Kahvaltı dağıldı ve bizim işkolikler hiç dinlenmeden işe gittiler. Sanki sabah hastaneden çıkan onlar değildi. Ares ise bilgisayarının başına gitti. Tam bir oyun bağımlısı. Okula gittiğinde nasıl duracak bilgisayar olmadan hiçbir fikrim yok. Peki ya ben ben ne yapacağım burada lisede bir sene boyunca. Keşke okulum bitmiş olsaydı.
Ateş ile birlikte masayı topladıktan sonra salonda boş boş oturmaya başladık.
Ateş: Artık sevgilimsin değil mi?
Almira: Bilmem ben öyle bir teklif almadım.
Ateş: Ama kızım yapma işte bunu bana.
Almira: şaka yaptım şapşal sevgiliyiz.
Ateş: Bana bir şans verdiğin için teşekkür ederim. Seni asla üzmeyeceğim. Söz veriyorum.
Oturduğum koltuktan kalktım ve onun yanına oturdum. Elini sıkıca tutup "Bende söz veriyorum bitanem" dedim. Neden bunu yapıyorum bilmiyorum. Belki onu gerçekten sevdim yada belki de sığınacak birilerini arıyorum. Umarım sonunda bu verdiğim söz için pişman olmam. Umarım ateşi üzmem.
Ateş: Eee ne yapsak. Akşama kadar evde oturacak mıyız?
Almira: Gezebiliriz ama gerçekten o maske ile ne kadar süre gezeceksin?
Ateş: Yoksa benden rahatsız mı oluyorsun?
Almira: Hayır hatta ben seni böyle sevdim. Sadece dışarıdaki insanlar tuhaf tuhaf bakar.
Ateş: O zaman gidip bir tıbbi maske takacağım. İnsanlar sadece hasta olduğumu düşünür olur mu?
Almira: Neden yapıyorsun bunu kendine?
Ateş: Merak etme yakın bir zamanda anlayacaksın.
Almira: Nasıl anlayacağım.
Ateş: Anlatacağım.
Lavaboya gitti ve maskesini değiştirdi. Böyle daha normal gözüküyordu. Gerçekten neden bunu yapıyor bilmiyorum. Yüzünde saklaması gereken hiçbir iz yok. Hatta bebek gibi bir yüzü var, yemyeşil gözleri, pespembe bebek gibi dudakları, fazlasıyla kusursuz bir insan.
Ateş: Beni incelemen bittiyse gidebiliriz.
Almira: Bu kadar yakışıklı bir çocuk nasıl olur da incelenmez.
Kapıyı açıp elini buyrun manasında büktü. Ben önden çıkarken o da arkamdan kapıyı kapattı. Hemen yanıma gelip koluma girdi.
Almira: Nereye gidiyoruz?
Ateş: İstersen şık bir restorana, yada cafeye hatta pastane bile olabilir.
Almira: Boşver bunları çekirdek kola alıp bir parka gidelim.
Ateş: Ruhun fakir yaa!
Almira: Aaa benim kadar tutumlu insanı buldun da bunuyor musun?
Ateş: Bak aklımda bir şey var. Önce senin dediğin gibi yapalım sonra da akşama doğru bir karaokeye gidelim. Sesin güzel mi bir bakarız.
Almira: Olur. Vakit bol nasıl olsa.
Bir markete girdik ve çekirdek kola alıp çıktık. En yakın parka gidip oturduk. Önce Ateşin karşısına oturmuştum ama o kalkıp yanıma oturdu. Ben çekirdek için bir çöp poşeti açarken o da kolaları doldurdu.
Almira: Senin hakkında bazı şeyleri merak ediyorum.
Ateş: Sor bakalım?
Almira: Kaç yaşındasın?
Ateş: Ne sen ciddi misin?
Almira: Evet yaşını hiç söylemedin.
Yüzüme tuhaf tuhaf baktıktan sonra "20" dedi. Kolamdan bir yudum aldım ve ikinci sorumu sordum "Okula gittim mi?" Dedim. Kafasını salladı ve "Bu devirde okula gitmeyen mi var" dedi. Sonuna kadar haklı bu saçma bir soruydu.
Ateş: Ben çocukluğumdan beri polis olmak istiyordum. Kim bilebilirdi bir suçlu olacağımı.
Almira: Polis olsaydın belki hiç tanışamazdık. Ayrıca artık o şarkı sözlerini söyleyebilirim.
Ateş: Hangi şarkı?
Almira: Yabancı bir şarkı var ya! Şey hatta Türkçesi anne ben bir suçluya aşığım.
Ateş: Aşık mısın sen bana?
Almira: Olacağım.
Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Sonra da kolunun altına alıp bir yudum kolayı ağzına verdi. Hemen içtim ve benim içtiğim yerden kendisi de içti. "Hey bu iğrençti" dedim. O ise "Dudaklarına yapışarak daha iğrenç şeyler yapabilirim" dedi. Hemen sustum ve önüme döndüm.
.
.
.Sonunda akşam olduğunda oturduğumuz yerden kalktık. Resmen orada aynı şekilde dura dura heykele dönüşecektik . Fazlasıyla muhabbet ettik ama o bana öğrenmemi istediği şeyleri söyledi. Bazı konularda gerçekten çok sessiz kaldı. Ailesi hakkında konu bile açtırmadı. Gerçekten ailesinden nefret ediyor olmalı.
Karaokeye doğru ilerledik. Ne tesadüfdü ki evimizin 2 km uzağında bir tane vardı. Yürüyerek gitmeye karar verdik.
Biraz ilerledikten sonra kulaklığımı taktım ve bir müzik bulmak için telefona bakmaya başladım. Birden bire beni kolumdan çekip duvar ile kendi arasına soktu. Önce ona sonra karşıma baktığımda bir kaç erkek kişisinin bize doğru geldiğini gördüm.
Almira: Havada kıskançlık kokusu var.
Ateş: Kıskanırım kızım. Hiç öyle itiraz etmeyeceğim. Ben sevdiğim ve değer verdiğim her şeyi kıskanırım.
Elini tuttum sıkıca ve yolunuza devam ettik. Benim şarkıya ihtiyacım yoktu benim en güzel şarkım yanımdaydı.
.
.
.
Ateş: Senden daha güzel
Senden daha güzelll!
Sana nerden rastladım oldum derbeder.
Kendimi sana sakladım senden daha güzel kimseleri de takmadım...Şarkıyı söylerken tamamen gözlerimin içine bakıyordu. Buradaki herkesin gözü onda onun gözleri ise bendeydi. Şarkıyı bitirdiğinde sahneden inip yanıma geldi. Bana sıkıca sarıldı ve yanıma oturdu.
Ateş: Bir şeyler içmek ister misin?
Almira: 18 yaşında değilim.
Ateş: Ama ben paramla bütün kapıları açabilirim.
Almira: Kırmızı şarap, bu arada sesin çok güzel. Şarkıyı o kadar güzel söyledin ki sesinden öpmek istedim.
Ateş: Sana bakarak söylediğim için şarkı güzel oldu. Yoksa asla beceremem. Ayrıca sesimden öpmene gerek yok sonuçta sesler dudaklarımdan çıkıyor.
Almira: Hey kapa çeneni! Hadi nerede benim şarabım?
Elini kaldırdı ve garsonu çağırdı. Garson ağır adımlarla yanınıza geldi. Gerçekten yorulmuş gibiydi. Acıdım doğrusu. Gecenin bu saatinde calisnak zorunda olmak fazlasıyla kötü.
Ateş: Bize iki bordo şarap, kendine de bir kahve al olur mu benden olsun. Uykusuz görünüyorsun.
Garson: Hemen getiriyorum. Teşekkür ederim.
Ateş kafasını salladığında garson hızlıca yanımızdan ayrıldı. İyi kalpli bir çocuktu. Gerçekten dışarıdan ne kadar psikopat dursa bile fazlasıyla iyiydi. Neden kendini bir suçlu sınıfına koyuyordu anlamıyorum.
.
.
.
Biraz içtikten sonra aklıma takılan soruyu sormaya karar verdim.Almira: Bu kadar iyi bir insanken neden kendini suçlu olarak tanımlıyorsun? Ne yaptın ki sen?
Ateş: Bu ellerdeki kanı sen göremiyorsun Almira. Ben hala görebiliyorum. Bu konuyu acmasan olur mu? Ben sana her şeyi daha sonra anlatacağım. Acıları şarap eşliğinde anlatmak güzel değil. Bir rakı açar ve karşılıklı konuşuruz.
Almira: Şimdi ne yapacağız.
Ateş: Kalkalım ve gidelim. Belki bu gece huzurlu bir şekilde uyuyabilirim.
Almira: Niye normalde huzursuz musun?
Ateş: Ben şimdiye kadar hep huzursuzdum. Şimdi huzurum yani sen yanımdasın. Artık huzursuzluk yok. Sonsuza kadar huzur ve mutluluk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE 2: Yeşil Gözlü Sadist (Tamamlandı)
Roman pour Adolescentsİlk kitabımın ardından sözüm üzerine Çete iki kitabını da yayınlamaktayım. Bu kitap için sizi çok uzun süredir bekletiyorum. Umarım beklediğinize değecek bir kitap olur. Mert ve Esra'nın biricik oğlu Uzayın 18 yaş doğum gününü bir barda Almira ile...