Sabah Ateşin mutlu sesi ile uyandım. Sevinçle yanıma gelip "Hepsi uyanmış taburcu olacaklarmış. Hadi onlara kahvaltı hazırlayalım." Dedi.
Üzerimdeki yorganı hızlıca açtım ve yataktan çıktım. Sabah uyandığım anda büyük bir yer problemi yaşadım. Mekanda kaldığımızı tamamen unutmuştum.
Almira: Bizim eve gidelim. Önce bir üzerimi başımı giyineyim. Sonra hazırlarız. Bizim evde hazırlayacağız zaten.
Kafasını salladı ve önüme düştü. Arkasından "Bari bir yüzümü yıkasaydım" diye bağırdım. Ama aptal çocuk "Eve gidince yıkarsın" dedi. Hiç utanma falan aklımda değildi. "Aptal tuvaletim var" dedim. Bana dönüp gülümsedi. Sonra da "Kapıda bekliyorum acele et" dedi.
Ben lavaboya koşarken o da kapıya doğru gülerek gitti. Lavaboda ki işimi hallettikten sonra hızlıca yüzümü kurulayıp çıktım. Kapıda arabanın içinde beni bekliyordu. Arabaya atlayıp "hadi gidelim" dedim.
Hızlıca eve geldiğimizde ona "Çayı koy hemen geliyorum" diyip odama çıktım. Fazla abartılı bir şey giymek istemiyorum ama tahminimce Uzay da buraya kahvaltıya gelir bu yüzden şık olmak istiyorum. Ne kaybettiğini görsün istiyorum. Evet belki saçma bir trip'e girmiş olabilirim ama pişman olsun istiyorum.
Dolabımı açtım ve günlük duran ama fazlasıyla güzel bir kombin yaptım.
Saçımı da yaptıktan sonra hafif bir makyaj yaptım. Çok fazla vakit harcadım daha kahvaltı hazırlayacağım.
Aşağı kata kadar koşarak indim. Salondaki masanın üzeri donatılmış içeriden de mis gibi kızartma kokuları geliyordu. Sanırım kahvaltı hazırlamaya gerek kalmadı. Mutfak kapısına yaklaştım ve "Kolay gelsin ustam" dedim.
Ateş önce umursamazca dönüp "Sağol" dedi. Ardından tekrar dönüp beni incelemeye başladı. "Ss-sen gerçek misin?" Dedi gülerek. Ardından yanıma kadar geldi. Hiç beklemediğim bir hareket yaptı. Belimden tutup beni kendi vücuduna yapıştırdı. Maskesinin arkasındaki o yeşil gözler bana o anda farklı görünmeye başladı. Kalbim birden bire attı. İçimden bir şey beni öldürmek istercesine sıkıyordu.
Kulağıma kadar yaklaşıp fısıltı ile "Seni kendime saklayabilir miyim?" Dedi. Cevap vermedim, utandım hatta fazlasıyla. 170 boyum vardı ama onun yanında ufak bir civciv kadar kalıyordum.
Bu durumdan nasıl kurtulurum diye düşünürken kapının çalış sesini duydum. Onu itip "Kapı!" Dedim. Ben kapıya doğru giderken arkamdan "Kimseyi tanımadım ben senden daha güzel" diye şarkı söylüyordu. Arkamı döndüm ve ona sus işareti yapıp kapıyı açtım.
Babam, annem ve Ares kapıda bana bakıyorlardı. Ares "Abla iyileşmişsin" dedi. Garibim benim o halimi hastalık olarak görüyordu sanırım. Ona bakıp "İyileştim ablacım gördüğüm üzere sende turp gibi olmuşsun. Hadi koş bakalım Ateş abin sana patates kızartması yapmış" dedim. Mutlu bir şekilde koşarak mutfağa gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE 2: Yeşil Gözlü Sadist (Tamamlandı)
Ficção Adolescenteİlk kitabımın ardından sözüm üzerine Çete iki kitabını da yayınlamaktayım. Bu kitap için sizi çok uzun süredir bekletiyorum. Umarım beklediğinize değecek bir kitap olur. Mert ve Esra'nın biricik oğlu Uzayın 18 yaş doğum gününü bir barda Almira ile...