Yorum yapıp vote vermeyi unutmayalım ;)
♣️Göğsümde yaşayan serçelerin, heyecanla çarptığı kanatlarının yarattığı rüzgar yüzüme vuruyordu. Ürkek adımlarla girdiğim parti alanında kimseyi çok fazla incelemeden bir köşeye çekilerek ne yapacağımı düşündüm. Gözümün takıldığı bar tezgahına doğru sakin adımlarla ilerledim. Yanından geçtiğim insanların kimi muhabbet ediyor kimi delice dans ediyordu.
Değişmeyen tek şey herkesin attığı kahkahalardı.
Bar tezhanına yanaşıp sandalyeye oturur oturmaz önüme konulan bardakla şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Karşımda aslan maskeli bir adam vardı.
"Alkolsüz meyve kokteyli Leyla Hanım. Afiyet olsun ve iyi eğlenceler." Cevap vermemi beklemeden diğer müşterilerle ilgilenmeye dönen çalışanı çok umursamamaya çalışarak önümdeki kokteylden bir yudum aldım. Hoşuma giden tadı beni gülümsetirken omzuma dokunan ellerle irkilerek arkamı döndüm.
"Korkuttum sanırım, özür dilerim. Elbisene ve maskene bayıldım kızım!" Bana gülümseyerek büyük bir heyecanla konuşan kadına baktım. Yüzünde kırmızı bir kelebek maskesi vardı. Sarı saçlarını aynı renk kelebekler süslerken giydiği bordo elbise vücuduna tam oturuyor, baldırında biten uzunluğu güzel ve biçimli bacaklarını ortaya seriyordu.
"Şey... Ben... Teşekkür ederim." Mırıltı gibi çıkan sesime karşılık bana yaklaşarak kulağını çeviren kadına gülümseyerek aynı cümleleri bu sefer yüksek sesle dile getirdim.
"Cık cık! Doğruları söyleyen birine naziklik olsun diye teşekkür etme bebeğim. Yalnız mısın?"
"Evet, yalnızım."
"Ben de yalnızım ne güzel! Bu gece birbirimize eşlik edelim. Hadi gel benimle!" Kadın, kolumdan tuttuğu gibi beni dans pistine getirerek kollarını kaldırmış ve çalan şarkıda kahkaha atarak dans etmeye başlamıştı. Şaşkınlıktan koca pistte öylece dikiliyordum. Kadının samimiyeti daha önce yaşamadığım bir şeydi.
"Hey! Hadi dans et!" Heyecanla bağırdığı kelimeler kanımı kaynatırken gülümsedim ve onu takip ederek dans etmeye çalıştım. Acemi taklidime karşı tekrar kahkaha atarak ellerimi tutan kadın beni yönlendirirken içime dolan mutluluk o kadar fazlaydı ki hayatımda hiçbir zaman yapmadığım bir şey yaptım ve kocaman bir kahkaha attım.
"Ayol ben yoruldum hadi gel bir şeyler içelim." Beş dakika sonra sürüklendiğim pistten inmiş ve bar tezgahının koltuklarına geri dönmüştük. Nefesimi düzeltmeye çalışırken kalbimi yokladım. Hızlı atsa da beni zorlamıyordu. Oysa hızlı yürümek bile canımı yakardı.
"Hişt yakışıklı! Bize iki tekila!" Az önce bana kokteyl veren aslan maskeli görevli bize şöyle bir bakmış ve kadına küçük bardakta içecek verirken bana daha önce verdiği kokteylden uzatmıştı.
"İki tekila demiştim."
"Leyla Hanım'a alkolsüz içecek verilmesi emredildi." Adam bana bir baş selamı vermiş ve diğer müşterilere geri dönmüştü.
"Vaaay özel muamele he! Sevdim bunu." Kadına gülümseyerek kokteylden bir yudum aldım.
"Çok samimisin." Cümleme karşı bir kez daha gülen kadın içimi ısıtmıştı. O kadar hayat dolu ve içtendi ki...
"Sen de çok çekingensin. Rahatla biraz! Burada kimse kimseyi tanımıyor. Yani affedersin ama biri çıkıp ortaya sıçsa dahi kimse onu umursamaz. Efsunkâr bu partileri yılda bir kez yapar. Bu yüzden herkes çok heyecanlı. Gerçi bu yıl ard arda iki parti oldu. Ay inşallah üçüncüsünü de yaparlar." Neredeyse nefes almadan konuşan kadına doğru eğildim ve merakla sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (1-2)
General FictionLeyla, yattığı hastane odasında ölümü bekleyen bir kadındı. Yalnızlığında boğulmasına ramak kala eline aldığı telefondan bir numara salladı. Ve salladığı numara, hapishanede yaşayan bir mahkuma aitti. 📮 Leyla: Konuşacak kimsem yok. Bir çiçeğim bile...