"Doktor bey çıksam olmaz mı?"
"Leyla Hanım, değerleriniz çok düşük. Kalp ritminiz düzensiz. Dün gece çok büyük bir kriz geçirdiniz, şuan benimle konuşmak bile sizi yoruyor. Bu şartlar altında sizi hastaneden çıkaramam."
"Ama..." Arslan bizi parka götürecekti.
"Üzgünüm Leyla Hanım, dinlenmeniz gerekiyor." Daha fazla inatlaşmanın bir anlamı olmadığını anlayınca gözlerimi kapatarak sırtımı doktora döndüm. Kapının açılıp kapanma sesi odamda yalnız kaldığımı bana bildirirken gözümden akan yaşı hızla sildim. O parka gitmeyi o kadar çok istiyordum ki... Telefonumun bildirim sesiyle yatakta doğrularak gelen mesaja baktım.
Baran: Öldün mü lan zırlak karı?
Mesajı okuduktan sonra dolu gözlerime rağmen kahkaha atmıştım.
Leyla: Karı değil, kadın.
Baran: Aynı bokun laciverdi.
Leyla: Hayır, değil.
Baran: Yav he he ondan. Naptın bakalım?
Leyla: Ağlıyorum.
Baran: Şaşırmadım, zırlak karı. Pardon! Zırlak kadın. Yine neden ağlıyorsun?
Leyla: Parka gidecektim ama doktorum izin vermiyor.
Baran: Şaka mısın sen? Gerçi bendeki de soru. Bir çiçeğim bile yok diye ağlayan veletten ne bekliyorsam.
Leyla: Ama Arslan oğlu Kandemir ve beni parka götürecekti. Şimdi ne diyeceğim ona?
Baran: Annem izin vermiyor niloya, siz gidin.
Leyla: Ne! Ne! Sen niloyayı nereden biliyorsun?
Baran: Bi' ara koğuştaki televizyon anteni bozulmuştu, sadece çocuk kanalı çekiyordu. Biz de okey oynarken arada izlemiştik.
Leyla: Ya hahhaha gözümde canlandı da hahahha
Baran: Doktor neden çıkmana izin vermiyor?
Leyla: Gece kriz geçirdim, değerlerim çok oynak.
Baran: Geberip gideceksin hala park diye ağlıyorsun. Zaten incecik de bir şeysin tam geberik karısın ha. Arslan şuan tam karşımda oturuyor gidip ona söyleyeceğim seni.
Leyla: Ne? NE DİYECEKSİN! SAKIN KRİZ GEÇİRDİĞİMİ SÖYLEME!
Baran: Banane kızım senin kriz işlerinden, o senin bileceğin iş. Ben başka bir şey diyeceğim.
Leyla: Ne? Ne diyeceksin?
Baran: Sen şu geberik karıyı bırak da beni al diyeceğim.
Leyla: NE OLUYOR LAN BU AŞAĞILIK ORTAMDA! O kadar erkeğin arasında bula bula kayacak benim aşık olacağım adamı mı buldun dede! Bak dede diyorum yaşından başından utan DEDE!
Baran: Sen harbi kafayı yemişsin ha.
Leyla: Görürsün sen şimdi kuduruk dede seni.
💫
Leyla: Arslan!
Leyla: Arslan koş koş bak bana hemen!
Leyla: Elden gidiyorsun Arslan kolla arkanı!
Arslan: Ne diyorsun Leyla, anlamıyorum?
Leyla: Baran'dan uzak dur!
Arslan: Ne alaka?
Leyla: Bana dedi ki sana gelip şey diyecekmiş.
Arslan: Ney diyecekmiş?
Leyla: Sen şu geberik karıyı bırak da beni al diyecekmiş.
Arslan: Geberik karı?
Leyla: Benim. 😞😣😖
Arslan: Sana geberik karı mı diyor o ihtiyar?
Leyla: Zırlak karı da diyor.😞 Sürekli karı diyor bana Arslan.
Arslan: Kıyamam.
Leyla: Karı değil kadın diyorum anlamıyor.
Arslan: Döveyim mi onu?
Leyla: Döver misin? 🥹
Arslan: Sen istiyorsan senin için döverim.
Leyla: Yaaaa yerim ki...
Arslan: Ye.
Leyla: Ama o yaşlı, Arslan.
Arslan: Ne yaşlısı yavrum. Bu haysiyetsiz dokuz köyü birbirine düşürür.
Leyla: Yaaaa yavrun muyum gerçekten? 🥹
Arslan: Yavrumsun.
Leyla: Doğru diyorsun o fitne fesatçı dokuz köyü birbirine düşürür ama sen yine de onu dövme. O, benim ilk arkadaşım.
Arslan: İnsanlar bazen arkadaşlarının iyilikleri için onları dövmeli.
Leyla: Yaaaa o öyle mi oluyor? Benim hiç arkadaşım olmadığı için bilmiyorum.
Arslan: Leyla...
Leyla: Efendim?
Arslan: Yiyeyim kız ben seni.
Leyla: Ay aman efendim nerelere geldik.
Arslan: Önemli olan nerelere geldiğimiz değil yavrum. Nerelere gideceğimiz.
🖤♠️♣️
🌺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (1-2)
General FictionLeyla, yattığı hastane odasında ölümü bekleyen bir kadındı. Yalnızlığında boğulmasına ramak kala eline aldığı telefondan bir numara salladı. Ve salladığı numara, hapishanede yaşayan bir mahkuma aitti. 📮 Leyla: Konuşacak kimsem yok. Bir çiçeğim bile...