8.BÖLÜM

70 6 0
                                    

Ateş'ten:

Annemin önünde diz çöktüm. Onun sözünü tutamamış intikamımı anlamamıştım.

Ateş: Anne beni affet.

Anne: Yüzündeki maske nerede Ateş?

Ateş: Arabamda.

Anne: Benim intikamımı almadığın sürece o yüzündeki maske senin mührün olacak. Asla yüzünden çıkarmayacaksın. Tıpkı benim kafamdaki bu peruk gibi sende o maskeye hapsolacaksın. Sana bir süre vermiyorum. Ne zamanki o ailenin canını bir şekilde yakarsın o zaman o maskeden kurtulursun.

Ateş: Tamam. Söz veriyorum onlar asla benden kurtulamayacak.

Anne: Güzel oğlum benim. Afferim sana şimdi gidebilirsin!

Kafamı sallayıp evden çıktım. Maskemi yüzüme taktım. Boş sokaklarda ilerlemeye başladım. Bir plan yapmam gerekiyor öyle bir plan olacakki ne bir suç teşkil edecek nede çok legal olacak.
.
.
.
Almira:

İstanbula geldik ve gece boyunca dinlendik. Sabah kalktığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Kaldığımız oteldeki çalışanlar odamıza kahvaltımızı getirdi. Kahvaltı öncesi sıcak bir duş alıp bedenimi rahatlatmak bana iyi gelebilir. Bu yüzden kahvaltıyı bırakıp banyoya girdim. Tüm bedenimi yıkadım.  Sabunumun mis gibi kokusu tüm banyoya yayıldı. En son kafamı da durulayarak banyodan çıktım. Annemin getirdiği kıyafetlerden birini seçip giyindim. Annem bunların eski kıyafetleri olduğunu söyledi. Ne ara bir yere gitti ve getirdi gerçekten bilmiyorum ama bayağı hızlı oldu.

Annemin karşısına çıktığımda beni beğeni ile süzdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annemin karşısına çıktığımda beni beğeni ile süzdü. Bu tarz aslında bana ait değildi. Ben hep beyaz, pembe gibi açık renkler giyinen tatlı bir kız olmaya çalıştım. Annem ise beni hep bir karanlık tarafa çekti.

Ayağa kalkıp elindeki siyah ruj ile yanıma geldi. Dudaklarıma sürdükten sonra gülümsedi "İşte şimdi tam bir psikopat gibi gözüküyorsun" dedi. Anneme gülümsedim. Bu yolda psikopat olmak varsa onu da olacağım yeterki artık beni zayıf güçsüz bir kız çocuğu olarak görmesinler. Bende annem kadar güçlü babam kadar cesur olmak istiyorum. Esra ablam kadar psikopat Mert abi gibi acımasız ve bir o kadar da Barış ile Banu abla kadar da sevecen olmak istiyorum. Onların hepsi ayrı ayrı karakterler ben ise tüm bu karakterlerin hepsinin karışmış haliyim. Kimse beni durduramaz.

Annem de hazırlandı artık gerçekten merak duygusu içimi kapladı. Nereye gideceğimizi deli gibi merak etmeye başladım.

Almira: Anne biraz daha hızlı ol yoksa meraktan ölebilirim.

Annem son olarak da beline kemeri taktığında genç kızlara taş çıkartacak kadar güzel olmuştu.

Neden bu kadar abarttı bilmiyorum ama herkesin kendi tarzı diyebilecek bir şeyim yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neden bu kadar abarttı bilmiyorum ama herkesin kendi tarzı diyebilecek bir şeyim yok.

Annemin o etek ile motora binemeyeceği bariz belliydi. Aşağıya indiğimizde lüks bir araba önümüzde durdu. Arabadan inen adam anneme anahtarı atıp motora doğru ilerledi. Arkasından bir adam daha gelip benim motoruma doğru yürümeye başladı.

Nazlı: Hadi bakalım prenses bin arabaya.

Almira: Anne bu giydiğim şey ile bir prenses değil kötü kalpli cadı olabilirim.

Nazlı: Hadi o zaman kötü kalpli cadı bin arabaya.

