Gurur' un beni çekiştirmesi şaşırılacak bir konu değildi aslında, ondan beklenileni yapıp her zaman ki gibi davranmıştı.
''Çek o pis ellerini üzerimden Gurur, seninle hiçbir yere gelmiyorum!'' dediğimde bir anda kendisine çekip dudaklarını dudaklarıma mühürledi. O an, zaman durmuş, hayat bambaşka bir hayale doğru akıyordu. Kendimi çekmeme fırsat vermeden, özlediğim adamın dudaklarında kaybolurken, beni bir anda kucağına aldı ve evden çıkardı.
Arkamızdan gelen gürültü ve bağrışmaları duyduğumda girdiğim bir anlık transtan çıktım. Büyük ihtimal Cem ve Jason fazlasıyla sinirlenmişti. Deniz onlara engel olmuş olmalıydı, açıkçası ikisine birden engel olabilmesi çok güçtü. Lakin Deniz'e zarar verme gibi bir düşünceye giremezlerdi. Ne olursa olsun o benim kardeşimdi ve onun cezasını sadece ben verebilirdim.
Gurur, hiç duraksamadan arabayı çalıştırmıştı ve açıkçası şuan ona engel olmak istemiyordum. Ne planladığı hakkında ufak tefek fikrim olsa da oyununu bozmak yerine ona uyum sağlamaya karar verdim. Zira kiminle oyun oynadığının henüz farkına varamamıştı. Sessiz bir araba yolculuğundan sonra yeniden onun evine geldik. İlk gecemizi geçirdiğimiz, geleceğimizi geçireceğimize inandığı o evdeydik yeniden.
Kapıyı açıp beni yatak odasına yönlendirdiğinde, odaya girdiğimde ufak çaplı bir şok yaşamama yol açtı. Oda bıraktığım gibiydi, en ufak bir değişiklik yoktu. Kıyafetlerim, makyaj masası üzerinde duran kurumuş gelin buketim, parfümlerim, her şey bıraktığım yerdeydi. Gurur konuşmaya başlamadan gidip yatağın üzerine oturdum.
''Hadi şu konuşmayı yapalım Gurur, zira bu odada bulunmak fazlasıyla mide bulandırıcı!'' dediğimde Gurur'un canının acıdığının farkındaydım. Onunla ilk kez bu odada uyumuş, ilk kez bu odada onun olmuştum. Ama beni hayatından tamamen çıkarması için buna mecburdum. Ne benim ne de Gurur'un hayatından tehlike eksik olmuyordu ve çocuklarımı bu tehlikeli dünyaya sokamazdım.
Gurur cebinden bir zarf çıkararak salladı ''Şimdi, gerçeklerden bahsetmeye ne dersin? Sence onların çocuklarım olmadığını söylediğinde sana inandım mı? Her şeyin cevabı bu zarfta biliyorsun. Ya şimdi sen gerçekleri anlatırsın, ya da ben bu zarfı açar ve gerçekleri öğrenirim!'' dediğinde bir anlık gerildiğimi hissettim.
Gurur'un bu kadar aptal olmadığını biliyordum, DNA testi yaptıracağını zaten tahmin etmiştim. Lakin o benim bunun için önlem almadığımı düşünerek beni aptal yerine koyması, hayal kırıklığına uğramama yol açmıştı.
''O zarf, gerçeği değiştirmeyecek Gurur! Gerçek şu ki; Çisil ve Toprak senin çocukların değil! O zarfta tam olarak bu yazıyor!'' dedim.
''Tahmin etmiştim böyle söyleyeceğini, lakin bu sefer oyunun tutmadı Mavi. Sence tek bir yerde mi yaptırdım bu testi? Senin her türlü önlemi alacağını bilerek, böyle bir ihmalde bulunamazdım!'' dediğinde kalbime çöken sıkıntı, bir an için korkmama yol açtı. Cem, muhakkak halletmiş olmalıydı. Yüzümü ifadesiz tutarak ''Gurur, nerede yaptırırsan yaptır sonuç değişmeyecek. Onlar senin çocukların değil!''
