Mavi Ateş - 21

3K 178 12
                                    



Hayatın oynadığı oyunların asla bir sonu olmuyordu. Aşk hiçbir zaman benim için önem arz etmemiş, aksine tatmadığım bir duygu gereksiz bir samimiyet olarak aklımın derin odalarında yer edinmişti. İnsanları anlayamıyordum, aşk için dünyayı yakıp, sevdiklerinin tek bakışına ömrünü feda etmeye hazırlardı. Benim aşk için feda edecek hiçbir şeyim yoktu, ama intikamım için, kardeşim için feda etmeyecek tek bir şeyim dahi yoktu. Yürüdüğüm yol, engellerle ve düşmanlarla doluydu. Hiç hesapta yokken, düşmanımın kalbime girmesine izin verdim, benim onun kalbine girdiğim gibi. Benim için bu olay asla aşka dönüşmeyecekti. İntikamımın içine duygularım girerse, yanılır ve başarısız olurdum.


Duygularımı yeniden derinlere gömmeyi başarmama gerek kalmadan, Gurur bunu benim yerime yapmıştı. Deniz'in mektubu, kolyem ona dair içimde hiçbir şüphe kalmamış, aklımda ki soru işaretlerinin yerini cevaplar almıştı. Gurur, gerçekten Deniz'i öldürmüştü ve ben ikizinin katiline âşık olacak bir insan değildim. Hissettiğim duyguların aşk olmadığını, birer yanılsamadan ibaret olduğunu biliyordum, ama ufacık bir merhamet duygusu bile onun için fazlaydı.


Kolye ve mektup olayı üzerinden iki hafta kadar bir süre geçmişti, karnımda ki dikiş alınmış. Kendimi yeniden çalışmalarıma vermiştim. Yumruğumu kaldırıp kum torbamın üzerine geçirdiğimde, vurduğumun sıradan bir kum torbası olduğunu değil de, Gurur olduğunu hayal etmek, damarlarımda adrenalinin tavan yapmasına yol açıyordu. Gurur'dan geldiğim akşam planımızı hızlandıracak birkaç fikir elde etmiş ve gerçekleştirmeye başlamıştım. Gurur'u ertesi akşam bana yemeğe davet ettiğimde, Cem kolye ve mektubu tarif ettiğim şekilde Gurur'un evine yeniden bırakmıştı. Bende kalması tehlikeliydi. O odaya baktığında bunları bulamaması beni zor durumda bırakmakla kalmaz, tüm planımı açığa çıkarırdı.

Barfiks demirine ilerleyip, kendimi yukarıya çekmeye başladığımda, aklımdan geçen yüzlerce düşünce konsantre olmamı zorlaştırıyordu. Demirin soğukluğu, kalbime eşdeğerdi. Spor odamın kapısının aniden açılmasıyla, kendimi aniden yere bıraktım. Gelenin Beren olması içimi rahatlatsa da, gergin bir ifade ve heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başlaması rahatlamam için henüz erken olduğunu gösteriyordu.


''Mavi, acilen bir plan yapmamız lazım. Gurur sana sürpriz hazırlıyor. Tabi sen bunu bilmiyorsun, şaşırmış olman gerek.'' Dediğinde sözünü kesmek zorunda kaldım.Makineli tüfeğe bağlamış gibi soluklanmadan konuşması olayı anlamama yardımcı olmuyordu.


''Beren, sakin ol. Derin bir nefes al ve baştan anlat!'' dediğimde Beren küçük bir kız çocuğu gibi derin derin nefes almaya başlamıştı.


''Şimdi, Gurur beni aradı ve bugün için bir planım olup olmadığını sordu?''


''Anlamadım, ne için bir planın olacaktı.''


''Mavi, bugün ayın 28'i yani senin doğum günün!'' diye mırıldandı.


''Doğum günüm mü? Şaka yapıyor olmalısın. Peki, sen ne söyledin?'' Nehir'i öldürüp, Mavi olduğum gün doğum günümdü işte.


''Ben de tam onu arayacağımı, beraber bir şeyler hazırlamamız gerektiğini söyledim'' dediğinde Beren'i şuracıkta öldürebilirdim.

Mavi AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin