1.4

946 133 149
                                    

Margos: Haberlerden duymadım zaten, Hale. 

Margos: Başından beri her şeyden haberim vardı. 

Margos: Hırsızı tanıyorum, Hale. 

Margos: Ve onu sen de tanıyorsun artık. 

Hale: Margos yazdıkların beni aşan şeyler. 

Hale: Babam bir polis. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun, öyle değil mi? 

Hale: Seni şikayet edebilirim. Seninle beraber yanında kaldığın adamın da hayatı mahvolur. 

Hale: Ve sen babası polis olan birine her şeyden haberim vardı diyorsun. 

Hale: Neye güveniyorsun Margos? Bana mı? 

Hale: Söylemeyeceğimi mi sanıyorsun? 

Margos: Sana güven vermeme izin verir misin, Hale? 

Margos: Sadece bir süre sabreder misin bana? 

Margos: Söz veriyorum, her şeyi anlatacağım. 

Margos: Umduğundan daha fazlasını hem de. 

Hale: Ne kadar bir süreden bahsediyorsun? 

Margos: Belki birkaç gün. Belki daha uzun. Bu sana bağlı, Hale. Bana ne kadar sürede güvenirsin bunu bilemiyorum. Ama güveneceğine olan inancım tam. 

Hale: Neden sana güvenmem bu kadar önemli, Margos? 

Margos: İzin verirsen bunu senle konuştuğumuzda anlatayım. Eğer gelmek istersen yarın sabah yedide bekliyor olacağım. 

Hale: Geleceğim. 

Telefonumu kapatıp odamdan çıktım. Bunun için annemden izin almak zorundaydım. Saat dokuzda kafede olmam gerekiyordu ve iş yerim çok da uzak değildi. Bu yüzden sabah yedide evden çıkmam annemi meraklandırırdı. İçeri geçip anneme sesleneceğim sırada duyduğum zil sesiyle kapıya ilerledim. Annem de benimle eş zamanlı olarak kapıya kadar geldiğinde kilidi açtım ve kapıyı araladım. 

"Buyurun?" dedim kibarca karşımda dikilen yaşlı adama. Annem nezaketle ve merakla gülümsedi. İhtiyar adam yaşına rağmen dinç olduğunu belirtir bir sesle konuştu. 

"Rahatsız ediyorum, affınıza sığınırım." dedi doksanlardan kalma bir beyefendi gibi. "On üç numarada oturuyorum." diye eklediğinde ellerim buz kesmişti. Annemse daha fazla meraklanmış gibiydi. 

"Kitaplığımı düzenleyeceğim ama yaşlı bedenim bunu yapmakta epey zorlanıyor. Diğer komşulara da soracaktım ama kapısını açan olmadı. Rica etsem kitaplığımı düzenlemeye yardımcı olabilir misiniz? Çok uzun sürmez. Üstelik dilerseniz imzalı birkaç kitabı armağan edebilirim." 

Annemin bakışları bana döndüğünde tereddütle ona baktım. 

"Eşim çalışıyor, ben de evin işleriyle ilgileniyorum gün boyu. Kızım da yalnız bugün izinli işinden. Başka evladım da yok. Yardımcı olmak isteriz elbette. Ama bu yardımı ne zaman için istediğiniz önemli." 

Adam sıcacık gülümsedi ve nezaketle başını eğdi. "Yarın sabah dokuzda bir misafirim gelecek. Yedi gibi başlayacaktım düzenlemeye. Bugün başka işlerle meşguliyetim var da." 

Annem bana soran gözlerle baktığında başımı salladım. "Kızım da dokuzda başlıyor işine. Yedi gibi gelip yardım eder, sonra da saati gelince işe gider." dediğinde adam minnetle gülümsedi ve teşekkürlerini sıraladı. 

Adam gittiğinde annem kapıyı kapatıp bana baktı. 

"Hiç böyle birini beklemiyordum. Herkes huysuz diye anlatmıştı onu." 

Başımı salladım hiç bir şey bilmiyormuş ve şaşırmış gibi. Ama ben bunları önceden Margos'tan duymuştum zaten. Telefonumu çıkarıp Margos'a mesaj attım. 

Hale: Yaşlı adamı evine gelmem için sen gönderdin, öyle değil mi? 

Margos: Elbette. 

Gülümsedim ve heyecanla atan kalbimi dizginlemeyi denedim. Nihayetinde yarın sıradan hayatımdan epey farklı bir gün olacak gibiydi.



Margos ortaya çıkıyorrr!

Bir sonraki bölümde ismini öğreneceğiz, sizce ismi ne? İpucu olarak baş harfi A.

Hoş kalın❣

İzsiz | texting✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin