Multimedia: Umay Yılmaz
'' Ben oteliniz için geldim. Satın almak istiyorum. Maliyet sorun değil benim için, anlaşacağımızı düşünüyorum. ''
Oteli satmak mı? Bu teklifi beni oldukça şaşırtmıştı. Tam cevap vereceğim sırada Efsun kahveleri getirmişti.
'' Teşekkürler, Efsun Hanım. '' Deyip ne söyleyeceklerimi kafamda bir kez daha tarttım.
'' Korhan Bey, böyle bir şeyi hiç düşün- ''
'' Dediğim gibi maliyet sıkıntı olmayacaktır, Bahar Hanım. ''
Korhan Bey'in sinir bozucu tavırlarını görmezden gelmeye çalışarak bir kez daha konuşmayı denedim.
'' Korhan Bey ben oteli satmayı düşünmüyorum. Bunun için maliyetle bir ilgisi yok maalesef. '' Korhan Bey gülerek elindeki fincanla ilgilenmeye başladı. Karşımda hala satın alacağından çok emin bir şekilde gülüyordu. Bu ukala tavırları sinirlenmemi sağlamıştı.
'' Sanırım bu konuyu Serkan Bey ile konuşmam gerekiyormuş. Her şey için teşekkürler Bahar Hanım. '' Diyerek ayaklandı. Sinirle gülmeye başladım. Gerçekten şansını fazlasıyla zorluyordu.
'' Serkan Bey'in onaylaması için benden onay alması gerekecek. Yani Korhan Bey, her şey maliyetle olmuyor ne yazık ki. Vaktinizi Serkan Bey'i ikna etmekle geçirmek yerine yeni yerler bakmanızı tavsiye ederim. '' Diyerek gülümsedim.
'' Bahar Hanım buraya sahip olacağımdan emin olabilirsiniz. Benimle iyi geçinseniz iyi edersiniz. '' Diyerek ukala bir şekilde güldü.
'' Burada patron benim Korhan Bey. Söyleyecekleriniz bittiyse çıkabilirsiniz.'' Odadan çıkarken arkasından kaşlarımı çatarak baktım. Telefonumu alıp Serkan'ı aradım.
'' Ablaların gülü n- ''
'' Odana geç geliyorum. '' Deyip telefonu kapattım. Odamdan çıkıp otele doğru ilerlemeye başladım. Serkan, Korhan Bey'e kanabilirdi. Güzel bir dille uyarmam gerekecekti. Serkan'ın odasına girdiğimde önündeki dosyalardan kafasını kaldırarak bana baktı.
'' Hayırdır abla? Yine agresifliğin üstünde. '' Karşısındaki koltuğa oturup biraz nefeslendim. Serkan'a anlattım sonra Korhan Bey ile aramızda geçen tüm konuşmaları.
'' Bu kadar iddialı konuştuğuna göre iyi bir rakam sayacak. '' Deyip bacak bacak üstüne atıp sırıtmaya başladı. Kafasına bir tane vurup '' Çıldırtma beni çocuk. Bak o herife ağzının payını verip göndereceksin, duydun mu beni? Dedemden kalan bir otel burası. Senin ya da benim emeğimi hiçe sayıyorsan babam ve dedemin emeklerini düşün. Sakın söylediklerimin tersini yapma Serkan, çok fena olur! ''
'' Abla tamam ya niye hemen sinirleniyorsun? '' Serkan'a ne kadar güvenmesem de onaylayıp restorana geri döndüm. Tüm günüm böyle agresif geçmişti. Çıkış saatimiz geldiğinde anahtarları nöbetteki personellere verip arabaya doğru ilerlemeye başladım. Arabaya bindiğimde Umay'da hemen yanıma oturdu.
'' Emre yok mu? '' Diyerek Umay'a döndüm. Emre yakın olduğum iş arkadaşlarımdan biriydi. İş çıkışı hep birlikte dönerdik. Bugün çıkışta göremeyince gözlerim onu aradı.
"Bugün yok. İş çıkışı kafa dağıtacağını söyledi. '' Dediğinde arabayı çalıştırdım.
'' Anlat bakalım o gelen yakışıklı kimdi? '' Demesiyle tekrardan sinirlendim.
'' Oteli satın almak için geldi. Umay,
satmıyorum dediğim halde karşımda pişkin pişkin sırıtıyordu. Hareketleri çileden çıkardı beni. '' Gerildiğimi anlayan Umay gülerek ortamı yumuşatmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BAHAR
Genç Kurguİşine fazlasıyla düşkün bir Şef, işine fazlasıyla düşkün bir Mühendis. Karşılaşmaları işte böyle başladı. İkisi de işi için en iyisini isterken hedefleri bir noktada buluştu. Bu sadece hedeflerin buluşması mıydı yoksa hayatların mı?