''Yalan söylemeye devam mı edeceksin Mavi, açıkçası bu zarfta yazanlar umurumda değil. Ama şunu biliyorum ki onlar benim çocuklarım!'' dediğinde bu yalanı daha fazla ne kadar sürdürebileceğimi bilmiyordum.
''Zarfı sen açmalısın belki de'' deyip zarfı bana uzattı. ''Kendi çocuklarımın babalarının kim olduğunu biliyorum, neden ben açayım ki?'' dediğimde Gurur tebessüm ederek ''Bende onların babaları olduğumu biliyorum Mavi!'' dedi.
Zarfı aldım ve açtım. Cem'in değiştirdiği sonuçlardan biriydi bu. Yüzüme bir tebessüm takıp ''Negatif, bakmak ister misin?'' deyip kahkaha attım. Gurur ''Gerek yok, ikimizin de bildiği gibi o sonuç hiçbir şey ifade etmiyor Mavi!'' dediğinde ''Haklısın, gerçeği hiçbir şey değiştiremez, onların babası sen değilsin Gurur!'' deyip sonuç kâğıdını yırttım ve derin bir nefes çektim ciğerlerime.
''Ayrıca Gurur, bana sormadan çocuklarıma DNA testi yaptıramazsın. Bu yasal bir suç biliyorsun değil mi?'' dediğimde Gurur büyük bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı.
''Suçların sonuçlarıyla ilgilenmeye ne zaman başladın Mavi?'' dediğinde suratının ortasına bir yumruk geçirmek yerine tebessüm etmekle yetindim.
''Haklısın Gurur, suçlarla ya da sonuçlarla ilgilenmem. Ben daha çok ceza kısmıyla ilgilenirim. Bana ya da sevdiğim insanlara karşı işlediğiniz her suçun cezasını vermekten çekinmem. Bunu iyi biliyor olmalısın!'' dediğimde bu sefer cümlelerimin ağırlığı altında kalan Gurur olmuştu.
''Ne zamana kadar atışmaya devam edeceğiz Mavi? Artık tüm sorunlarımızı konuşup mutlu yuvamıza dönsek ya!'' dediğinde kahkahama engel olamamıştım. ''Mutlu yuva mı dedin sen? Yapma bunu Gurur, benim seninle mutlu bir yuvam olmadı ve olmayacakta!''
''Çocuklarımızı, babaları yanında olmadan mı büyüteceksin? Buna izin vermeyeceğimi biliyor olmalısın'' dediğinde bunda haklı olduğunu biliyordum ama bu umurumda değildi.
''Çocuklarımız değil, benim çocuklarım. Ve babalarıyla büyüyecekler zaten, şu boşanma işimizi halleder halletmez, çocuklarımın babasıyla evleniyorum Gurur!'' cümlemi bitiremeden Gurur dibimde bitmiş ve kolumu sert bir şekilde sıkmıştı.
''Bunu rüyanda bile göremezsin Mavi! Sen benimsin anladın mı? Sana benden başka hiç kimse dokunamaz, sen benden başka birisine tebessüm dahi edemezsin! Sen benim karımsın ve öyle kalmaya devam edeceksin!''
Kolumda ki elini sert bir şekilde itip, ''Canımı acıtıyorsun Gurur, bırak!'' diye bağırdım. ''Sen benim canım daha çok acıtıyorsun Mavi!'' dediğinde fazlasıyla haklıydı.
''Seni sevmeyen bir kadınla bir ömür geçirebileceğini mi zannediyorsun? Beni zorla burada tutamazsın, istemediğim hiçbir şeyi yaptıramazsın!'' dediğimde dudaklarını dudaklarımda bulmuştum. Onu itmek istiyordum ama buna gücüm yoktu, öpüşünün sıcaklığı kalbimin buzdan duvarlarını eritiyordu.
Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan, ''Âşık olmadığın bir adamı böyle güzel mi öpersin her zaman?'' diye sordu. ''Âşık olmadığım adamla yattım Gurur ve o günün gecesi kafasına silah dayadım. Bunu bir düşün bence!'' diye yanıtladım sorusunu.
Tam cevap vereceği sırada, bir anda patlayan silah sesleriyle ne olduğunu anlayamadık. Gurur'un adamlarından biri paldır küldür odaya daldı. Adam ''Abi, baskın yedik!'' dedi. Beladan uzak durayım derken yine bir belanın içindeydik. Silah sesleri iyice yükselmişti. Gurur bir küfür savurup ''Sen burada kal, Mavi!'' dedi.
Onu dinleyeceğimi zannediyorsa yanılıyordu. Gurur beni odada bırakıp dışarı çıktığında odamda hiçbir şeyi değiştirmemiş olmasına yeniden sevinerek, silahlarımı sakladığım yerden aldım ve belime taktım. Merdivenlerden alt kata indiğimde henüz evin içine kimse girememişti, çatışma dışarıda sürüyordu. Bahçe kapısından içeri giren Gurur beni salonda fark ettiğinde ''Sana odada bekle dedim!'' diye bağırdı. Beni tehlikeye atmak istemediğinin farkındaydım ama Gurur'un bu denli, evine baskın yapabilecek kadar yeni bir düşman edindiğini bilmiyordum.
Gülerek, ''Eğlenceyi kaçırmak istemedim!'' dedim. O sırada birkaç adam içeriye girdi ve Gurur iki adamı indirdi, birinin arkamdan yaklaştığını hissediyor yine de bir şey yapmak istemiyordum. Sessiz olduğunu zannediyor ama fazlasıyla yanılıyordu, silahlarımı belimden hiç çıkarmadım. Adam silahın emniyetini kaldırıp kafama dayadığında, içimden kahkahalar atıyordum. Bu durumda gülünecek pek bir şey olmasa da, uzun zamandır bu tarz durumlardan uzak kalmamın etkisiydi ve sanırım ben aksiyonu özlemiştim.
Gurur başıma silah dayandığını fark edince adama ''Hemen indir o silahı!'' diye bağırdı. İçeriye o sırada birkaç kişi girdi, Ama içlerinden birisi siyah takım elbisesiyle, mide bulandıran görüntüsüyle bu itlerin sahibi imajını çiziyordu.
''Çok ayıp Gurur, misafirlerini böyle mi karşılıyorsun!'' dediğinde Gurur ''Seni öldüreceğim bunu biliyorsun değil mi?'' dedi.
''Aaa çok sevgili karın da dönmüş, kavuştunuz sonunda demek. Açıkçası fotoğraflarından daha güzel!'' dediğinde bu adamın kafasına sıkacak kişi Gurur değil ben olacaktım. Gurur gerçek beni tanıyordu ama bu adam henüz tanımıyordu. Gurur'a bir bakış atıp tebessüm ettim. Ne demek istediğimi anladığından emindim.
Adama dönerek ''Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz bizden. Gurur hayatım, korkuyorum!'' diye rol yaptığımda, kesinlikle ne demek istediğimi anlamıştı. Çünkü bu tarz bir durumla daha önce de karşı karşıya gelmişti ve ben yine korkuyorum numarası yapmıştım.
''Korkma aşkım, ben buradayım!'' dediğinde aşkım sözcüğünde ki o ince tını kulaklarımda yankılanmıştı.
''Ne kadar tatlısınız siz. Âşık çiftimiz çok hoş gözüküyor değil mi? Ölecek olmaları çok yazık, aslında şu güzelliği kendime saklayabilirim'' diyerek kahkaha attı. Âşık çiftmiş, kendisine saklayabilirmiş ben o cümleleri sana yedireceğim.
Gurur bir küfür savurduğunda, Gurur'a dönüp; ''Seni seviyorum hayatım!'' deyip göz kırptım ve bu başlamamız için işaretti, Gurur'un bunu anladığını umarak kafama silah dayamış adamın boşluğuna dirseğimi geçirdim ve koluna vurdum. Silahı elinden çekip kafasına sıktığımda, Gurur da adamın yanında ki iki adamın kafasına çoktan sıkmıştı.
