3.3

540 76 85
                                    

Gerçekten derdi olan insanlar konuşamazmış. Gerçek acı anlatılamazmış. Bunu en çok Attila'nın konuşmaya çalışırken titreyen dudaklarından anlamıştım. Güçlü bir karakteri vardı belki, bunu İzsiz adı altında yaptıklarından biliyordum. Ama bildiğim diğer şey en güçlü olanlar, en çok incinmiş olanlardı. İncinen kalbini onarmak ne ölçüde mümkündü, bilmiyordum. Ama onun yaralarını sevgimle sarmaya hep hazırdım. 

Önünde diz çökmüş, başımı kaldırarak gözlerini gözlerimle birleştirmiştim. Yaşlarla dolu gözlerini, ıslanan yanaklarını, bükülen dudaklarını ezberledim teker teker. Elimi yanağına yasladım. 

"Sen çok güçlüsün." dedim altı yaşındaki hâliyle konuşur gibi. Başını salladı hemen. Bugün altı yaşındaydı, hâlâ o korkuyla yaşıyordu. 

"O gün," dedi titreyen nefesine eklenen kırık sesiyle. "abimle beni önce soydu. Sonra, sonra bizi ıslattı suyla, döverken daha çok acıması için." 

Yutkundu. Anıları gözlerinin önünden geçiyormuş gibi gözlerini kapattığında hızla sildim gözlerini. Ona acıyormuş gibi bakıyorsam eğer bundan utanabilirdi. 

"Neden vurduğunu ikimiz de anlamamıştık ama abime daha fazla zarar verdi karşı çıktığı için. Sonra babam bizi buldu o hâlde. Günlerce hastanede kaldık, ikimiz de korkudan dışarı dahi çıkmak istemiyorduk. O zamanlar maddi durumumuz olmadığı için psikolojik destek de alamadık ve kendi yaramızı kendimiz sarmaya çalıştık." 

Çocuksu sesine gülümsedim burukça. Başını boyun girintime saklayıp gözyaşlarını döktüğünde sırtını sıvazladım usulca. Ağır ağır boynuma çarpan nefesi sakinleştiğinin habercisi olmalıydı, buna gülümsedim. Saçlarını okşadım bu defa, o günün tüm çaresizliğini üzerinden almak için. 

"O adam kimdi?" diye sordum. Konuşabilmek adına başını boynumdan çekti, çenesini omzuma yasladı. 

"O dönem abimin okul masrafları artmıştı. Türkiye'yi biliyorsun; vergi, zam, kdv ve dahası. Her şey kötüye gidiyordu. Her şeye durmadan zam geliyordu. Bir gün beş liraya aldığımız şey, ertesi gün on beş oluyordu. Artık zam yapılacak bir şey kalmamış gibi bu sefer zama zam yapıyorlardı." 

Gülüp "Değişen bir şey olmamış." dedim. Başını salladığını hissettim omzumda. 

"Babam artık bize yetemiyordu. Annemde evdeki işi gücü bırakıp çalışmaya başlamıştı. Ama bir de çalıştıkları için vergi ödediklerinden aldıkları maaş yetersiz kalıyordu. Sonra babam işten çıkarıldı sebepsiz yere. İş verenler kendi derdine düşmeye başlamıştı artık. Hatta yapılan inşaatlarda malzemelerden çalınıyordu ya da bilirsin işte pirince taş atıyorlardı. Yani bugünün mimari katilleri o günlerde ortaya çıkmıştı." 

Öfkeyle kasıldı yüzüm. Paraya tapan herkesi lanetledi içim. Günahsızlar için kilitlendi sözüm. 

"Babam işten çıkarılır çıkarılmaz yeni iş aramaya başlamıştı. Ama nafile... Okumuş olmasına rağmen kendi alanı dışında başka yerlerde, hatta en ağır fiziksel işlerde çalışmaya razıydı. Ama olmadı. En sonunda eve haciz gelmesin diye borçlanmış birine ama ödeyememiş. Bizi kaçıranlar onlardı." 

Geri çekildi fakat ellerini ellerimden ayırmadı. 

