diye mırıldanarak Gurur’a sokuldum. Gurur’un nefes alış verişi hızlanmış, saçlarıma öpücük konduruyordu.
‘’Kimdi o adamlar Gurur? Senden, benden ne istiyorlar. Tehdit ettiklerinde bu kadar ciddi olduklarını bilmiyordum!’’ diye mırıldandım.
‘’Ne tehdidinden bahsediyorsun sen Mavi!’’‘’Seninle sözleşme imzalayacağımız günü hatırlıyorsun değil mi?’’ diye sordum. Başını evet anlamında salladığında ara vermeden anlatmaya başladım.
‘’Toplantı sırasında telefonum çalmıştı, şirketten olduğunu söylemiş çıkmıştım. Ama öyle değildi. Tanımadığım biri aramıştı. Eğer o sözleşmeyi imzalarsam, senin şirketine destek verirsem bana zarar vereceklerini söylediler.’’
‘’Neden imzaladın o zaman Mavi? Ve bunu bana neden söylemedin?’’
‘’Bu kadar ciddi olduklarını bilmiyordum. Birçok firma yatırım yapmamı istiyordu biliyorsun, onlardan biridir diye ciddiye almamıştım. Yine de temkinli davranmak için bilgi işlem elemanlarına numarayı araştırtmak üzere şirkete gitmek için toplantıdan ayrıldım. Sonra da kaza yaptım biliyorsun!’’
‘’Bir daha böyle bir şey olursa bana söyleyeceksin, gizlemek yok anlaştık mı?’’ dedi. Başımı evet anlamında sallayarak onu onayladım.
‘’Sana depoda bir şey söylediler mi sevgilim?’’ diye sorduğunda karnımın acısı keyfimin yanında hiç kalıyordu.
‘’Y-yok hayır!’’ diye kekeleyerek cevap verdim.
‘’Sevgilim aramızda sır yok, lütfen söyle!’’ diye yeniden sorduğunda istediğim cevapları vermekte özgürdüm artık.
‘’Senden uzak durmamı söylediler Gurur. Şey senin iyi biri olmadığını hatta adam öldürdüğünü falan söylediler! Bir de o öldürdükleri adama Deniz diye birini soruyorlardı!’’ dediğimde yüzü allak bullak olmuştu.
‘’Peki, uzak duracak mısın benden?’’ diye sorduğunda ellerini tutarak gözlerimi yeşilin en güzel tonuna bürünen gözlerine kilitledim.
‘’Hayır, sen benim sevgilimsin Gurur! O adamların ne söylediği umurumda değil.’’ Diyerek dudaklarımı dudaklarına mühürledim. Gurur öpüşüme karşılık verdiğinde ‘’Dokunmak yok sanıyordum’’ diye dudaklarımın üzerine mırıldandı. ‘’İstisnalar sevgilim’’ diyerek karşılık verdim.
Gurur istediğim gibi söylediklerime inanmış, av olmaya devam ediyordu. Oyunun rengi artık ateş kırmızısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ateş
General Fiction''İki mezar yanyana, İki hayat, Birinin ölümü, diğerinin ruhunu aldı.. Biri için cennet, biri için cehennem kapılarını araladı...'' İntikam duygusu ele geçirdiğinde bedeninizi ruhunuzu, size vaat edilen cennet bile olsa mahkûm olduğunuz cehennemden...