Selam!
Bu bölümde Attila'nın abisinin adını öğreneceğiz. Sizce adı ne? Ç harfiyle başlıyor, beş harfli.
"Ne yapacaksın?" diye sordum sessizce. Gözlerim kahverengi gözlerini bulduğunda elindeki cihaza yöneltti bakışlarını. Dudakları hafif aralık, teni soluk ve bir gözü morarmıştı.
"Neden daha fazla dinlemedin onu?" diye sorduğunda arkamdaki duvara yaslandım ve cevapladım.
"Korktum. Attila mı bahsetti o konuşmadan sonra oradan ayrıldığımdan?" Başını salladı.
"Hale, baban polis."
"Ama bu beni koruyabileceği anlamına gelmez." dedim sözünü keserek.
"Ne demek bu?"
"Geçen akşam babamla konuştum. Hırsızın yakalanmasını istemeyenlerden. Onu bulsa bile itibarını zedeleyecek olmasına rağmen serbest bırakır, kaçmasına izin verir."
"Hale, biz de onun yakalanmasını istemiyoruz ki. Attila bir hırsız ama mükemmel bir zekası var. İki yıl boyunca hiç iz bırakmaması ve dikkatleri bir anda kendi üzerinden çekip abisine yöneltmesi sıradan insanların yapacağı şeyler değil."
Söylediklerine anlam veremedim ve kaşlarımı çatarak sordum. Tren sesleri duyuluyor olmasına rağmen ayaklarımı raylardan çekmedim, eğik bir şekilde duvara yaslanmaya devam ettim.
"Ne demek istediğini anlamadım. Abisine neden böyle bir şey yapsın ki?"
"Abisiyle nedenini bilmediğim bir şekilde düşmanlar." diye söze başladığında Attila'nın dediklerini hatırladım. Abisiyle küs olduğunu söylemişti. "Attila başından beri tek başına yapıyordu her şeyi. İki yıl boyunca kendini gizledi herkesten. Öyle ki siber ortamda bile bir kimliği yoktu. O bir deha."
Bunlar bildiğim şeylerdi ve benim daha fazlasını bilmeye ihtiyacım vardı. Gözlerimi ona çevirdiğimde hala cihazı incelediğini gördüm. Onun ne olduğunu bile bilmiyordum.
"Beni abisinin yanına bilerek gönderdi. Lütfen birbirimizi nasıl tanıdığımızı sorma bana. Bunu söyleyemem. Attila sana bundan zaten bahsedecektir."
Merakım ağır bassa da başımı salladım, dudaklarımı birbirine bastırdım. Devam etti.
"Abisinin derdi siber dünyada ve gerçek dünyada bir kral olmaktı. Bu yüzden bir sidik yarışı başlattı. Benimle bir iş birliği yapmak onu keyiflendirmişti. Çünkü abisine göre ben onun ortağıydım ve Attila'ya ihanet etmiştim. Tıpkı senin düşündüğün gibi. Böyle düşündüğünü bana Attila söyledi. Daha sonra geçen gece ilk soygunumuzu yaptık. Ama yakalandık ve o yaralandı."
"Yaralanan sen değil miydin? O gün topallıyordun, Eser. Ayakkabında kan lekesi vardı."
Güldü ve başını iki yana salladı. "O sadece Seren'i ve seni denemek için yaptığım bir hareketti. Seren beni hemen reddetmek istedi ama sen beni anlamak ve yardım etmeye hevesliydin. Bu yüzden seninle konuşuyorum, Hale. Sana mesaj atma amacım buydu."
"Peki ya Seren? Ayrıca sen yaralanmadığına göre abisi mi yaralandı?" diye sorduğumda başını salladı.
"O gece çatışma çıktığında ben adamlara görünüp iki kişi olduğumuzu anlamalarını sağladım. Ardından çaldığımız paralarla kaçtım. Abisi ise yaralanmıştı, sol kolundan vuruldu. O gün kafeye sizin ne durumda olduğunuza bakmak için geldiğimizde belli olmasın diye sargılarını çıkardı. Bu yüzden kolu şu anda daha kötü durumda. Bir süre bu işlerle uğraşamayacak."
Derin bir nefes aldım, kanımda gezinen adrenalin tenimi gıdıklıyordu. Karnım hafifçe kasılıyor, avuçlarım karıncalanıyordu.
"O gün kafeye gelme amacınız sadece buysa neden iki kişi geldiniz? Sıradan birini bile kiralayabilirdiniz."
"Yapamazdık." dedi Eser kafasını geriye yaslarken. "Çünkü oraya gelme amacımız sadece bu değildi. Abisi Seren'i görmek istiyordu. Asıl amacı o gün Seren'i yanına çekmek ve seni tek başına bırakmaktı. Onunla bizzat konuşacak ve güya benim işimden çok memnun olduğumu söyletecek, ona iş teklifinde bulunacaktı. Ama bilmediği şey şuydu. Ben Seren'e çoktan hissettirmiştim suçlu olduğumu. Bu yüzden Seren bu teklifi hemen reddedecekti. Zaten şansıma yarasının ağrısına dayanamadı ve yarası kanadığı için kafeden çıktık hemen."
Seren'e ihanet ediyor gibi hissediyordum. Onun hiç bir şeyden haberi yoktu.
"Beni neden tek başına bırakmak istedi abisi?"
"Seni de yanına çekmek istedi. Çünkü ona senin Attila ile sevgili olduğunu söyledim. O da hemen inandı bu yalana ve Attila'yı tamamen yalnız bırakmak istedi."
"Ne?!"
"Böyle söylememi Attila istedi, Hale."
Duyduklarımla yerimde kalakaldım. Attila bana bundan hiç bahsetmemişti. Üstelik beni bu olaylara karıştırdığı için benden özür dilemişti. Şimdi ne diye özrünü çiğniyordu?
"Çimen, abisinin adı." dedi cihazı cebine sokarken. "Basit bir adamdır, klişelere inanır. Tek amacı seni yanına çekmek oldu. Attila ile ilk kez konuştuğun gece görmüştün Çimen'i. Seni takip etmişti. Çünkü ben ona Attila'nın senden hoşlandığını söylemiştim."
"Yani," dedim yüreğim ağzımda gibiyken. "ben Attila'nın hayatına onu hiç tanımadan girdim, öyle mi?" Başını salladı.
"O her şeyi planlamıştı, Hale. Her şeyin farkında, her şeyi biliyor."
Hızlanan nefeslerime rağmen sakinleşmeyi denedim. Ben neyin içine düşmüştüm böyle?
"Hatta," dedi Eser yüzünde bir gülümseme oluşurken. "şu an senle konuştuğum şeyleri bile biliyor. Sana bunları anlatarak ona ihanet ettiğimi düşünebilirsin. Ama sen ondan korkarsın diye sana bunları anlatmamı o istedi. Şimdi ise her şeyi duydu."
"Nasıl?" diye sordum şokla. Cebine az önce soktuğu cihazı çıkardı ve gözlerimin önünde salladı.
"Dinleme cihazı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzsiz | texting✔
ChickLitHale'nin tek isteği komşusunun internetine bağlanmak ve müzik dinlemekti. Fakat komşusunun gerçekte kim olduğunu idrak ettiğinde her şey için çok geç olacaktı. Margos: Boşuna uğraşma, şifreyi kırmaya çalıştığını biliyorum. Tamamlandı, iyi okumalar♡...