Kafamı sallayıp arabaya bindim. Annem hemen sürmeye başladı. Çok fazla ilerledik. Sonunda bir ormana gelmiştik. Ne bir ev ne bir kulübe vardı. Her tarafta ağaç ve geldiğimi küçük yol vardı.

Anneme şaşkın bir şekilde baktım.

Almira: Buraya niye geldik anne?

Nazlı: Çünkü burası herşeyin başladığı o lanetli yer.

Arabadan indiğimde etrafa baktım. Burada ne gibi bir şey yaşanmış olabilirdi. Arkadaki iki ızbanduttan birisi gelip yere tek dizinin üstüne çöktü. Çimi kaldırdığında bir kapak açıldı. Ardından da daha büyük bir kapak açıldı. Devasa bir giriş olmuştu.

Annem araba ile yavaşça aşağıya indi. Arabanın inmesi için pek müsait durmasa da motorlar kolayca indi. Bende yavaş yavaş içeriye doğru yürüdüm.

Buranın çok kasfetli bir havası vardı. Resmen havada kan kokusu vardı. Annem koluma girip ileriye doğru gitmeye başladı. Ben biraz korktum. Annemi geri çekip durdurdum.

Almira: İçeride ne var korkuyorum.

Nazlı: Gelmeyeli çok uzun zaman oldu kızım içeride ne var inan bende bilmiyorum. Ama korkma onlar bizden asla sana zarar vermezler.

Kafam ile annemi onaylayıp yürümeye devam ettim. Arkamızda ki o iki adam gitmişti. Sanırım görevleri bitti.

İçeriye girdik devasa bir bara benziyordu. Her yerde içki şişeleri, ahşap ve değerli gibi gözüken koltuklar, bar bölümü ve localar var. İleride bir kapı daha var.

Annemin yanına bir adam geldiğinde annem bana "Sen istediğin gibi gez dolaş ve içeriyi keşfet" dedi. Kafamı sallayıp o kapıya doğru ilerledim. Yerin altına bu kadar büyük bir şeyi nasıl yaptılar merak etmeden edemedim ama fazla sorgulamadım. Sonuçta para her kapıyı açar.

Oraya girdiğimde bir kafes vardı. Etrafında ise bir sürü koltuk. Boks malzemeleri ve türlü fitness aletleri vardı. Duvarda resimler asılıydı.

Resimlerden birine yaklaştığımda dedemi gördüm. Gerçekten burada daha yakışıklı duruyordu. Pek değişmese de yıllar onu yaşlandırmıştı. Başka bir kapıdan girdiğimde bir sürü yatak vardı. Bir dolapta ise türlü ilk yardım malzemeleri ve hastane gereçleri vardı. Başka bir kapı yoktu ama gördüklerim bana yetti.

Kendilerince bir yer altı şehri kurmuşlar. Burayı Uzay'ın görmesini çok isterdim.

Telefonu elime aldım ve Uzay'ı görüntülü aradım. Önce meşgule attı. Tekrar aradığımda ise açmadı. Bana kızmış mıydı?

Cevap vermesi umuduyla mesaj attım ama bakmadı bile. Telefonu tekrar cebime koyup annemin yanına doğru ilerledim.

Nazlı: Baktın mı her yere?

Almira: Evet baktım ama etrafta hiç silah giremiyorum. Silah kullanmadınız mı?

Annem kolumdan tutup bar bölümüne doğru ilerledi. Bir kapak açtığında türlü türlü silahları gördüm. Gerçekten yüzlerce silah vardı.

Nazlı: Burası önceden dedene aitti. Sonra bize geçti. Bizden sonraki varisler siz olacaksınız. Buraya alışsan iyi edersin.

Almira: Alışacağım ama evimiz buraya saatlerce uzaktayken nasıl buraya alışayım.

Nazlı: Babanlar neden bizle gelmedi zannediyorsun. Onlar tüm eşyaları toplayıp gelecekler. Etrafında tanıdığın herkes burada olacak. Bir haftaya kadar geçmişimize geri döneceğiz. Senin sayende.

ÇETE 2: Yeşil Gözlü Sadist (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin