Gurur'un göğsüne bir silah dayamış, gözlerinin içine bakmıştım. Onu sevemem derken, kalbim onun için atar hale gelmişti. Ufacık bir söze ihtiyacım vardı, tek bir söz. Deniz'i onun öldürmediğine dair küçücük bir umudum vardı. Ama söyledikleriyle bu umudu tamamen öldürmüştü. Ona bir şans vermiştim, gerçeği anlatmalıydı.
Başım dönüyor, kalbim paramparça bir şekilde ayakta durmaya çalışıyordum. Beklediğim an gelmişti, Gurur'a veda edecektim.
''Üzgünüm Gurur!'' demiştim. Gerçekten üzgün olamazdım, ben şuan onun yüzünden eli kanlı bir katildim. Ben onun yüzünden can parçamı toprağa vermiştim. Ben onun yüzünden yaşarken ölmüştüm!
''Seni seviyorum Mavi... Seni çok seviyorum!'' diye mırıldandı. Gözümden akan yaşa engel olamıyordum. Silahı göğsünden uzaklaştırıp, ''Lanet olsun!'' diye bağırdım.
''Sevme beni, anladın mı? Sakın beni sevme Gurur! Ben senden nefret ediyorum!'' Aynı adamı hem nefret edip hem nasıl sevebiliyordum, aklım almıyordu! Ama bunu öğrenmesini istemiyordum, onu sevmek benim zayıflığım, ondan nefret etmek ise gücümdü.
''Biliyor musun? Ben seni hiç sevmedim Gurur! Kendine akıllıyım diyorsun ya, sen çok aptalsın! Evine, işine hayatına kadar girdim. Sen dışarıda beni ararken ben hep senin yanındaydım! Hatırlıyor musun? Karnımda bir bıçakla beni bulduğun o günü?'' diye sordum.
''Evet, çok korkmuştun!'' dedi ve sustu.
''O bıçağı kendime sapladığımı söylememe gerek yok sanırım, anlamış olmalısın. Korkmak mı? O bulduğun ceset, sana gönderilen tüm cesetler hepsi benim eserimdi!'' deyip gözümde ki yaşı silip bir kahkaha attım
Aklımı kaçırıyordum, ne düşüneceğimi ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Beynim bana oyunlar oynuyordu, düşünceler canımı acıtıyor, kalbim kan revan içinde hala savaşmaya devam ediyordum...
Üzgün bir ses tonuyla ''Kimsin sen Mavi! Neden bu işin peşindesin?'' diye sordu.
''Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceksin! Öğrenmek için zamanında olmayacak zaten! Buradan sağ çıkamayacaksın Gurur sana en başta en mutlu olduğun gün canını alacağımı söylemiştim!''
''Yapamayacaksın Mavi, benden nefret etmiyorsun. Sende beni seviyorsun!'' dediğinde tekrar bir kahkaha attım masadan aldığım bıçağı tekrar bacağına sapladığımda ''Seni sevdiğimden emin misin?'' dedim.
Gurur'un acıyla buruşan suratı, kan kaybından soluklaşan teni canımı yakıyordu ama olması gereken buydu. ''Sen kendine itiraf edemesen de bana âşıksın Mavi!'' dediğinde daha fazla sinirleniyordum.
''Sana âşık falan değilim Gurur! Sen sadece benim için bir oyuncaksın. Anladın mı? Sıkıldığımda atabileceğim, aleladede bir oyuncak!'' dedim.
Doğru değildi, lanet olsun ki doğru değildi. Gurur benim için çok daha fazlasıydı ve bunun hiçbir önemi yoktu. Gurur canının acımasına rağmen büyük bir kahkaha attı. Bunca zaman sinirini kontrol edebilen ben, şuan tek bir bakışla, tek bir sözle çileden çıkan birine dönüşmüştüm.
''Kes sesini, Gurur! Sesini duymak bile midemi bulandırıyor!'' dediğimde Gurur yeniden kahkaha attı.
''Dün gece koynumdayken miden bulanmıyordu, gayet mutluydun! Nefret ettiğin adamın sana dokunması nasıl bir duyguydu'' dediğinde yerimden fırlayıp Gurur'un boğazını sıkmamak için kendimi tuttum, ona istediğini vermeyecektim!
Yüzüme taktığım sahte bir tebessümle ''Oyuncağımla bir gece oynadım diye beni suçlayamazsın Gurur. Nefret ettiğim adamın bana dokunması gerçekten mide bulandırıcıydı ama gözlerimi kapadığım an seviştiğim sen değildin!'' dedim.
Yalan söylüyordum, baştan sona söylediğim her kelime yalandı. Mide bulandırıcı olansa bendim. Onunla sevişirken bir başkasını hayal ettiğimi söylemek iğrençlikten başka hiçbir şey değildi. Kendimden iğrensem de bu Gurur'u fazlasıyla sinirlendirmişti.
Bir anda ''Sen benimsin Mavi! Sen benim kadınımsın! Ve benden başka hiç kimseyi hayal dahi edemezsin. Anladın mı?'' diye bağırdığında söylediklerine kahkahayla karşılık vermiştim.
''Gurur, sen gerçekten aptalsın! Şuan elimde bir silah var ve seni öldüreceğim. Sen ise hala senin olduğumu iddia ediyorsun. Gözünü aç ve etrafına bak, neredeyiz biz?'' dediğimde Gurur cevap vermek yerine susmayı tercih etti. Bu iş fazla uzamıştı, artık Gurur'u hak ettiği yere göndermeliydim.
Ona acı çektirmek istiyordum, bir yandan da canı acımasın istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ateş
General Fiction''İki mezar yanyana, İki hayat, Birinin ölümü, diğerinin ruhunu aldı.. Biri için cennet, biri için cehennem kapılarını araladı...'' İntikam duygusu ele geçirdiğinde bedeninizi ruhunuzu, size vaat edilen cennet bile olsa mahkûm olduğunuz cehennemden...