"Annem ve babamın bizi yetimhaneye bıraktığı gün eve haciz gelecekti ve babam hapse atılacaktı. Annem de bizi yanına alamadı çünkü kalacak bir yerimiz yoktu." 

Attila," dedim elini sıkarken. "annen ve baban, onlar hayatta mı?" 

Başını salladığında heyecanla atıldım söze. 

"Gidelim yanlarına. Neredeler? Yeniden bir aile olun, olmaz mı?" 

Dolan gözleri anladım ki sorumu reddedecekti. Yine de hevesle ona bakıyor, gözlerimi yüzünde dolaştırıyordum. 

"Yerlerini bilmiyorum." dedi fısıldayarak. "Çimen biliyor." 

"Bu yüzden mi?" Anlamadığını belirten bakışlarına dikkat kesildim. "Bu yüzden mi Çimen'i her şeye rağmen yanında istiyorsun?"

Başını salladı, gözlerini kaçırdı. İmkânsız olduğunu biliyordu bir şeylerin. Yine de tüm zekâsına rağmen anlamak istemiyordu gerçeği. Abisinin ondan nefret ettiğini, ailesini belki de bir daha asla göremeyeceğini kabullenmek istemiyordu. 

"Hale, sana bir şey yapacağımı söylemiştim konuşmamızın başında. Hatırlıyor musun?" 

Onu onayladığımda ellerini ellerimden ayırarak gözlerimi sildi. Sonra dudaklarını gözyaşlarımla ıslanmış yanaklarıma bastırıp geri çekildi, öpmedi bile. Sanki varlığını hissettirip hemen kaybolmak ister gibiydi. 

"O gün bizi kaçıran adam sadece bizim değil, yüzlerce kişinin canını yaktı. Çalarak zenginleşti. Cinsel ve dini istismarlara adı karıştı. Şu anda tek başına bu kanlı zenginliğin tadını çıkarıyor. Ben onu yerle bir etmek istiyorum, Hale." 

Neyi ima ettiğini anlayarak başımı eğdiğim sırada çenemden nazikçe tutup kaldırdı başımı. 

"Kasasında bu zamana kadar karıştığı tüm suçları saklıyor. Siber ortamda yok bu dosya. Amacı öldüğünde avukatı aracılığıyla bu suç dosyasını ortaya çıkarmak ve kendince vicdan rahatlatmak. Mirasını canını yaktığı kişiler arasında paylaştırmak istiyormuş. Hale ben..." 

"Onun evine girip o dosyayı almak istiyorsun." dedim onun sözlerini bölerek. Bir şey demeden gözlerimin içine baktı, bunu yapmak istediğini anlatmak ister gibi. 

"Merhamet zulmün merhemi olamaz."*  dediğimde salladı başını. O adam öldüğünde iyi bir şey yaptığını ve zalimliğinin biteceğini zannediyordu. Ancak asıl zalimlik zulüm ettikten sonra merhamet etmekti. 

"Seninle geleceğim, seni güvende hissettirmek için." 

Gülümsedi, başından beri bana bunu teklif etmeye çalıştığının fakat tereddüt ettiğinin farkındaydım. 

"Hale, seni tehlikeye atmak istemiyorum. Eğer kabul etmezsen yemin ederim vazgeçerim bundan."  Elleri yanaklarımı bulduğunda endişeli ifadesine bakındım. "Hale senin bu dünyanı yakmak istemiyorum." 

Tebessüm ettim ve ona atıfta bulunur gibi baktım. İlk kez hayal dünyalarım bir işe yarayacaktı. 

"Bu dünyamı yaksan ne gam, benim yüzlerce dünyam var."*

Kıkırdağı sırada endişesini terk eden yüzüyle rahatladım ve tıpkı onun gibi öpmeden, dudaklarımı yanağına bastırdım. Elbette bu sırada hızla çarpan kalbine tanıklık etmişti kulaklarım.


*Merhamet zulmün merhemi olamaz. / Zülfü Livaneli

*Bu dünyamı yaksan ne gam, benim yüzlerce dünyam var. / Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbi) (Ona ait olduğundan emin değilim)

Başlasın o zaman soygun fkdöşsmdldösö

Hoşça kalınn❤

İzsiz | texting✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin