Multimedya da yeni karakterimiz Jason Parker var (:
Karşımda gördüğüm kişinin bir anda tüm sinirimi alıp götürmesiyle, bir kez daha onun yanında ne kadar rahat hissedebildiğimi hatırladım. Jason hep böyleydi, yanında ki insanların sıkıntılarını bir anda alıp götürebilirdi. Normalde takım elbiseleriyle şık bir adamken, benim yanımda daha rahat takılmayı severdi. Yine de yolculuğun uzunluğunu varsayarsak yakası açık beyaz gömleğiyle siyah ceketiyle uyum içerisindeydi. Kravat takmamış, aksine kaslı göğsünü gözler önüne sermişti. Bir adam bu kadar kaslı olabilir mi? sorusunun vücut bulmuş hali gibiydi. Giydiği kıyafetlerden bile belli olan kasları ben tehlikeliyim dese de aslında kalbi iyilikle dolu harika bir adamdı. Tehlikeli olması gerektiği zamanlarda gerçekten tehlikeli olabilirdi. Sevdiklerini korumak için yapmayacağı hiçbir şey yoktu, öyle bir durumda durdurulamazdı.
Yanına yaklaşıp ‘’Jason’’ dedim, fısıltı gibi çıkan sesimle ‘’Burada ne işin var?’’ diye sordum. Beni bir anda kollarının arasına alarak ‘’Seni ne kadar özlediğim hakkında bir fikrin var mı?’’ dedi. Yüz ifadesinden doğruyu söylediğini anlasam da, başka bir şeyler olduğunu da seziyordum. Uzamış kirli sakalları ve hislerimde yanılmamamın bir getirisiydi bu.
Kollarından sıyrılıp ‘’Eminim, sadece beni özlediğin için gelmedin!’’ diye açıkça sordum. Yüzünde ki ifadeyi düz tutup hislerini saklama çabalarına girdiğinde bakışlarımdan bunun boşuna olduğunu anlayıp yüzüne samimi bir tebessüm yerleştirip konuşmaya başladı.
‘’%90 seni özlediğim için, kalanı da halletmem gereken birkaç iş için’’ dedi. Tahminimde yanılmamıştım. Jason dünya üzerinde teknoloji devi olarak adlandırılan bir bilişim firmasının sahibiydi. Kirli işlere hiçbir zaman bulaşmamış uzak durmayı tercih etmişti. Ama kirli işlerle uğraşan insanların çoğunun ona muhakkak işi düşerdi, tepede ki çoğu adamın sırrını bilir elini her zaman kuvvetli tutardı. O yüzden ona dokunmaya zarar vermeye kimse cesaret edemezdi. Çünkü bilirlerdi, Jason’ın istediği zaman ne kadar tehlikeli olabileceğini. Düşüncelerimden sıyrılıp, eğilip yanağına bir öpücük kondurdum.
‘’Ben de seni özledim koca adam’’ dudakları yukarıya doğru kıvrıldığında bir an yüzünün düştüğünü hissettim. Bakışlarını takip ettiğimde baktığının bir yer değil bir kişi olduğunu anladım. Karşımda Jason’ı gördüğümde Gurur’un varlığını tamamen unutmuştum.
Yanımıza yaklaşıp ‘’Bizi tanıştırmayacak mısın?’’ diyerek konuşan Gurur’a bir an için bakışlarımı çevirdim. Bugüne kadar gördüğüm yeşilin en koyu tonuna bürünen gözlerinden öfke kıvılcımları çıkıyordu. Dokunsam sanki yakacak ve burada bulunan herkesi kül edecek gibiydi. Bakışlarımı tekrar üzerinden çektim. Biraz önce ki olayı unutmamıştım. Jason soru sorar gözlerle bana baktığında, çatılmış kaşlarımı fark edip yerinde rahatsızca kıpırdandı.
‘’Tanışmanıza gerek yok!’’ dedim sesim olabildiğince sakin ama bir o kadar da sert çıkmıştı. Jason’ın koluna girip, ‘’Gidelim koca adam’’ dedim. Arkama dönmeden yürümeye başladık. Arkamda bıraktığım Gurur’un öfkeden kudurduğunu biliyordum.
‘’O da kimdi Mavi?’’ Merak saçan ela gözlerini gözlerime sabitleyip cevap vermemi bekledi.
‘’Kim, kimdi?’’ Jason sorusuna soruyla cevap verilmesinden hiç hoşlanmazdı kimden bahsettiğinin gayet farkındaydım yine de Gurur’dan pek fazla bahsetmek istemiyordum. Hele de bugün yaptıklarından sonra.
‘’Hadi ama adama resmen her an öldürebilecek mişsin gibi ateş saçan gözlerle baktın!’’ Söyledikleri yüzümde büyüyen bir tebessüme yol açmıştı. Jason’ı daha fazla meraklandırmayarak kısaca merakını giderdim.
‘’Gurur Ateş. Yeni yatırım yaptığım şirketin sahibi. Önemsiz birisi anlayacağın. Hadi yemek yiyelim’’ diyerek konuyu değiştirip cevap vermesini beklemeden hızlı adımlarla arabama doğru yürümeye başladım.
Restorana girdiğimiz de fazla kalabalık olmaması, burada bulunan insanların sessiz bir şekilde yemeğini yemesi huzur vericiydi. Aslında mekânın kendisi huzur veriyordu insana. Boğaz kenarında, neredeyse pencereden elini uzatsan dışarıda kanat çırpan martılara dokunacakmışsın gibi maviyle iç içe bir yerdi. Aynı zamanda hem şık, hem de samimi bir ortam olması insanı cezbediyor, Jason’ın sesiyle ona doğru döndüm.
‘’Burası çok güzel Mavi!’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ateş
General Fiction''İki mezar yanyana, İki hayat, Birinin ölümü, diğerinin ruhunu aldı.. Biri için cennet, biri için cehennem kapılarını araladı...'' İntikam duygusu ele geçirdiğinde bedeninizi ruhunuzu, size vaat edilen cennet bile olsa mahkûm olduğunuz cehennemden...