Merhabalaaar. Uzun bir ara sonra artık buralardayım. Düzenli bölüm atmaya artık devam :) Yeni bölümü bırakıp kaçıyorum. Herkese iyi okumalaarrrr :)
Multimedia: Bahar VuralSerkan'ı karşımda görmeyi hiç beklemediğim bir şeydi. Bir fare gibi mutfağa ilerleyerek ayaküstü bir şeyler yiyordu. Sinirle gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım.
''Babama seni göndermemesini söylemiştim.'' dediğimde ağzına attığı lokmasıyla bana döndü.
''Babamın haberi yok ki.'' deyip kocaman gülümsedi. Suratımı buruşturup gözlerimi devirdiğimde bakışlarım Umay'a döndü. Serkan'ın buraya gelmesine o da bir hayli şaşırmıştı.
''İyi. Babam buraya geldiğini anlamadan yarın erken saatte geri döneceksin.'' deyip ayaklandığımda hızlı adımlarla yanıma ulaştı.
''O kadar yolu boşa mı geldim? Ne acımasızsın.'' diye sitem etmeye başlamıştı. Bir şey demeden bakmaya devam edince pes edermiş gibi ellerini kaldırdı. ''Evden giderim ama İstanbul'dan gitmem. Bunda anlaşalım hemen.'' dedi.
''Benimle pazarlık mı yapıyorsun?'' diye terslediğimde gözlerini devirdi. Dudaklarını büzerek valiziyle birlikte misafir odasına doğru ilerlemeye başladı. ''Bir de valiz getirmiş. Seni burada tutacağımı nasıl düşündün acaba?'' diyerek söylenmeye başladım. Odama girdiğimde pijamaları dolaptan çıkarıp yatağın üzerine fırlattım. Üzerimdeki ceketin düğmelerini açtığımda kapı zilinin kulaklarımı tırmalamasıyla açtığım düğmeleri geri kapattım.
''Ben bakarım!'' diye seslenen Serkan'ı umursamadan hızlı adımlarla odadan çıktım. Kapıyı açan Serkan'ın karşısına Korhan'ın dikilmesiyle şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Serkan'ı gören Korhan'ın kaşları çatılmıştı. Bakışları bana döndüğünde tek kaşını kaldırarak Serkan'ı işaret etmişti. Bir şey demeden Korhan'a doğru yaklaştım.
''Serkan bize biraz müsaade et.'' dediğimde kaşlarını çatarak sert bakışları yüzümü buldu.Korhan'ı karşısında görmek onu hem şaşırtmış hemde sinirlendirmişti.
''Bu saatte ne işi var bu herifin burada?'' deyip bakışları bir beni bir de Korhan'ı buldu.
''Bende aynısını senin için soracaktım.'' dedi, Korhan. Serkan'ın şaşkın bakışları Korhan'ı bulduğunda içtenlikten uzak bir şekilde gülmeye başladı. Ortamın kızışacağını az çok tahmin edebiliyordum.
''Ablamın evine geldim. Peki sen?'' diye sorduğunda Korhan, omzunu kapının kenarına yaslayarak kollarını birleştirdi.
''Bahar ablan olabilir. Ama Umay ablan değil.'' deyip güldü. ''Buraya da borçların karşılığında ailenin emeğini sattığın otelin patronu olarak geldim.''diyerek bir kez daha gülümsedi. Serkan'ın karşılık vereceğini anladığımda koltuğa fırlattığım çantamı alarak Serkan'ı susturdum.
''Umay sorarsa dışarıya çıktı dersin. Birazdan gelirim.'' diyerek evden çıkıp Serkan'ın bir şey demesine müsaade etmeden kapıyı kapattım. Ayakkabılıktan aldığım topuklu ayakkabıları ayağıma geçirirken dengemi kaybedeceğimi anlayıp Korhan'ın kolundan tuttum. Gözleri gözlerimi bulduğunda bir şey demeden tutunmama müsaade etmişti.
''Sen niye gelmiştin?'' diye sorduğumda kafasını hafifçe eğerek çok kısa bir süreliğine güldü.
''Teşekkür etmek için gelmiştim. Ama başıma bela oldun, iyi mi?'' dediğinde gözlerimi kısarak baktığımda tekrardan gülmüştü.
''Canım kahve istediği için çıktım evden. Sen bahane oldun.'' dedim, asansöre doğru ilerleyerek.
''İçimden bir ses tam tersi olduğunu söylüyor.'' dedi, Korhan. Gülmeye başladığımda bakışları bir kez daha gözlerimi buldu. Bakışlarımı kaçırıp gelen asansöre bindim. Bugün diğer günlere nazaran uzun uzun bakıyordu gözlerime. Bir şey demeden sadece bakıyordu. Ortamın sıcaklığı sanki yanaklarıma vurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BAHAR
Teen Fictionİşine fazlasıyla düşkün bir Şef, işine fazlasıyla düşkün bir Mühendis. Karşılaşmaları işte böyle başladı. İkisi de işi için en iyisini isterken hedefleri bir noktada buluştu. Bu sadece hedeflerin buluşması mıydı yoksa hayatların mı?