Adam şaşkın gözlerle bizi izlerken, ona doğru yöneldim ve Gurur'a ''Üzgünüm ama bu benim!'' dedim.
Adam belinde ki silahı bana doğrultmuşken, eline sıkıp silahın düşmesini sağladım. ''Bu kadar kolay ölmeni istemiyorum'' diyerek suratına bir yumruk geçirdim.
''Kim olduğun ya da Gurur'dan ne istediğinle ilgilenmiyorum! Lakin benimle konuşurken kullandığın üslup seni öldürmem için yeterli!'' diyerek tebessüm ettim. Adam konuşmaya başladığında dişlerinin arasından sızan kan mide bulandırıcı bir görüntü oluşturuyordu.
''Bak sen, Gurur kendine güçlü bir kadın bulmuş. Açıkçası şuan gözüme daha güzel gözüktün. Güçlü kadınları her daim severim!'' dedi. Bunu duyan Gurur hızlı bir şekilde yanıma gelerek adamın suratına sert bir yumruk geçirdi. İkinci yumruğu atacağı sırada kolunu tutup ona engel oldum ve ''Bu adam benim Gurur, oyunuma engel olunmasından hoşlanmam! Geri dur!'' dedim. Açıkçası Gurur bu durumdan pek hoşlanmamıştı.
''Biliyor musun, ben de senin gibi aptalları severim. Her şeyi bildiğini zanneden, ama karşımda hiçbir şansı olmayan küçük ahmak sürülerini üzgünüm ama daha fazla devam edemeyeceğim. Çok sıkıldım!'' der demez adamın kafasına sıkmıştım. Adam koltuğun üzerine yığıldığında, onu koltuktan yere itip koltuğa oturdum.
Gurur beni tanıyor demiştim ya, hayır tanımıyordu. Bugün gördükleri, daha önce seyirci kaldıkları sadece yüzeysel şeylerdi. İçimde büyüyen bir öfke ve bu öfkeden büyüyen bir canavar vardı.
''Mavi, iyi misin?'' Gurur'un sorusuyla ona dönüp ''İyi olmamam için bir sebep mi var? Bu küçük eğlence için teşekkürler Gurur, zevk aldım!'' diyerek tebessüm ettim.
Gurur ise bana dönüp ''Az önce insan öldürdün ve buna üzülmüyorsun. Aksine çok hoşuna gitmiş gibi davranıyorsun Mavi!'' dediğinde tebessüm edip ''Bana bir canavar olduğumu daha önce de söylemiştiniz Gurur. Gördüğün üzere, ben senin âşık olduğun kadın değilim!'' dedim.
''Ne olursa olsun, sen benim âşık olduğum kadınsın! Ve yine benim olacaksın!'' dediğin de son bir oyun oynamaya karar vermiştim. Oturduğum koltuktan kalkarak Gurur'un yanına yaklaştım gözlerimi gözlerine kilitledim.
''Haklısın, ben senin âşık olduğun kadınım!'' diyerek dudaklarımı dudaklarını yaklaştırdım. Onu öpeceğimi düşünerek bir adım daha yaklaştı bana. Son bir oyun diye mırıldandım içimden. Ve suratının tam ortasına sert bir yumruk geçirdim.
''Ama sen benim âşık olduğum adam değilsin! Bu, çocuklarımı kaçırıp benden izinsiz onlara DNA testi yaptırdığın için! Benden uzak duracaksınız Gurur! İnan bir daha böyle bir olay olursa, gözüm hiçbir şeyi görmez! Hayatında kim var kim yoksa hepsini öldürürüm!'' Gurur söylediklerimle afallarken, cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp oradan çıktım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ateş
General Fiction''İki mezar yanyana, İki hayat, Birinin ölümü, diğerinin ruhunu aldı.. Biri için cennet, biri için cehennem kapılarını araladı...'' İntikam duygusu ele geçirdiğinde bedeninizi ruhunuzu, size vaat edilen cennet bile olsa mahkûm olduğunuz cehennemden...