MAHKUM (1-2)

10

"Geldik abla." Taksi şoförünün sesiyle kendime gelerek çantamdan çıkardığım parayı adama uzatarak taksiden indim. Karşımda en az üç bina büyüklüğünde koskocaman bir yapı duruyordu.

Mekanın duvarları simsiyahtı ve bir tane bile penceresi yoktu. Koskocaman kapının üstünde mavi neon renginde parıldayan "Efsunkâr" yazısı gözümü alırken sırada olan insan seline kısa bir bakış attım. Çok fazla insan vardı. Bu sıranın sonuna kadar ilerlesem bırak sabahı iki gün sonra ancak sıra bana gelirdi. İçeriye nasıl girecektim?

"Bu insanlar salak mı? Davetiyesi olmayan içeriye alınmıyor. Neden hala bekliyorlar?"

"Biliyorsun, bu parti hem çok özel hem de çok gizemli. Onlar için burada durmak bile büyük bir heyecan. Neyse, hadi gel davetiyemizi göstererek içeriye girelim."

Yanımdan geçip giden çifti dikkatle izledim. Sıradaki insanları umursamadan kapıya ilerlediler ve orada duran 8 korumanın birine davetiyeyi göstererek içeriye girdiler. Derin bir nefes alarak çantamdan telefonumu çıkardım. Şansıma Baran çevrimiçiydi.

Leyla: Arslan sensin.

Baran: Sen de kraliçe Elizabeth?

Leyla: Ciddiyim.

Baran: Ben değilim.

Leyla: O kadarını yaptığın iğrenç espriden anladık.

Baran: Değilim derken demek istediğim ben, Arslan değilim.

Leyla: Hayır. Sen, O'sun.

Baran: Ne inatçı karısın be!

Leyla: Sen de ne taş kafalı bir adamsın! Karı değil kadın!

Baran: Ay ay ay incilerin döküldü madem dur toplayayım.

Leyla: Konuyu değiştirme! Seninle ne konuştuysam oldu. Doğru söyle sen Arslan mısın?

Baran: Değilim.

Leyla: Yalancı!

Baran: İnanıp inanmamak sana kalmış.

Leyla: Benimle oyun oynuyorsun!

Baran: Oyun oynadığımı düşünüyorsan o zaman davete gitme?

Leyla: Çok geç...

Baran: Şaka?

Leyla: Gerçek. Mekanın önündeyim. İçeriye girmeden önce son kez seninle konuşmak istedim.

Baran: Salak karı! Madem seninle oyun oynadığımı düşünüyorsun neden davete gittin? Eceline mi susadın!

Leyla: Öncelikle karı değil kadın. İkinci olarak değilim desende senin Arslan olduğunu düşünüyorum ve madem bir oyun oynamak istiyorsun o zaman hazır ol. Çünkü oyuna katılmaya karar verdim. Son olarak... Ben zaten öleceğim. Ha bir gün geç ha bir gün erken. Artık benim için önemsiz.

Baran: Leyla! Ben, Arslan değilim! Girme o mekana. Başına ölümden daha büyük bir bela alacaksın, girme o mekana!

Leyla: Arslan değilsen bile bana bildiğin gerçekleri anlatmıyorsun. Şuan umurumda da değil.  Görüşürüz Baran, katılmam gereken bir parti var. Ben kaçtım!

Telefonu çantama koyarak maskemi yüzüme geçirdim ve mekanın kapısına ilerleyerek davetiyemi korumanın birine uzattım. İçim titriyordu. Kapıdaki korumalar bile o kadar korkunçlardı ki...

"Hoşgeldiniz Leyla Hanım. Siz özel davetlilerden birisiniz, lütfen arkadaşı takip edin. Sizi yönlendirecek." Yutkunarak kafamı salladım ve önden ilerleyen adamın arkasından ilerlemeye başladım.

İçeriye girdiğimizde bizi karşılayan duvarları siyah, kırmızı neon ışıklarıyla aydınlatılmış uzun bir koridor olmuştu. Elbisenin izin verdiği ölçüde önümde ilerleyen adama ayak uydurmaya çalıştım. Koridorun sonunda biri tam ortada diğer ikisi sağ ve solda olmak üzere üç tane merdiven vardı.

"Sağ taraftaki merdiven sizi özel misafirler için ayarlanan oyun odalarına götürür. Sol taraftaki merdiven patronun katı. Ortadaki merdiven ise parti alanı. Bu kart sizin." Bana uzatılan gold rengi kartı alarak incelemeye başladım fakat üzerinde yazan "efsunkâr" kabartmasından başka hiçbir detaya sahip değildi.

"Bu kart nedir?"

"Size özel hazırlanan bir kart. Burada şahsi paranızı harcamanıza gerek yok. Çalışan kişiye bu kartı göstermeniz yeterli. İstediğiniz her şeyi yiyip içerek istediğiniz oyunlara istediğiniz kadar para yatırabilirsiniz."

"Anlamadım, ne?"

"Kısacası bu gece sistem size hizmet ediyor Leyla Hanım. Dediğim gibi sağ merdiven özel oyun odalarına, ortadaki merdiven parti alanı sol merdiven ise patronun katı. İstediğiniz merdivenden ilerleyebilirsiniz. İzninizle benim gitmem gerekiyor." Cevabımı beklemeden giden korumanın ardından sol merdivene dikkatle baktım.

Orası patronun olduğu kattı? Ve az önce o adam istersem oraya gidebileceğimi söyledi?

Baran... Orada mıydı?

♣️💭♠️

Leyla gemileri yakmış gibi?

Sizce gider mi patron katına?

Ve şu geleneksel sorum. Sizce Baran aslında Arslan mı?