Baran'ın yazdıklarıyla merakla uygulamaya tekrar girdim ve üstteki arama motoruna "Göğe Bakanlar Durağı" yazdım. Odada şuan 35 kişi görünüyordu. Derin bir nefes aldım ve merakla yazının ismine tıkladım. Odaya giriş yaptığım anda hoparlörden yankılanan kahkahalarla kaşlarım havaya kalktı. Sanırım keyifli bir sohbetin üzerine gelmiştim.
"Odaya giren kişinin adını gördünüz mü?"
"Boş İşler Müdüresi mi? Vay, çok orijinal!"
"Bence direkt odadan atalım, kesin trol yapmaya gelmiştir."
"Bir de oda lideri olacak. Biraz misafirperver ol, İlyas!"
"Aman Gül Hanımefendiciğim neler diyorsunuz!" Gelen cümleden sonra tekrar kahkaha atan insanlara gülümsemeden edemedim.
"Boş İşler Müdüre'si sana şimdi mikrofon daveti atıyorum, onu kabul edip yanımıza gel de konuşalım." Adının İlyas olduğunu söyledikleri lider konuştuktan sonra ekranda beliren bildirime baktım.
ლ(Kazanova)ლ sizi mikrofona davet ediyor.
Kabul Et / Reddetİçime sinen çekingenlikle hızla reddet tuşuna bastım. Onlarla ne konuşacaktım ki? Ekranın altındaki boş kutuya tıkladım ve düşünmeden yazmaya başladım.
Boş İşler Müdüresi: Annem ve babam içeride televizyon izliyorlar. Konuşursam sesim onlara gider, mikrofona gelemiyorum. Yazarak size katılsam olmaz mı?"
Yazıyı gönderdiğim an boğazıma oturan yumruyla haykırmak istedim. Ben yetimhanede büyümüştüm. Benim anne ve babam yoktu.
"Sorun değil gardaş. Adın ne, kız mısın erkek misin onu de hele de sana nasıl sesleneceğimizi bilelim." Şivesinden dolayı kürt olduğunu anladığım kişinin dedikleriyle gülümsedim. Kaba bir üslubu olsa da ses tonu cana yakın gelmişti.
"Yahu Baran, kullanıcı adını görmüyor musun? Müdüre yazıyor müdüre! Karşında bir hanımefendi var."
"Yav ne bilem ben, akıl edemedim işte. Kusura bakma bacım benim akıl biraz ağır aksak çalışır." Kulağıma dolan konuşmalarla ellerim titremeye başlamıştı.
Baran
Baran
Baran
Bu Baran, benim Baran'ım olabilir miydi? Tövbe estağfurullah benim Baran'ım ne, Leyla? İyice kafayı yedim herhalde.
"Eyi de bu bizimle neden konuşmuyor? Acaba yazmayı mı bilmiyor."
"Az önce müsait değilim diye yazdı ya Baran."
"Öyle yaptı değil mi? Aha kapı çaldı. Gençler benim peder geldi ben kaçar!" 3. Mikrofon boşaldığı anda . (・ω・)つ Doğu'nun Celladı⊂(・ω・) nickli kişinin Baran olduğunu ve babasının çağırdığını söylemesiyle benim tanıdığım kişi olmadığını anlamıştım. Benim tanıdığım Baran hapishanede kalıyordu. Fakat ya kendisini başka bir şekilde tanıttıysa? Yani aslında o da olabilir.
"Boş İşler Müdüre'si! Orada mısın?" Nickinin "❥ Gül Çiçek" adının ise Gül olduğunu öğrendiğim kadının seslenişiyle yazma kısmına tıkladım.
Boş İşler Müdüresi: Evet buradayım. Kusura bakmayın sizi dinlemek çok eğlenceli olduğu için yazmayı unuttum! Bana nickim ile seslenebilirsiniz ve evet, erkek değilim ;)
"Ah, demek aramıza güzel bir bayan daha geldi! Öncelikle Müdüre Hanım sizden bir ricam olacak. Konuşmasanız bile mikrofonda durur musunuz? Kendinizi sessize aldığınız zaman biz sizi duymayacağız. Ama siz mikrofonda durdukça level atlayacaksınız." Kazanova nick'li oda sahibi İlyas, mükemmel bir üslupla bana ne yapmam gerektiğini anlatırken önce sol üstte yazan üye ol kutucuğuna tıklayarak odaya üye oldum. Ekrana düşen mikrofon davetiyle bu sefer bildirimi kabul ettim ve 10. Mikrofonda oturan oda sahibi İlyas'ın yanındaki mikrofonda kendimi buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (1-2)
General FictionLeyla, yattığı hastane odasında ölümü bekleyen bir kadındı. Yalnızlığında boğulmasına ramak kala eline aldığı telefondan bir numara salladı. Ve salladığı numara, hapishanede yaşayan bir mahkuma aitti. 📮 Leyla: Konuşacak kimsem yok. Bir çiçeğim bile...